Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Başı örtülü kızların dersanelere ve hatta okullara sokulmaması laik devletimizin emridir." / "Hocam, affedersiniz bir soru sorabilir miyim: Devletin emri Allah'ın emrinden büyük müdür, hocam?"/"Güzel bir soru. Ama bunlar laik bir devlette ayrı şeylerdir." / "Çok doğru söylediniz hocam, elinizi öpeyim. Korkmayın hocam verin, verin, bakın doya doya öpeceğim elinizi. Oh. Allah razı olsun. Size ne kadar saygı duyduğumu anladınız. Şimdi hocam lütfen bir soru sorabilir miyim?" / "Buyrun, rica ederim." / "Hocam, peki laiklik dinsizlik mi demektir?" / "Hayır." / "O halde dinlerinin gereğini yerine getiren mümin kızlarımız niye laiklik bahanesiyle derslere alınmıyor?" / "Vallahi oğlum, bu konuları tartışmakla bir yere varılmıyor. Bütün gün İstanbul televizyonlarında bu konular konuşuluyor da ne oluyor? Ne kızlar başörtülerini çıkarıyor, ne de devlet onları o haliyle derslere alıyor." / "Peki hocam, bir soru sorabilir miyim? Al buyurun ama, başlarını örten kızların, bizim binbir emekle yetişmiş o çalışkan, o terbiyeli, o itaatkâr kızlarımızın eğitim haklarının ellerinden alınması Anayasamıza, eğitim ve din özgürlüğüne hiç uyuyor mu? Sizin vicdanınıza sığıyor mu söyleyin lütfen hocam?" / "O kızlar o kadar itaatkârsa başlarını da açarlar..."
Sayfa 44 - 22. Basım: İstanbul, Kasım 2023 - YKY
Antik YakınDoğu
Meloslular şöyle der: "Hakimiyet kurmanız çıkarımıza olsa bile, köle olmamız neden bizim çıkarınıza olsun?" Atinalılar şöyle cevap verir: "Bu savaşın korkunç sonuçlarına katlanmak yerine tebaamız olursunuz, biz de sizi yok etmediğimiz için kazançlı çıkarız." Meloslular şöyle bir soru sorar: "Peki bu işin dışında kalsak, tarafların hiçbiriyle ittifak halinde olmasak?" Atinalılar şöyle cevap verir: "Olmaz, çünkü düşmanlığınız bize dostluğunuz kadar zarar vermez. Dostluğunuz bizim zayıflığımızın bir göstergesi olur, nefretinizse gücümüzün kanıtıdır." Başka bir deyişle: Yaşamanıza izin vermektense size boyun eğdirmek bizim çıkarımıza, çünkü böylece herkes bizden korkacak.
Reklam
... ne istediğinizi söylemekten çekinme­yin. Herkesin size evet ya da hayır demeye hakkı olduğu gibi si­zin de sormaya hakkınız vardır. Tıpkı sizin, bir soru ya da tale­be evet ya da hayır deme hakkınız olduğu gibi. Varsayımsız bir iletişim açık ve nettir, duygusal zehirden arınmıştır. Varsayımsız bir iletişim özenli bir iletişimdir.
"O zaman bir soru size:Bir bakın bakalım kendi hayatlarınıza ve kararlarınıza, kaçımız böyle bir raporun (Farik ve mümeyyiz :fark etme ve sorumluluk alma) altından alnımızın akıyla çıkabiliriz?"
Sayfa 124Kitabı okudu
Her yol, milyonlarca yoldan yalnızca biridir. Dolayısıyla, bir yolun, yalnızca bir yol olduğunu hiç unutmayın. Bu yolu izlememeniz gerektiğine inanıyorsanız, hiçbir koşul sizi o yolu izlemeye zorlayamaz. Bir yol yalnızca bir yoldur. Eğer yüreğiniz istiyorsa, o yolu bırakmanızın ne size ne de başkasına zararı olur. Ama o yolu izlemek ya da terk etmek yönünde vereceğiniz karar korkulardan ve tutkulardan soyutlanmış olmalıdır. Uyarıyorum sizi: Her yolu dikkatle ve bilinçli olarak inceleyin gerekli olduğuna inandığınız kadar deneyin sonra kendinize yalnızca kendinize bir soru yöneltin: Bu yolun bir yüreği var mı? Bütün yollar birbirine benzer. Hiçbir yere ulaştırmazlar insanı. Bunlar ormanın kıyısından ya içinden ya da altından giden yollardır. Bu yolun bir yüreği olup olmadığı en önemli sorudur. Yüreği varsa, o yol iyidir. Yoksa o yola girmeyin.
