Derinlik Sarhoşluğu
Başın döner, gözlerin kararır ve bilincini yitirirsin. Sonrası sonsuz karanlık. İşler bir kere kötüye gitmeye başladı mı durduramazsın. Ardı arkası kesilmez, dibe battıkça batarsın. Bi noktadan sonra her şeyin normale dönmesi için değilde, işlerin bundan daha kötüye gitmemesi için dua edersin. Bi çare, bi çıkış yolu ararsın kendine. Ama tüm bu aramalar boşunadır. Ne sesini duyan biri vardır etrafında, ne de çaresizliğini gören. Tek başınasındır bu hayatta. Aldığın hiçbir karar tatmin etmez, seçtiğin tüm yollar çıkmaz sokaklara götürür seni. Hikayenin bittiğini düşünürsün, sonra nefes aldığını fark edersin. Ve aldığın her nefes, seni hayatta tutacak olan bir umuda dönüşür. Her kaybedişte yeniden başlarsın. Daha da güçlenerek başlarsın. Ve daha da hızlanarak dibe batarsın. En dibe batarsın. Başın döner, gözlerin kararır ve bilincini yitirirsin. Sonrası, sonrası sonsuz karanlık.
Yeni doğan bebeği isabele beyin tümörü tanısı konduktan sonra
Varoluşumuz yaklaşık yirmi dört saat içinde dehşet verici ve geri dönüşsüz biçimde değişmişti. Hayatımızı öncesi ve sonrası diye ikiye bölen , öncesi sonsuza dek kapanırken sonrası patlayan ışıltılı bir yıldız gibi hızla acı dolu , karanlık bir evrene açılan o anda isabelin başucunda ağladık.
Sayfa 170Kitabı okudu
Reklam
Sonsuz gerçeğe ulaşma hevesiyle insanlık, önünde onu görkemli tapınağa, hükümdar sarayına götüren dolambaçsız, açık, aydınlık bir yol dururken, kim bilir hangi cehennemlere uzanan ne ıssız, dar, karanlık, çapraşık yollara sapmıştır! Bütün öbür yollardan daha geniş, daha güzel, gündüz güneşle, geceleri ışıklarla aydınlanmış pırıl pırıl bir yol dururken, insanlar sağır karanlıklara akmayı yeğlediler. Ve kaç kez gökten inen anlamı yitirdiler, uzaklaştılar ondan, yalpaladılar ve güpegündüz kendilerini yeniden yolun izin belli olmadığı sarp yerlere attılar, gözleri kör eden dumanlar içinde bıraktılar birbirlerini, bataklık ışıklarının ardına düşüp de kendilerini uçurum kıyılarında bulduklarında dehşet içinde sordular birbirlerine: "Nasıl çıkacağız? Yol nerede?" Bugünkü kuşaklar her şeyi daha açık görüyor; atalarının akılsızlıklarına şaşırıyor, şaşkınlıklarına gülüyorlar. Boşuna mı göksel ateşle yazıldı bu tarih? Boşuna mı her harf haykırır durur onda? Ve her yandan bütün parmakların doğrudan bu kuşağa yönelmesi boşuna mı? Ama bu kuşak gülüyor ve kendine güvenerek, gururla bir dizi yeni yanılgıya düşüyor: Sonraki kuşakların gülecekleri yanılgılara.
_Medeni dünyamız, şövalyelerle, askerlerle, avukatlarla, rahiplerle, filozoflarla ve daha bilmediğim başkalarıyla karşılaştığınız büyük bir maskeli balodan başka nedir ki? Fakat göründükleri kişiler değillerdir bunlar; sadece birer maske ve kural olarak da onun arkasında daima servet avcılarıyla karşılaşırsınız. Örneğin birisi hukuk maskesini
_Mantık, mutlak varlığın bilimidir. Varlık, sonsuzluğun tedirginliği dürtülen mutlak tinin kendini evrene açmasıdır. Mantık bilimi, kosmos’un nedeni olan mutlak tini ortaya koymaya çalışır. Mutlak tin, Tanrı’dır, İdea’dır.(Kendinde varlık). Özne ile nesnenin, ideal ile gerçekliğin, sonlu beden ile sonsuz ruhun birliğidir idea. Mantık bilimi mutlak
Başın döner, gözlerin kararır ve bilincini yitirirsin. Sonrası, sonrası sonsuz karanlık.
Reklam
411 öğeden 271 ile 280 arasındakiler gösteriliyor.