— Nobel Edebiyat Ödüllü yazar José Saramago
“Her şeyin tartışılabildiği bir dünyada yaşıyoruz. Yalnız bir tek şey hariç. Demokrasiyi hiç tartışıp sorgulamıyoruz.” — Nobel Edebiyat Ödüllü yazar José Saramago
Film
1. Özgürlüğün Sesi: Latin Amerika topraklarında yaşları küçük çocukları kaçırıp onları pazarlayan bir suç şebekesinin çökertilmesini ve kayıp çocukların bulunarak ailelerine geri dönmesini anlatan bu film gerçek bir yaşama ve olaya dayalı olarak çekilmiş polisiye dramasıdır. 👍 2. Öğretmenler Odası: Türk bir yönetmen olan İlker Çatak'a ait bu film, Almanya'daki bir okul üzerinden toplumsal kast sistemine, eğitime, mülteci olma, yabancı kalma gibi sistemin bariz sorunlarına ışık tutan orijinal bir film. 👍 3. Paris Anıları: Tesadüf eseri girdiği bir kafede terör saldırısına uğrayan ve hayatta kalan orta yaşlı bir kadının geçici hafıza kaybı yaşaması ve küçük parçalar halinde hatırlarken bir yandan da hayatını sorgulamssını perdeye taşıyan Fransız yapımı bu filmi de öneririm. Konusu itibariyle biraz ağır aksa da yaşla birlikte geriye kalan ama telafi edilmeye çalışılan zamanı ve geçmişte kaybedilen kişiyi tekrar bulmaya çalışmaya dair anlamlı bir çalışma 👍 4. Yannick: Yine bir Fransız yapımı bir film. Tek ve kapalı mekan filmlerini seviyorsanız izleyin derim. Bir tiyatro salonunda geçen bu aksiyonsuz aksiyon filmi bir yandan bize dayatılan seyirlikleri neden sorgulamıyoruz dedirtirken, Shakespeare'in hayat zaten bir oyun sahnesi ve bizlerde oyuncularıyız deyişinin vücut bulmuş hali gibi sanki 👌 5. Bar Fedaisi: Orijinali 1980'li yıllarda başrolünü yakın zamanlarda kaybettiğimiz Patrick Swayze'ın üstlendiği bir filmin yeniden uyarlaması. Bu kez daha fazla aksiyon ve daha az diyalogla çekilmiş tabi 🤷‍♂️👍 #thesoundoffredom #theteacherslounge #revoirparis #yannick #roadhouse
Reklam
Ruhumuzun sesini duymaz olduk. Bizi harekete geçiren, motive eden içsel şeylerin kaynağının ne olduğunu da sorgulamıyoruz. Başsız bir tavuk gibi, neyi neden yaptığımızı bilmez haldeyiz dersek abartmış olmayız,
Sayfa 9 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Özgürlüğümüze kavuşmaya daha nesiller var diye düşündüğümüz için sorgulamıyoruz.
Sayfa 227 - Martı YayınlarıKitabı okudu
208 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
“Sonra… Sonra her şey bitti. Ama hayat devam etti.”
Derz
Derz
,
Hakan Günday
Hakan Günday
Derz,Hakan Günday’ın dergilerde yayınlanmış öykülerinden oluşan derleme bir kitap. Başta kitabı alırken öykü olduğunu fark etmedim, Günday’ın yeni kitap çıkarmış olması heyecanıyla ‘’Zaten iyidir.’’ diye düşünerek alıp geçmiştim. Açıkçası biraz hayal kırıklığı oldu çünkü bir Derda, bir Kinyas ya da bir Asil’i görmek
Derz
DerzHakan Günday · Doğan Kitap · 0904 okunma
Aslında... Galiba pek düşünmüyoruz, sorgulamıyoruz.
Reklam
Hiç sorgulamıyoruz ki? Hep aynı boktan düşünceleri satın alıyoruz ve aynı boktan sahneleri yeniden yaşıyoruz.
Sayfa 249Kitabı okudu
544 syf.
