Kent yaşamı mitolojiyi değiştirmişti. Tanrılar uzak görünmeye başlıyorlardı. Eski ayinlerle öyküler giderek erkeklerle kadınları bir zamanlar çok yakın görünen göksel âleme yöneltmekte başarısız kaldılar. Atalarını beslemiş olan eski mitolojik imgelem insanları gitgide düş kırıklığına uğratıyordu. Kentler daha çok örgütlenirken, düzeni sağlayıcı önlemler alırken, haydutlarla hırsızlar dize getirilirken, insanlar tanrıları giderek vurdumduymaz, insanlığın içine düştüğü kötü duruma kayıtsız görünüyorlardı. Tinsel bir boşluk vardı. Uygar dünyanın bazı bölümlerinde eski tinsellik çökmüştü, üstelik yerini dolduracak yeni bir şey de ortaya çıkmamıştı. Sonuç olarak bu huzursuzluk başka bir dönüşüme yol açacaktı.
"Hepimiz iğrenciz bu dünyada, ama bir gülümseyen, gülümseten, içten bir iğrençlik var, bir de çevresinde boşluk yaratan, başka, yalnız bir iğrençlik. İlki, sonuç olarak, en aptalcası da değil."
Marx'ın düşüncesindeki bilimsel-determinist yön, tam da, “ideolojikleştirme” sürecinin Marx'ın yaşamı boyunca işçi hareketine kalan teorik mirasa sızdığı boşluk olmuştu. Tarih konusunun gündeme gelmesi ertelenmeye devam eder ve en üstün tarihsel bilim olan iktisat, kendisinin gelecekteki yadsınma zorunluluğunu giderek daha fazla güvence altına alır. Ama bu şekilde teorik görüş alanının dışına itilen, bu yadsımanın tek hakikati olan devrimci pratiktir. Böylece,
iktisadi gelişmeyi sabırla araştırmak ve acı çekmeyi hâlâ Hegelci bir sakinlikle kabul etmek önemli hale gelir ve sonuç "iyi niyetler mezarlığı” olarak kalır.
Marksist psikoloji konusunda, Türkiye’deki çalışmalar yok denecek kadar az. Bu boşluğu doldurmanın bir yolu da, çeviri kitaplar. Psikoloji profesörleri Ian Parker ile Russell Spears’ın editörlüğünde, Türkiye’nin önde gelen sosyolog ve pedagoglarından Kemal İnal’ın çevirisiyle yayınlanan ‘Marksizm ve Psikoloji’ kitabı (Ankara: Ütopya Yayınevi,
ÖKÜZÜN A’SI BARRY SANDERS Gözde KOÇAK
GİRİŞ:
Tarihe okuryazarlığın sonucu olarak giren kitap kültürüne bağlı, toplumsal ve düşünsel araç olarak göstereceğimiz benliği sorgulamalıyız. Benliğin yeni dünya ile birlikte yok olmaya başlayışını inceleyeceğiz. Bu kitapta okuryazarlığa