Bartu Sarca duvarları yumrukluyordu hırsla ve 𝘢𝘯𝘯𝘦𝘴𝘪𝘯𝘪 𝘣𝘶𝘭𝘮𝘢𝘬 istediğini söylüyordu, yaş on yedi. Lâl Sarca 𝘩𝘦𝘱𝘪𝘮𝘪𝘻𝘥𝘦𝘯 𝘯𝘦𝘧𝘳𝘦𝘵 𝘦𝘵𝘵𝘪𝘨̆𝘪𝘯𝘪 dile getiriyor, defalarca kaçmaya çalışıyordu, yaş on iki. Işık Sarca bana 𝘦𝘯 𝘢𝘤𝚤𝘴𝚤𝘻 𝘰̈𝘭𝘶̈𝘮 𝘯𝘢𝘴𝚤𝘭 𝘰𝘭𝘶𝘳 diye soruyordu, henüz yaşı on üç. Mutlu Sarca 𝘬𝘪𝘮𝘴𝘦 𝘣𝘦𝘯𝘪 𝘣𝘰̈𝘺𝘭𝘦 𝘴𝘦𝘷𝘦𝘮𝘦𝘻 diye yastıkları fırlatıyordu, yaş on dört.
Kapıyı kapatmadan önce o beş çocuğu gördüm, kendimle beraber. Basamaklarda oturuyorlardı ve arkalarında, hemen arkalarında Helin'in ve Koza'nın da çocuklukları vardı. Yaşanmasa da Helin, 𝘤𝘢𝘯𝚤𝘮𝚤 𝘤̧𝘰𝘬 𝘺𝘢𝘬𝘵𝚤, diye ağlıyordu bana yaş yedi. 𝘏𝘪𝘤̧ 𝘮𝘪 𝘴𝘦𝘷𝘪𝘭𝘮𝘦𝘺𝘦𝘤𝘦𝘨̆𝘪𝘮 diye soruyordu Koza, yaş altı.
Ve ben duruyordum, hepsine cevaplar veriyordum, kendim soru bile soramıyordum fakat sorsaydım derdim ki, 𝘴𝘢𝘳𝚤𝘭𝘴𝘢𝘯 𝘨𝘦𝘤̧𝘦𝘳 𝘮𝘪, yaş sekiz, yaş dokuz, yaş on. Hayır, yaş yirmi. Hayır, yaş şu an aslında.