- Sana sorarım, Osmancık; ne düşünürsün?
+ Hiç.
- Düşünce ağırlaştı mı, insan hiç sanır. Ben öyle sanırım. Konuşmak kolay.. düşünmeyen, derdi olmayan, bir meseleyi dert edinmeyen, hiç demez; konuşur.
Sayfa 125 - Ede Balı ile Osman'ın konuşmasıKitabı okudu
Cemal Süreya
Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.
Şems-i Tebrizi
Düzenim bozulur,
Hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme.
Zaten ne bulmuşum ki yaşamakta tat diye
Gönlüme çok söyledim can yükünü at diye
Sorarım sana kafir hiç insan hayat diye
Omuzları çökerten bu yükü yüklenir mi…
.. öcü alınmamış gözyaşları döküp göğsünü yumruklayarak, “Tanrıcığı”na yalvaran yavrunun tek gözyaşına değmez bu üstün ahenk! Değmez, çünkü çocuğun gözyaşlarının hesabı sorulmadan kalıyor. Karşılık olmalı, yoksa kutsal ahengin anlamını kavramak mümkün değil.
Ama neyle ödenebilir bunlar? Var mı böyle bir şey? Bir öç mü sadece? Öcü ne
Kitapta söylendiği gibi "şok oldum"
Evet, Osmanlı dönemini anlatan bu sözde tarihi romanda "Mimar Sinan şok oluyor " Hürrem Sultan ideal bir damat" arıyor.
Bunlar son da değil. Bir kitap ancak bu kadar iftira ile dolu olabilir, ancak bu kadar kurgu olabilir, ancak bu kadar basit dilde yazılırdı.
Mürvet Sarıyıldız,
Hayat da zamanın oyuncağıdır.
Ama tüm dünyaya hükmeden zamanın da
Er ya da geç bir sonu olmak zorundadır.
(William Shakespeare, Kral IV. Henry - 1, s. 128)
İlk olarak 1925 yılında, Raci’nin Hatıraları adıyla yayımlanan A’mâk-ı Hayal, Batılı bir anlayış içeren romanlardan farklı bir kurguda yazılmasıyla dikkat çeker. Nesir olarak kaleme alınan,
Mehmet Bey'in de kitap ile ilgili cümlelerinde ifade ettiği gibi yaşanan her olumsuzluk, her ızdırap beraberinde başka bir gözle bakabilmenin hususiyetini ve bilgeliğin hiçbir yolla elde edilemeyecek, enfüsi sırlarını getiriyor.
Okuduğum bir önceki eserin bana sunduğu, insanın iç dünyasına dâir ipuçları, 'Yola Düşen Gölgeler'de adeta ete kemiğe