Hayatta hiç bir çaresizlik aslında insanın çaresiz olduğundan başına gelmez hiç bir zaman. Ya Zamanın içinde ona yapılacak süprizler olacaktır Yada Hiç beklemediği anda mutluluk ona koşarak gelecektir. Peki ya Koşan mutluluk gerçek mutluluk değilse! işte buda kaderin Yarınlar için hazırladığı süprizlere alışma evresidir. Ama hiç kimse Hak etmediği bir mutluluğun içinde bulunmaz.
Bir yürek içinde ne kadar kıyamet biriktirirse işte depremlerden o kadar az zararla kurtulur. Dizlerinin kıymetini düşünce anlar insan bu hayatta. gözlerinin kıymetini gözyaşı dökmeye başlayınca. Ya sevmenin kıymetini ne zaman anlar. Aslında her ne kadar kaybedince cevabı gelsede. Aslında kaybedincede anlamaz. Benlik kavramından kurtulamadığı her an kaybetmeye mahkumdur insan...
Duruda üniversite yıllarında Hayatında ilk kez aşık olmuş biriydi. Platonik aşktan kurtulmuş Gerçek aşkı bulduğunu sanmanın yalancı gülümselemeleri ile avunurken. Sevdiği insanın evli olduğunu öğrenmesiyle bütün hayatı yıkılır. peki bu nasıl bir evlilik neden bu zamana kadar saklayıp hayatına duruyu dahil etmişti. Gerçek aşkın içinde aylarca gizlenmiş Bir Yemin... Hayatına çıkacak onca tercih ve vazgeçilemeyen bir çift göz. Kaçmak istediklerinden kaçamayıp her yaptığı hatadan sonra başa dönen bir hayat. Kaçmak istediklerimiz kurtulmak istediklerimiz değildir çoğu kez. bu roman üzerinden aşka bir tarif yapmak gerekirse eğer şöyle diyebiliriz.
Yıkılmış enkazın altından çıkardığın her şey kıymetlidir ne kadar üzerine betonlar düşsede. Ama duvarları yıkılmış bir odanın içine tekrar girip uyumak imkansızdır...
Songül Orduluülünsal