Hayatın mânası Âmentü'ye inananlar için ne müphemdir, ne de muğlak. Yine de gün gelir hakikate giden yola barikatlar kurulur. Bu defa sorulan soru şudur: "Ne yapmalı?" Önce niyet edeceğiz, ardından kalbin sesine uyarak sonsuzluğa yöneleceğiz. Üç hakîmin hükmünde hata aranmaz: Kalbin, kaderin, ölümün. Aramak vazifedir. "Aramakla bulunmaz fakat bulanlar ancak arayanlardır" denilmiş. İnanmak ve sevmek şart. İman Cenab-ı Hakk'ın insanoğluna bir lütfudur: "Allah size imanı sevdirmiş ve onu kalplerinize ziynet yapmıştır... Bu Allah'tan bir lütuf ve nimettir." (Hucurat, 7-8)
Reklam
Hz. Ömer'in (r.a) "Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyunuz." (Tahrim: 66/6) ayeti hakkında Efendimiz'e (s.a.s) "Yâ Rasûlallah kendimizi korumaya çalışıyoruz da ailemizi nasıl koruyacağız?" diyerek sorduğu soru karşısında Efendimiz'in (s.a.s): "Allah'ın size yasakladığı şeyleri ailenize de yasaklayın, Allah'ın size emrettiği şeyleri ailenize de emredin." Nebevi Cevabı gereği, Kur'an'ımızın emir ve yasakları konusunda ailemizi sürekli uyaracağız.
Said Nursi'nin her suale cevabı varmış(mış).
HER SUALE CEVAP VERMEK, HİÇ KİMSEYE SORU SORMAMAK Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi. Bilmez ki sorsun, bilse sorardı. Atasözü "Herhangi ilme sorulan suale bila-tereddüd derhal cevap verirdi."(1) "Sorulacak suallere cevap vermeye hazır bulunduğu gibi kimseye sual sormayacağını da beyan ederek bu kararda yirmi sene sebat
Sayfa 56 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Kim olmak istersin
Eğer istediğiniz kişi olabilseydiniz, kim olmayı isterdiniz? Ya hiçbir sınır, hiçbir engel olmasaydı? Ya da hiç kimse size isteklerinizin gerçek dışı, aşırı, saçma ya da fazla iddialı ol- duğunu söylemeseydi? İstediğiniz kişi olabilseydiniz, bütün yollar ve kapılar önünüzde açık olsaydı, kim olmak ister- diniz? Bu soru ilk gençlik yıllarımdan beri aklımı kurcalamıştır. Arkadaşlarım için de ne olmak istediklerini bilmek önemliydi. Bu çok da şaşırtıcı bir ayrıntı değil çünkü o zamanlar hepimiz tam da hayatımızın yönünün belirleneceği yola çıkacağımız yaştaydık. O yaşlardayken aynı soruyu yetişkinlere sorduğumda çoğu zaman neyi kastettiğimi anlamadıklarını ve şaşırdıklarını fark ettim. Demek ki insanlar belli bir yaştan sonra kendilerine 'kim olmak istediklerini' sormayı bırakıyordu.
Sayfa 9 - Koridor yayıncılık
Sözde Yahudilere duyduğum nefret nedeniyle beni kınayan en ilginç mektuplardan biri. ... "Günlüğünüzün" neredeyse her sayısında fışkıran bu "Jid" nefretiniz nereden geliyor? Genelde sömürücü yanına değil de, doğrudan Jid'e karşı isyan içinde olmanızın nedenini öğrenmek istiyorum, halkımızın boş inançlarına, önyargılarına
Sayfa 732 - 733, 734 Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Hakikat derken kutsal bir şeyden söz eder gibi konuşuyorsunuz, adeta bir dinin yerine başka bir dini koyuyorsunuz. İzin verirseniz ben de şeytanın avukatlığını yapayım. İzin verirseniz size bir soru soracağım: Hakikat adına duyduğunuz bu ihtirasın, bu saygının sebebi nedir?
5.cilt
1275. Ebû Hüreyre radıyallâhu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem bize bir gün bir konuşma yaptı ve: - "Ey müslümanlar! Allah size haccı farz kıldı, haccedin!" buyurdu. Sahâbilerden biri: - Her sene mi, ey Allah'ın Resulü? diye sordu. Hz. Peygamber, adam sorusunu üç defa tekrarlayıncaya kadar cevap vermeyip
-_Size böyle şeyler söylemedim. Bir soru sordum ve cevabını bekliyorum. _Tabii ki kimi isterseniz öldürürüm, -diye haykırdım,- ama böyle bir şey elinizden gelir mi... bana bunu emredebilir misiniz? _Size acıyacağımı falan mı sandınız? Emri vereceğim, sonra kenarda bekleyeceğim. Bunu kaldırabilir misiniz? Yok canım, nerede! Herhâlde gidip emri yerine getirir, sonra da sizi cinayet işlemeye yollamaya cüret ettiğim için gelip beni öldürürdünüz.
Ünlü fizikçi Albert Einstein 14 Mart 1879'da Almanya'nın Ulm kentinde doğdu. Zürich Politek-nik Enstitüsü'nün ardından 1909 yılında profesör olan Einstein, yaşamı boyunca bilim alanında önemli gelişmelere imza attı. Mekanik fizikten, Kuantum fiziğine geçişin öncüsü olmasının yanı sıra, Kütle-Enerji Eşitliği (E=mc²) başta olmak üzere
Elma YayıneviKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.