Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
100 syf.
·
Puan vermedi
Daha önce adını duymadığım yazarın ilk kitabını bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine okudum. Ön yargılarım vardı hatta kitabı yarım bırakacak mıyım gibi düşüncelerim de oldu ama sonuç olarak iyi ki okumuşum dedirtti. Eser, Rıfat adlı kahramanımızın basından geçen olayları içeriyor. Yazar, Rıfat'ın başından geçen anıları konu baslıkları altında bölüm bölüm olarak bizlere sunuyor. Ben bu eserin hangi türde sınıflandırılacağından pek emin değilim. Benim bilgisizliğimden midir yoksa yazar bu eseri yazarken daha önce hiç denenmemiş bir yol arayışına mı girmiş olduğundan sebeple bunları söyleme zorunluluğu hissetim . Bizi zaman zaman geçmişimize götüren ,yer yer geleceğe yönelik acaba ben de Rıfat gibi mi olacağım kaygısını kafamın içine sokan ve her bireyin hayatında karşılaşabileceği anılardan oluşması eserin zengin bir anlam ve içeriğe sahip olduğunu gösteriyor. İncelememi kitaptan çok sevdiğim ve bu sözlerimi kanıtlar nitelikte alıntılarla bitirmek istiyorum. "Her gün o kadar çok acıya tanık oluyoruz ki, ben de artık asgari ahlak sahibi pek çok insan gibi, mutluluk rolü için dublör kullanıyorum,'' dedi Rıfat. ''Onu da bulamayanlar var! '' diye cevap verdi deli.
Seyrek Yağmur
Seyrek YağmurBarış Bıçakçı · İletişim Yayıncılık · 20202,313 okunma
779 syf.
9/10 puan verdi
Bazen yalnızca çandan aşağı düşersiniz,
Uzun çok uzun bir inceleme olacaktı bu. Eğer içimdeki şevki erteleyip durmasaydım. İlk kısımda Prens Mışkin bir askeri savaşa göndermek ile onun idam cezasının okunması arasındaki dehşet farkını vurgulayarak bunun haksızlığından söz ediyordu bir sahnede. O kısımda daha önce üzerine düşünmeye hiç gerek duymadığım ölümün üzerine düşündüm ve hiçliğe
Budala
BudalaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201225,2bin okunma
Reklam
384 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Ya Yarın Yoksa
Bazen yanlış bir karar verirsin ve hayatın bir daha eskisi gibi olmaz. Özellikle Lise çağlarımızda yanlış kararlar vermeye daha da yatkın oluyoruz ve verdiğimiz kararların ciddiyetini, hayatımızı nasıl etkileyebileceğini farkında olamayabiliyoruz. jennifer L. Armentrout da bunu çok güzel bir dille anlatmış. Tüm karakterler çok doğaldı, hikayede sırıtan hiç bir şey yoktu. Dilli güzeldi ve hikaye gerçekten de sürükleyiciydi. Sebastian ve Lena'nın ilişkisiyse çok güzeldi. Sonuç olarak kitabın verdiği mesaj ise çok açıktı: yaptığımız bir hatayı geri alamıyorsak, ondan ders alıp hayata devam etmek gerekir. Özellikle genç yaştaki okurlara bu kitabı tavsiye ederim, hem keyifli hem de kendi hayatlarından yola çıkarak bir çok ders çıkarabileceğimiz bir kitap.
Ya Yarın Yoksa
Ya Yarın YoksaJennifer L. Armentrout · Dex Kitap · 2022157 okunma
HAKUNA MATATA!
