Ergenlik çağında yaptığı çete kavgaları, yazar olarak tanınmak için verdiği mücadele, Martin Eden’inde aynı
Jack London gibi denizci olması, yazar olduktan sonra yazdığı kitaplara konularına ve içeriğine bakarsanız; yazarın ayak izlerini taşır; yazarın hayatından okuyucuya pek çok şey sunar. Aynı zamanda kitaptaki Ruth Morse karakteri,
Geleceği Şekillendirmek: İnsansız Ordular
✪ ✪ ✪
İnsan geçmişi düşündüğü gibi geleceği düşünme yeteneğine de sahiptir. Geçmişin yaşanmışlıkları, geleceğin yaşanacaklarına yol göstere bilirler. Geçmiş ile gelecek arasında ki anı iyi değerlendirmek için her iki olguyu da iyi kullanmak gereklidir. Geçmişin birikimiyle geleceği
(Spoiler içerir)
Fakir Baykurt... Ülkemizin gelmiş geçmiş en değerli kalemlerinden bir adam. Pek çoğumuzun ismini, kitabı filme, diziye uyarlandığı vakit duyduğumuz bir yazar. Kendini halkın eğitimine adayan Anadolu'nun en kıymetli filizlerinden, Köy Enstitülü gerçek bir öğretmen. Kaleminin ucunu kıranlara karşı, büyük bir kararlılık ile,
Bu ne biliyor musun?Hayatına neredeyse eksiksiz devam eden bir kadının yüzleşmesi bu.Bir anda bir adamın gelip tüm boşlukları doldurması ve sonra çekip gitmesi.Kadının daha önce farkına bile varmadığı boşluklarla kalakalması.Eksik bir şey bu.Öyle kuru kuru aşk değil.Ölüyorum bitiyorum edebiyatı yaptıran gelip geçici duygulardan hiç değil.Gerçek
YouTube kitap kanalımda Elon Musk'ın hayatını anlatan bu kitabı önerdim: ytbe.one/b1teQgT1toE
"Ya o uzaya gidilecek
Ya o uzaya gidilecek" Gaye Su Akyol
6 günde yarattığı, milyarlarca yıldır yaşattığı ve sınırlarını genişlettiği, 1971 yılına kadar çamurlarını şekillendirdiği evreni için Tanrı, şantiyesi olan Dünya için o
"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun."
Birhan Keskin, fakir kene
"Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
Okyanus etkisi tam da Ahmet Cemal ile aramızdaki durumu açıklar gibi. Nasıl desem bilmiyorum bu yazarın insanı saran bir havası var. Hem naif, hem güçlü, hem de zeki ve çok yönlü bir yazar. Bu yönlerin içinde de en önemlisi iyi bir kültür eleştirmeni. İçinde yaşadığımız kültürü çok iyi tanıyor, zayıf yönlerini ve bu yönlerin çözümlerini de iyi
“Nerede bulunduğunu gösterecek hiçbir şey yoktur burada. Ne dağlar ne ağaçlar ne de yolda tümsekler. Buralar göz alabildiğine dümdüzdür. Bir süre burada kaldıktan sonra, gidilecek bir tek yer olduğunu anlarsın: Yukarısı – tek dostun gökyüzüdür.”
sea. bu defa ileti olarak paylaşmaktansa incelemeler sekmesinde kaydolmasını istediğim için hususi olarak buraya kaydediyorum düşüncelerimi, iletilerimin arasında kaybolmasını istemiyorum, arada açayım okuyayım isteğiyle. bu bir inceleme değil, baştan sona zihin haritasıdır, bir kitap nereden nereye götürürün navigasyonudur. işin kötü yanı, benim
Adalet
Liyakat
Kararlılık
Ahlak
ilkeleri, devleti yönetme politikam olurdu ve bu doğrultuda hareket edip seçim zamanı icraat vaat ederdim.
Bazılarını sıralıyorum:
Dini bayramlarda yerel bir temsilci çocuklara harçlık vermek için gün boyu ilçenin merkez camisinde güler yüzle mesai yapacaktır
Vergide eşitlik değil vergide adalet tesis
Seni Sevmiyorum kitabının devam kitabı Aşk vesaire..Aşk ve ötesine, ona kazandırdığımız kimi anlamlara, aşkın biçimlerine, uzantılarına dair enfes bir tanımlama.
Karakterlerimizle aradan on yıl geçtikten sonra yeniden buluşuyoruz. Şimdi geçen yıllar onlara ne yapmış, neyin turşusunu kurmuşlar, neyi yeşertip neyi çürütmüşler ve şu vesaire de
Yanlış yerde bekliyor bu çocuk. Kesin. Bu kadar bavulla bir yere gidiyor olmalı. Ama o beklediği yerden geçen hiç bir vesait insanı bunca bavulla gidilecek bir yere götürmez. En fazla bir sırt çantasıyla gidilecek yerlere götürür. Yolun karşısına geçmesi lazım. Yanlış yerde bekliyor. Belli. Çok belli. Gelen dolmuşların tabelalarına bakıyor
En zor roman yarışması yapılsa kesinlikle bu kitapla o yarışmaya katılır ve gözüm de arkada kalmazdı. Ne okudum ya da okumadım bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey varsa kitaptan hiçbir şey anlamadım. Sanırım Nobel Ödüllü bu yazarın ülkemizde kitaplarının çevrilmemesi altında yatan nedenlerden biri de yazarın anlaşılmazlığı, deneysel tarzda eserler
Kitabı, başlangıcından itibaren ele almamız gerek. Osmanlı için yazılan kitaplarda direkt olarak Padişah ve hikayelerine girişler yapılıyor ve bunu yapanların çoğunu da okurken insan ister istemez hani güzel bir başlangıç bekliyor. Bu kitap oan sahip. Güzel bir önsöz, hem Bizans, hem Osmanlı, hem Batılı hem de Günümüz tarihçileri kâle alınarak