Şu kadınlar ne garip mahluklar. Duygusal durumları ne kadar çabuk değişebiliyor. Küçücük şeylerden nasıl da hemen etkileniveriyorlar. Bir anda dünyanın en mutsuz en kederli, en suçlu insanı iken, nasıl da kolayca gökyüzünün en üst katına çıkabiliyorlar. Sevgileri tutkuları uğruna neleri göze alabiliyorlar . Onlar için yaşamanın temel şartı Sevilmek. Aşk'la Tutku'yla sonsuza kadar Sevilmek ve asla Vazgeçmemek. Her şeyi affedebilirler ama Sevilmeme'yi Asla.
Sırça Fanus, Sudaki Yüzler gibi akıl hastalığıyla ilgili otobiyografik bir roman. Bir romanı çok sevdiğim zaman aynı konu ya da atmosfere sahip olduğunu düşündüğüm başka bir kitaba başlamak istiyorum. Sırça Fanus’u okuyup çok beğenince Sudaki Yüzler’i okudum. Sylia Plath, 20.yy ortaları Amerika’sında, bir moda dergisinde editörlük de yapan