Başlangıçtaki çölde oldu. İki kol koca bir kayayı fırlattı. Bir çığlık bile duyulmadı. Kan döküldü. Şimdi aklıma gelmiyor, Habil miydi, Kabil mi?
Hedef unutmaktır. Daha önceden varmıştım.  
Reklam
Tek yıldız kalmayacak gecede. Gece kalmayacak. Ben ölürken dayanılmaz evren de tüm varlığıyla ölecek benimle, Sileceğim piramitleri, madalyaları, Kıtaları ve yüzleri. Sileceğim geçmişin birikimini. Toz edeceğim tarihi, tozu toz. Son günbatımını seyrediyorum şimdi. Son kuşu dinliyorum. Kimseye hiçbir şey bırakmıyorum.  
Karanlık Herakleitos’un koca ırmağı Gizemli yatağında dur durak bilmeden Akar gider geçmişten geleceğe, Akar gider bir unutuştan ötekine.
Ne zaman aynadaki yüze baksam, bilmiyorum hangi yüz bana bakıyor; bilmiorum hangi yaşlı yüz sessizce ve bezgin bir öfkeyle kendi imgesini arıyor.
Sayfa 41 - İletişim Yayınları, 1. BaskıKitabı okudu
Gece türbende mehtap ve yıldızlar Sana gökteki bir çocuk gibi ninni hediye ederken Bakilikten hisse alan ruhum gıpta eyler mezarının toprağına Şimdi düştüm kanadındaki tüyün gölgesine, beni affet Tertemiz mezarını ıslatan hicran gözyaşları Söndürür belki aşkımın kuduran, yürek darlığı veren taşkınlıklarını Seni kalbimde saklı açık heyecanlarla sıkmadım bir gün Lakin ey gülüşünün ışığı kaybolan Sana kalbimin bir yadigârı olan sarı, solmuş, kırılmış, ölgün Bir gül hayatının en son deminde Kalbinin son titreyişiydi Şimdi ebedi bir gölge, şimdi sonsuz bir uzun gece Yuvanda arkadaşındır, ah! …
Sayfa 162
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.