İnsan niçin okur sorusunu hep sormuşumdur . Bu soruya bulduğum cevapları , değişik başlıklar altında toplamayı başardım . Bütün okuma tecrübelerim göstermiştir ki , okumak sadece bir eylem değildir . Onun kuşattığı alanlar var ve okumalarım o alanlara göre gerçekleşiyor . Yani zarf ve mazruf ilişkisi yani . Okuyorsanız , benim yaşadığım
“Kurtlarla koşan kadınlar”
Bu serüven, bana ,kızkardeşim, annem, yol arkadaşım, sırdaşım, rehberimin tavsiyesiyle aynen şu ruh halindeyken
‘’Sanırım ölüyorum ve yapabileceğim hiçbir şey yok’’ dediğim bir anda..
Onun bana ; evet tekrar başlaman için ölmen gerekiyordu ve öldün, şimdi git kitabı oku! demesiyle başladı ve inanın bana tekrar tekrar
Bir Göbeklitepe romanı, yazarın dehalığıyla harika olmuş. Diğer eserlerini okuyan birçok okuyucu sönük bulmuş. Ben yazarın yeni okuyucusu sayılırım ve esere bayıldım. Unesco tarafından 2019 yılı Göbeklitepe yılı seçilmiş. Birçok efsaneye konu olan bu yeri görmek için sabırsızlanıyorum. İlk yerleşim yeri olarak kabul edilen Göbeklitepe'ye ait en sahici efsaneyi sunmuş bize yazar. Kitapta yer alan resimler, imgelerin hayalimde canlanmasına çok yardımcı oldu: Tapınaklar, Ulu Kayın gibi. Sarıca'nın Çira'yı ararken Rabb'e ulaşmasına tanık oluyoruz ve Tırnak ve Parmak, Parmağın oğlu Ateş, Hafıza ve Ferahlık, Düzburun gibi birçok karakterle ilk insanlığın nasıl yaşadığına dair birçok şey öğreniyoruz. Tüm tarih kitaplarında yazan göçebe hayatın bitmesiyle avcılıktan çok insanların çiftçilikle uğraşmasını, bir arada yaşamak için düzene kurallara ihtiyaç duyduğunu okuyoruz. Akşam Yıldızı ise o dönemde anlamı bambaşka.
"Bizim oralarda bir erkekle bir kadın Akşam Yıldızı'na aynı anda bakıyorlarsa ikisinin arasinda bir söz verilmiş olur. Birinin diğerini hiç bırakmayacağına dair bir söz." Kitabın serüveni böyle başlıyor. Verilen bir söz, aranan bir hayat.
Akşam Yıldızıİskender Pala · Kapı Yayınları · 20206.5k okunma
Geleceği bilmek için değil, ufkumuzu genişletmek, mevcut durumumuzun ne doğal ne kaçınılmaz olduğunu anlamak ve sonuç olarak önümüzde akla hayale gelmeyecek olasılıklar bulunduğunu anlamak için tarih okuyoruz.
"Aşık oluyoruz, çünkü beynimiz var. Düşünüyor, hissediyor, tepki veriyor.. Aşık olduğumuz şey, karşımızdaki insana beynimizin atfettiği değerlerin tümü. Kimine göre güzellik olabilir bu, kimine göre akıl, kimine göre uyum yeteneği. Ama sonuç olarak, beynimizin yarattığı bir hayale aşık oluyoruz. Aşkın gözünün kör olduğu önermesi bu nedenle doğru. Aşık, beyniyle görüyor, çünkü gözüyle değil! Aşık olan kişi, beyninin görmesini emrettiği şeyi görüyor; normal insan gözünün görebileceğinin çok ötesinde bir görüş alanı bu.."
Seni diğerlerinden farksız yapmaya, bütün gücüyle gece gündüz, çalışan bir dünya da, kendin olarak kalabilmek, dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş bir başladı mı artık hiç bitmez!
~E.E.Cummings
Size bir hafta ömrünüzün kaldığını söyleselerdi ne yapardınız? Ne hissedersiniz?
Bugün bir kitap okudum. Veronika ölmek istiyor. Kitapta