6/10 puan verdi
·
6 günde okudu
İkinci kitabı okumama sebep olan tek şey, annesine nasıl bir tepki verecek olmasıydı. Aile dramını çok severim, ister iyi olsun ister kötü; o ebeveynleriyle yüzleşmeleri, içindekilerini bir bir yüzlerine vurmalarını filan dünyanın en poktan kitabı olarak seçilen bir kitabın içinde de geçse, gözümü kırpmaz gider alırım. O yüzleşmeye göre de en
Nehir
NehirBinnur Nigiz · Dokuz Yayınları · 20191,186 okunma
256 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Neden ebeveynlik kitabı okuduğumu sorgulamıyoruz... Bu kitapta , çocuklarıyla ailelerin arasında nasıl bir ilişki olması gerektiğinden, iyi bir bağ kurabilmek için neler yapılmalı, nasıl yetiştirildiğimizden, ebeveynliğin üzerimizdeki etkilerinden, yapılabilecek hatalar ve bunları önleyecek yöntemlerden kısaca ebeveynlik ile ilgili püf noktalar ve önemli noktalara dair her şeyi bulmak mümkün. Bir ebeveyn değilim ama her ebeveynin okumasını öneririm. Yaşanmış hayatlardan örneklerle de olayları desteklemesi sizi daha çok etkiliyor. Gerçekten de keşke anne babam da okusaydı dediğim bir kitap oldu :) Şimdiden okumak isteyenlere iyi okumalar...
Keşke Anne Babam da Okusaydı Dediğiniz Kitap
Keşke Anne Babam da Okusaydı Dediğiniz KitapPhilippa Perry · Hep Kitap · 2020330 okunma
NEDEN Mİ KAYBEDİYORUZ?
Kaybediyoruz çünkü iyi niyetliyiz ve herkesi de öyle zannediyoruz. Biri yüzümüze güldüğünde hemen ona inanıyoruz. Kaybediyoruz çünkü sevdiğimiz kadar sevileceğimizi düşünüyoruz ve karşımızdaki insanların sevgilerini hiç sorgulamıyoruz. Ne deseler hemen inanıyoruz... Kaybediyoruz çünkü yarım satırlık insanlar için yarım asırlık hayaller kuruyoruz. Hayallerimiz yıkıldığında da altında kalıp eziliyoruz. Kaybediyoruz çünkü aklımızı dinlememiz gereken yerlerde kalbimizi dinliyoruz. Gitmemizi gerektiren onlarca sebep varken, yine kalmayı tercih ediyoruz. Kaybediyoruz çünkü hiç kimseye yok diyemiyoruz. Herkesin yardımına koşuyoruz ama kendi dert ve problemlerimiz varken kimseden yardım isteyemiyoruz. Kaybediyoruz çünkü mutlu etmeyi mutlu olmaktan daha çok seviyoruz, Sevdiğimiz insanları mutlu etmeye çalışmaktan, kendi mutluluğumuzu hiç düşünemiyoruz. Kaybediyoruz çünkü sevgimizin ayarı yok. Sevdiğimiz insanlara o kadar çok değer veriyoruz ki kendilerini vazgeçilmez zannedip bize ona göre davranmaya başlıyorlar, “Kaybediyoruz çünkü iyi olmaktan vazgeçemiyoruz.”
Reklam
Bizim iç hesaplaşmamız az, dış hesaplaşmamız ise gereğinden fazla gibime geliyor. İç değerlerimize göre kendimizi sorgulamıyoruz. Daha doğrusu içimiz biraz boş. Dışarıya göre var oluyoruz. Başkalarının bize biçtiği değer, kendi gözümüzdeki değerlendirmeden daha önemli. Yani varlığımızı, dışarıdan nasıl algılandığımız sorusu üzerine kuruyoruz, ne olduğumuz sorusu üzerine değil.
Âlim bildiği ile amel etmediğinde yağmur damlasının yalçın kayadan kayması gibi vaaz ve nasihati gönüllerden çabucak silinir gider. Biz bugün sözlerimizin dinlenmediğinden şikâyet ediyoruz ama hiç kendimizi sorgulamıyoruz. Acaba gerçekten yaşadıklarımızı mı konuşuyoruz, yoksa görmek istediğimiz şeyleri mi? Gerçekten yaşadığımız şeyleri konuşsaydık etkisi daha farklı olmaz mıydı?
İlk Emir Oku
Hem yoğunluğum icabı, hem de kişisel bir tercih olarak gündüz kuşağı programlarını izlemeyi tercih etmiyorum. Bu nedenle kaç gündür ülke gündeminde olduğunu bilmediğim sahte şeyh meselesi ile ilgili duyarsız olmamak adına haddim olmayarak bir kaç kelam etmek istiyorum. Kusurum olursa affola. Dini Mübin-i İslam'a en büyük zararı din kisvesi
Bizim iç hesaplaşmamız az, dış hesaplaşmamız ise gereğinden fazla gibime geliyor. İç değerlerimize göre kendimizi sorgulamıyoruz. Daha doğrusu içimiz biraz boş. Dışarıya göre var oluyoruz. Başkalarının bize biçtiği değer, kendi gözümüzdeki değerlendirmeden daha önemli. Yani varlığımızı, dışarıdan nasıl algılandığımız üzerine kuruyoruz, ne olduğumuz sorusu üzerine değil.
Sayfa 97 - Doğan KitapKitabı okudu
Resim