''Julian odasına girdiğinde, ilk düşüncesi şu olmuştu: ''Tanrım! Mutlu olmak ve sevilmek! Hepsi bundan mı ibaret yoksa?'' Bir insanın uzun süre hasret duyup da sonunda özlem duyduğu şeyi elde ettiğinde hissettiği, o şaşkınlık ve sinirlilik durumunu yaşıyordu. Hasret, insanın alışık olduğu bir durum olur da, birdenbire ortadan kalkarsa, bu boşluğu dolduracak olan anılar, henüz yeterli olgunluğa sahip değillerdir.''
Sayfa 96 - İlya Yayınları
Tanrı'yı tanımak ve sevmek en büyük ayrıcalığımız ve tanınmak ve sevilmek de Tanrı'nın en çok hoşlandığı seydir.
Reklam
En çok kendime gülerim ben. Büyük büyük laflar edip, ardından aptalca bir filmin olmadık yerinde ağlarım mesela. Bu ayrıntıları birbirine niçin anlatır ki insan? Sanırım ilgini çekmek, derinleşmek, daha çok fark edilip, daha çok sevilmek falan gibi bi nedenlerle...
Sayfa 119
"İnsan yenilmek için yaratılmadı" dedi dokunaklı bir sesle; "Ademoğlu mahvolur ama yenilmez."
İkimizden biri deli yüreklilik edip de, "Bundan öte aşk mı olur, seviyoruz işte birbirimizi!" diyemedi. Sevmek ve sevilmek yerine öç almaya, kine, nefrete odakladık körpecik duygularımızı. Yazık oldu! Yüreklerimizden yükselip gözlerimizden taşan, dilimizde düğüm olup kalan o eşsiz duyguyu, aşk'ı için için yaşadık da, adını koymayı beceremedik...
Manaya yönelmek, insana başlangıçta o kadar hoş gelmezse de, gittikçe daha çok tatlılaşır. Bu, suretin aksinedir. Suret önce hoş, latif görünür; fakat onunla ne kadar çok beraber bulunursan, ondan o kadar soğursun. O halde Kuran'ın sureti nerede, manası nerede!
Sayfa 122
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.