İzleğin ve izlencenin insanın zihninde yarattığı etkiyi tespit etmek için; kişinin izlek ve izlenceyi kendi içsel ve zihinsel düzlemde ne kadar özümsediğini anlamak gerekir. Çünkü birey veya toplum bu tutm ve davranışı sağladığı takdirde ancak izlek ve izlenceden ders çıkartabilir. Bu bağlamda bireyin ve toplum taşıdığı kültürel, tarihsel ve
"Değerler" sorunu -kısacası, kendi başına, sonuçlarından ayrı olarak, neyin iyi neyin kötü olduğu- dini savunanların da ileri sürdüğü gibi, bilim alanının dışında kalır. Bu düşüncelerinde haklıdırlar bence, ama daha da ileri giderek onların varmamış olduğu bir sonuç çıkaracağım: "Değerler" sorunu bilgi alanının dışında kalır. Bununla demek istiyorum ki, şunun ya da bunun "değer"li olduğunu söylerken kendi-duygularımızı dile getirmiş oluyoruz, bu kişisel duygularımızda ayrılıklar bile olsa yine doğru kalacak bir olgu değildir.
Sayfa 137Kitabı okudu
Mecnun olmak istiyoruz. Mutluluğa ulaşamamak ve peşinden koşmak için her şeyi yapıyoruz. Sonuç olarak, yorgun bir şekilde ölüyoruz.
Reklam
Eleştirel ve Alternatif Eğitim: Sınavlar, Çokkültürlülük ve Diğer Sorunlar
1. Giriş Türkiye’nin eğitim sisteminde, sorunlar açısından yok yok. Böyle olunca, toplumun tepkisizliğine şaşmamak gerekiyor. ‘Okulsuz toplum’ tartışmaları açısından bakarsak (bkz. Baker, 2006; İllich, 2006), kapitalist okullar, toplumsal benzeştirme (asimilasyon) rolünü başarıyla gerçekleştirmektedirler. Okullar, geçmişte, toplumsal mücadelenin
168 syf.
8/10 puan verdi
Ev Sahibesi Dostoyevski'nin pek de beğenilmemiş bir kitabı. Ancak ben beğendiğimi söyleyebilirim. İlk eserleri arasında en çok İnsancıklar beğenilmiş olsa da benim en az beğendiğim oydu. Bence Öteki ve Ev Sahibesi çok daha derinliği olan ve güzel kitaplardı. İlk öykü belki de içlerinde en güzel olanıydı. Ancak ben o öyküyü gece uyumaya çalışırken dinlemek gibi bir talihsizliğe düştüm. Gece dinlemek için epey ürkütücü bir öyküydü. Enerjileri yoğun ve rahatsız edici bir çiftin bağımlılık içeren hastalıklı ilişkisine kahramanımızın dahil olması sonucu bu ikilinin çevresinde meydana gelen mistik, gotik olaylara şahit oluyoruz. İnsan psikolojisinde korku ve bağımlılık bence çok güzel ele alınmıştı. Hele ki hayatınızda da böyle yoğun aurası olan, herkesi etkisi altına alan rahatsız edici insanlar tanıyorsanız çok daha fazla anlam kazanabiliyor öykü. Evet öyküler epey muğlak ama bu kıymetsiz olduğu manasına kesinlikle gelmez. Özellikle dokuz mektupluk roman adlı öyküyü çoğu kişi anlamamış ve beğenmemiş. Üzerine epey düşündüğüm bir öykü oldu ve sonuç olarak şunu çıkardım: (spoiler) Yevgeniy Nikolaiç öyküdeki mektuplaşan iki beyefendiyi de kandırmış ve birbirlerine düşmelerine sebep olmuş. İkisinin de karısıyla ilişkisi olan biri ve ikisini de menfaatleri doğrultusunda kullanmış. Yine de öyküde anlam veremediğim birçok boşluk kaldı ama genel manada konusu bu şekilde diye düşünüyorum. Bu öyküyü daha iyi anlamış olan varsa ve yazarsa sevinirim. Epey araştırdım ama sanırım kimse pek anlamamış. Hepimizin kafasında deli sorular...
Ev Sahibesi
Ev SahibesiFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202210,5bin okunma
723 öğeden 471 ile 480 arasındakiler gösteriliyor.