İlm, yaygın ve birlikte kullanılan üçlü bir anlama sahiptir:(i) idrâk, (ii) mesâil (araştırma soruları/sorunları) ve (iii) meleke( sürekli/kalıcı yetenek)
Arşiv kaynaklarının ana merkezde olmakla birlikte farklı yerli ve yabancı kaynaklarının kullanılması sonucu ortaya çıkan çok güzel bir kitabı bitirdim.
1880 yıllarından 1960 yıllarına kadar yaklaşık 100 yıla varan bir sürede Türk ordusunun Batılı devletlerden aldığı reorganizasyon (yeniden yapılanma) süreci güzel bir şekilde anlatılmış. Bu konuyu
Halil İnalcık gibi kıymetli bir değerimize başlamak için daha uygun bir kitap bulamazdım zannımca. Ayrıca Timaş yayınlarına da bir teşekkür etmeliyiz. Tarih özelinde pek çok değerli çalışmayı öyle kaliteli yapıyorlar ki, elektronik ortamda dahi bu kalite farkını hissedebiliyoruz. Bu yönüyle çok değerli olan kitap, değerine değer katmış oluyor.
Umuyorum ki Cumhuriyet’in 100. yaşını kendi 100. yaşın ile kutlarsın Hıfzı Topuz. Allah ömür versin çok güzel yazıların, çalışmaların ve derlemelerin var. Umuyorum ki bunlar unutulmaz, bir gün hak ettikleri değerleri görür. İşte bu çalışmalardan biri olarak da Türk Basın Tarihi inceleniyor. Elimde Mart 1973 yılında yayımlanmış ilk baskısı olması
Asırlar öncesinden günümüze ulaşan dingin bir ruh ve sorgulayan zihin, bizi yaşamın pek çok noktasıyla ilgili tefekküre, kendimizi dinlemeye ve sorular sormaya çağırıyor.
Zengin bir ailede doğup iyi eğitim almış olan marcus auralius, roma imparatorluğunun en önemli sezarları arasında sayılan bilge/ filozof bir kraldır. İmparatorluğun onun
Kitap bir aile tarihçesi olarak sunuluyor. Boğazın sularında dünyaya gelen karakterin ağzından, zamanda git gel lerle anlatılıyor. Roman Şekina hala , Nergis ve karakter arasındaki dialoglarla, onların yorumlarıyla sunuluyor. II.Abdülhamit dönemi, aile, saray, evlilik, aşk hakkında güzel saptamalar içeriyor. Yazara katılmadığınız hatta sizi rahatsız eden fikirleri de mevcut. Bazı cümleler çok güzel ama yazarın anlatımı karmakarışık. Romanı okurken ben kendimi sürekli kim , nerede, ne oldu diye sorgular oldum. Çünkü bir hikaye başlıyor, o bitmeden bir başkasına atlıyorsunuz. . Tam bir kafa karışıklığı.. Sonunda ustalıkla birleştiriliyor ama ben yine de konuyu tam anlayabildim mi emin değilim. Bir de bence Şükela ve Nergis in hayatı çok ön plana çıkmış, oysa ben Venüs ün hayatını, evliliğini daha çok okumak isterdim sanki.
