Harf devriminin amacı!!!
Dr. İlter Turan da işin gerçeğini fısıldıyor idrakımıza: "Harf devriminin tek amacı ve hatta en önemli amacı, okuma yazmanın yaygınlaşmasını kolaylaştırmak değil. dir... Devrimin temel gayelerinden biri, yeni nesillere geçmişin kapılarını kapamak, Arap-İslâm dünyasıyla bağlanı koparmak ve dinin toplum üzerindeki etkisini zayıflatmaktı.
Sayfa 162Kitabı okudu
Dini duygu
“Her ne kadar insanda bu duygu içgüdüsel bir halde bulunmakta ise de, insanın kendisi de ona çaresiz bir şekilde muhtaçtır; çünkü insan bu şekilde yaratılmıştır. Böyle bir duyguya insanın ruhsal bakımdan gereksinim duyduğunu nereden bilebiliriz? Bunu gerçekleştirmek için, “tekrarlılık” ve “süreklilik” dışında, bilimsel bir metod daha vardır.
Reklam
Birçok konuda olduğu gibi dini konuda da bilgiyi doğrudan edinmek yerine başkalarından öğrenip uygulamaya çalışıyoruz. Sonuç olarak her kafadan bir sesin çıktığı ve neyin ne olduğunun anlaşılmadığı bir karmaşa içerisinde neye inandığımızı ve inandığımız şeylerin neye dayandığını tam olarak bilmeden birtakım şeyleri uygulamaya çalışıyor ya da savunuyoruz. Belki de birçoğumuz, hayatımızda bir kez olsun Kur’an’ı okumadan Kur’an’da ne var ne yok hiç bilmeden dini birtakım şeylere inanıyor bu inancımıza uygun bir din yaşıyor ve Allah’ın vahyinden habersiz bir şekilde bu din üzerine ölüyoruz.
Sevmeye niyet ediyoruz. Ama hep sevilmeyi istiyoruz. Sevilmeyi istediğimiz anda niyetimizi kaybediyoruz. Sonuç olarak öfke ile karşılaşıp aile içi şiddet olaylarına tanık oluyoruz. Kavuşmaya niyet ediyoruz. Ama her şeyimiz elimizin altında olsun istiyoruz. Aslında kavuşmak için vereceğimiz mücadeleyi kaybediyoruz. Mücadeleyi kaybedince de lezzetsiz bir hayata ulaşıyoruz.
Sayfa 235
Kalbin Betonlaşması
Turgut Uyar, Geyikli Gece şiirinde ''halbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta / her şey naylondandı o kadar'' diye yazmıştı. Şiirin bulunduğu kitabı (Dünyanın En Güzel Arabistanı, 1959) ölçü alırsak, tam elli beş sene olmuş. Bu iki dizeyi günümüze getirip güncellersek, ''her şey betondandı'' diyebiliriz. Ve sürekli korkulan oluyor. Türkçe
Sayfa 151Kitabı okudu
Ne yazık ki günümüzde insanın mitsel yönüne pek değer verilmiyor ve artık düşsel öyküler yaratılmıyor. Sonuç olarak da çok şey kaçırmış oluyoruz. Oysa anlaşılamayan şeylerden söz etmek önemli.
Reklam
“Ne yazık ki günümüzde insanın mitsel yönüne pek değer verilmiyor ve artık düşsel öyküler yaratılmıyor. Sonuç olarak da çok şey kaçırmış oluyoruz. Oysa anlaşılamayan şeylerden söz etmek önemli. Bu tür konuşmaların, şöminenin başında oturup puronuzu içerken dinlediğiniz iyi hortlak öykülerinden bir farkı yoktur.”
Sayfa 350 - Can YayınlarıKitabı okudu
Muhteşem tatilimden bir kareyi Instagram hesabımdan paylaştığımda neyi murat ediyor olabilirim? Yapmak istediğim şey nedir? Kendimizle ilgili bir bilgiyi paylaştığımız çoğu zaman, aslında kendimizi takdim etmenin hazzını yaşıyoruz. Hirgürün hiç eksik olmadığı kimi evlerdeki karıkocalar, başkalarının yanındayken birbirlerine "Balım, hayatım, aşkım," demeyi pek sever ya, hani dostlar alışverişte görsün misali... Sosyal medyada kendimizi olmak istediğimiz biçimlerde takdim etmenin hazzını yaşıyoruz. Hep gülen, hep mutlu, hep gezen, eğlenen, hayattan kam alan, keyifli bir aile hayatı olan mükemmel insanlar olarak görünmek istiyoruz. Bir tür sosyal mükemmeliyetçilik. Ümit ettiğimiz, düşünü kurduğumuz benliğimizin ölçüsüzce reklam edilmesi -hele de gerçekler ve hayaller arasındaki makas açıldığında- benliğimizi un ufak eden bir sonuç doğuruyor. Başkalarını nasıl da çekici, başarılı ve mutlu bir insan olduğumuza ikna etmeye çabaladıkça gerçekte en derinimizde, ta içimizde ne ölçüde yetersiz, başarısız ve mutsuz hissettiğimizi kendimize hatırlatmış oluyoruz. Oysa insan en çok kendisinden saklanır. En çok kendisine yalan söyler, kendisini kandırır. Birine bir yüzünü gösterir diğerine ötekini, sonra hangi yüzün gerçek olduğunu şaşırır. Şişmiş bir özgüven kendi kendimizi fark etmemizin önüne geçer, bizi bir seraplar âleminde hayallere zebun eder.
