Arkadaşlar, sitede en çok paylaşılan sahte alıntıları https://1000kitap.com/SahteAlintilar ile bu iletide topladık. Sitedeki bilgi kirliliğini temizlemek için bu alıntılara rastlarsanız lütfen şikayet ediniz. Ve lütfen okumadığınız, kitaplarda kendi gözlerinizle görmediğiniz alıntıları eklemeyiniz. Bu sözlerin mal edildiği kişilere ve sözlerin
Mevlâna güzel günlerin müjdesini şu sözüyle veriyor.
"Yeni yapraklar çıkabilsin diye
eski yaprakları temizler hüzün.
Üzülme. Sonbahar serttir ama
sonu aydınlıktır."
İnsanın bu etrafımızdaki topraklardan hiç farkı yok. Bakıyorsun bir gün bütün arzuları sonbahar yaprakları gibi kurumaya başlıyor, içinde her şey ölüyor, her şey kuruyor...
(Bu oldukça uzun bir hikayedir.. Pardon, incelemedir. Hazır mısınız? :)
Durun!! Durun!!
Kalkmış olamaz tren…
Anlatacağım neden geç kaldığımı..
Yıldızlı gözlerimde neden bunca isin, yorgunluğun düştüğünü.. Bu pespaye halimi, bu yaralarımı, bırakın şu trenin kolunu tutacak mecali, tüm o yolları aşıp nasıl geldiğimi..
...
Trene bindim, Ülkeme
Hangi ümide sarılsam elimde kalıyor, neyi seversem ölüyor. İşte üç sene evvel bir sonbahar akşamıyla beraber ölen genç kızlık rüyalarım, kendi küçüklerim, sonra Munise, onun arkasından belki kalbimin öksüzlüğünü avuturlar diye ümit ettiğim talebelerim. Yavrularını tehlikede gören bir ana kuş hırçınlığıyla üstlerine titrediğim bu şeyler, sonbahar yaprakları gibi birer birer sararıyor, dökülüyor. Daha yirmi üç yaşıma girmedim; yüzümden, vücudumdan çocukluğun izleri silinmedi; halbuki gönlüm, baştan başa bütün sevdiklerimin ölüleriyle dolu.
"Doğayla savaş halindeyiz. Eğer kazanırsak, kaybedeceğiz." demiş Hubert Reeves.
Bu sözün değeri o kadar net ve o denli büyüktür ki, üzerine koca koca ciltli kitaplar yazılabilir. Gazeteci yazar Jacques Girardon da bu temelde, alanında uzman üç bilim insanı ile, bitkilerin evrimi ve yeryüzündeki yolculuğu hakkında ropörtaj niteliğinde
Karınca ayağı gibi minimini yazılarla dolan mektep defterimin son sayfasına geldim. Ne hazin tesadüf! Sergüzeştimle beraber defter de bitiyor. Yeni bir deftere yeni hayatımı yazmaya başlamak mümkün değil, artık söyleyecek neyim kalıyor ki? Hem yarın başkasının karısı olduktan sonra buna ne hakkım, ne cesaretim olacak. Öbür sabah başkasının
ÖYLE G E L
Sonbahar yaprakları
Gibi yaşam.
Bitap düşmüş bedenler.
Serzenişler kol gezer
Yitik umutların,
Yitik arzuları belki de
Köşe başında bekleyen .