Alamut Kalesi
Yazarın 
Vladimir Bartol okuduğum ilk kitabı, kitabın kalınlığı gözünüze çok gibi görünse de, çok sade bir dille çeviri yapıldığı için birkaç sayfa sonra hikayeye kendinizi kaptırmış olacaksınız. Müthiş merak uyandırıcı bir eser.
Hikaye dünyanın en ünlü kalelerinden biri olan Alamut Kalesinde gerçekleşiyor.
Peki, nedir buradaki amaç? Haşhaşiler'in kurucusu olarak da bilinen Hasan Sabbah, kendini (sahte) peygamber olarak kabul ettirdiği İsmaili inancını yaymak için kendine inanmış insanlara yalan cennetler vaat ederek, elinde cennetin anahtarlarına sahip olduğunu söyleyerek, kendine taraftar toplayarak yüz binlerce insanı kendi fanatik topluluğuna çeken zekâ kabiliyeti oldukça yüksek olan bir tarikat lideridir.
"İsmaili inancı yalan ve cehalete karşı taşıdığım bayrağımdı artık." (Sayfa 169)
Bu devasa krallık nasıl yönetiliyor? Binlerce fedaiden oluşan itaatkar askerler, köle pazarından özel olarak seçilmiş (güzel) cariyeler, hadım edilmiş köleler, kendini çok iyi yetiştirmiş doktor, felsefeci, asker, siyasetçi, edebiyatçı hepsi Hasan Sabbah'ın emri altında çalışan bir topluluk.
Yaratılışımızın gereği bir inanca, bir dine mensup olmamız için somut deliller ararız. İşte tam da burada Hasan Sabbah'ın planı işlemeye koyulur. İnsanların inançlarını baltalayıp insanları kendi dinine çeken bir lider.
Sürü psikolojisi ile yapılan yanlışların net kanıtı. Bir kişiye, bir inanca sorgulama yapmadan körü körüne bağlanmanın ne kadar yanlış olduğunu anlatan şahane bir eser. Ben romanı okurken çok keyif aldım. Ayrıca, tarihi hikayelere ilginiz varsa bu roman tam size göre.
Keyifli okumalar...