Sayfa 70
«Ben'in önemi hiç bu kadar güçlü olmamışken, aynı zamanda, geçmiş dönemlerden daha yoğun bir yalnızlık ve aşk ihtiyacı ortalıkta dolanıp durmaktadır. Elbette çift kaybolmuş değildir, fakat çift olmanın dinamiği, örf ve âdetlerin, ilerlemenin, insan varlığının tektipleşmesinin gelişiminin hem avantajlarına hem de boğuntularına maruz kalmaktadır. Bir yandan, hepimiz birbirimize benzer hale geliyoruz, androjin oluyoruz, diğer yandan kronik bir benmerkezciliğe doğru evriliyor, yalnızca kendimize bakıyoruz, ötekinden bizi tatmin edecek hazineler beklerken sonuçta öteki giderek önemsizleşiyor. Ötekinin bu "değersizleşmesi" bizim abartılı narsizmimizin doğrudan sonucudur. Duygular değişmektedir: Kıskançlığın yerini ilgisizlik almıştır. Militan bireycilik çağındayız, kendine yeterli olmak kişisel gelişimin en değerli yanı olmuştur. Buna paralel olarak her şey hızlanmaktadır; hatta demografik, toplumsal ve ekonomik bir kaza riski pahasına da olsa her şey hızlanmak zorundadır. Bir sürat spirali içindeyiz. Daha hızlı tüketiyoruz, dolayısıyla daha çok tüketiyoruz; "çifti" de tüketiyoruz. Bireysel düzeyde, aşk ilişkilerinde: Baştan çıkarma süreleri kısaldı, yakınlaşma çabuk, neredeyse hemen sonuç alınıyor, boşanmak "kolay", aileler çözülüp yeniden oluşuyor. Çağımız hız çağı; önem taşıyan şey, bu baş döndürücü sürece dahil olabilmek için öteki üzerinde belli bir iktidardan yararlanmak. Her koşulda kapı, "iktidar edinmenin" en yeni aygıtı manipülasyona ardına kadar açık…»
Sayfa 32
Adam karalama safsatası (ad haminem) Bir iddianın ya da önermenin kendisiyle ilgili konuşmayı bırakıp o iddiayı savunanı karalamak ve meseleyi kişisel bir saldırı haline getirmekle gerçekleşir.112 Adam karalama safsatası bazen çok kaba bir form alır ve kolayca ayırt edilebilir. Örnegin “Suriye sorunu ancak Esad giderse çözülebilir” diyen bir siyasetçiye “Sana güvenilmez çünkü sen yolsuzluklara bulaşmışsın” demek tipik bir örnektir. Söz konusu siyasetçinin yolsuzluk yapmış olup olmaması Suriye meselesi konusunda yaptıığı iddiayla doğrudan ilintili gözükmemektedir. Bazen adam karalama işi mevcut duruma bağlı kalarak (circumstantial) yapılabilir. Florürün bırakın diş çürümelerine iyi gelmeyi insan sağlığı üzerinde korkunç etkileri olduğu fikri üzerine bir doktor itiraz edebilir. Bu konuda yeterli kanıt olmadığını ve mevcut çalışmaların aksi bir sonuç verdigini söyleyebilir. Doktora “Zaten sen de anaakım tıp camiasının bir üyesisin ve bu işin içindesin” dediğimizde duruma bağlı kalarak adam karalama safsatası’nı yapmış oluyoruz. Zira karşımızda konuşanın bir doktor olması söylediklerinin otomatikman yanlış olduğu anlamına gelmez! Mantıksal safsatalar ve bilişsel yanlılıklar aslında günlük hayatta sürekli düştüğümüz tuzaklar, bize yardımcı olan taktiksel aletler ve hatta bazen bilinçli olarak kullanmayı seçtiğimiz araçlardır. Bu anlamda insani bir yanları olduğu söylenebilir. Buna karşın komplo teorilerine inanan ve savunanların özellikle bu tuzaklara düşmeye meyilli olduklarını velveya araçlara başvurduklarını görürüz.
84 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.