Bizi yanlarında yörelerinde istemiyorlar çünkü hesapsızlığımız ve bu hesapsızlığın doğurduğu tahmin edilememezlik onları rahatsız ediyor.Biliyorlar ki sofraya oturduğumuzda altın işlemeli yemek takımlarını, sahtekar tevazu ve yardımseverliklerini, bizden gibi görünmeyi bir reklam malzemesi haline dönüştürdüklerini, acımıza ağlayıp taziye evinden çıktıktan sonra ardımızdan kahkahalarla güldüklerini bir çırpıda yüzlerine vuracağız, korkmayacağız.Korkmayacağız çünkü daha fazla neyi kaybedebiliriz ki?Hangi makamı, hangi parayı, hangi nişanı?İpek yüklü kervanımız yok efendi. İşçi, memur, yalın ayak adamların dımdızlak çocuklarıyız; ipek yüklü kervanımız yok, haramiden korkumuz da.