ERHAN AFYONCU- SORULARLA OSMANLİ TARİHİ Sorularla Osmanlı Tarihi'nin anlatıldığı bu kitapta merak ettiğiniz birçok sorunun cevabını bulacaksınız: Osmanlı İmparatorluğu'nun Kuruluşu, Orhan Gazi, Rumeli'ye geçiş, 1. Murad, Ankara Savaşı, Fetret Devri, Çelebi Mehmed, 2. Murad, Fatih Sultan Mehmed, Cem Sultan, 2. Bayezid, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, Genç Osman, 4. Murad, Sultan İbrahim, Lale Devri, 2. Mahmud, Köprülüler, Piri Reis, Barbaros Hayreddin Paşa, Sokollu Mehmed Paşa, Kadızâdeliler, Osmanlı Tarihinde İsyanlar, Celali İsyanları, Kıbrıs Seferi, İnebahtı Savaşı, 2. Viyana Kuşatması, Viyana Bozgun Yılları, Karlofça Antlaşması, Prut Savaşı, Kırım Savaşı, 93 Harbi, Osmanlı-Rus Savaşları, Osmanlı-Avusturya Savaşları, Osmanlı-İran Savaşları, Nizâm-ı Cedid, Tanzimat, Islahat Fermanı, Meşrutiyet, İlk Türk Matbaası, Gayrimüslimler, Şark Meselesi, Kapitülasyonlar, Osmanlı Döneminde Hac, Yeniçeriler, Osmanlılar ve Türklük, Avrupa'da Türk Korkusu, Türkmen Aşiretleri, Harem, Kardeş Katli...
Soru 1: Türkler anayurtlarından neden ayrıldılar? Proto-Moğollar’dan, Kıtaylar’ın 924’te Orhun havalisine hakim olmalarıyla birlikte, bu bölgedeki Türk boyları birbirlerini sıkıştırarak batıya doğru göçet-meye başladılar. 1027 yılına gelindiğinde artan Kıtay baskısı sonucu Türkler’in batıya göçü büyük bir sel halini almıştı. Kay ve Kıpçak baskısı ile Oğuzlar da yurtlarından ayrıldılar. Şamanî Peçenek ve Oğuzlar, Doğu ve Orta Avrupa’ya, Balkanlar’a; Müslüman Oğuzlar ise Maveraünnehir’e, Horasan’a ve diğer İslâm ülkelerine göç ettiler. Oğuzlar, 1040’da Dandanakan’da Selçuklular’ın idaresinde Gazneliler’i yenip, kendi devletlerini kurdular. Ancak Orta Asya’dan yüz binlerce Türk, Moğol kabilelerinin tazyiki ile batıya göçe devam ediyordu. Maveraün-nehir bölgesi onları barındırmaya yetmedi ve yeni bir yurt aramaya başladılar.
Reklam
Soru 1: Sultan İbrahim tahta nasıl çıktı? Sultan İbrahim babası öldüğünde henüz üç yaşındaydı. Çocukluğunda I.Mustafa'nın deliliklerini, ağabeyi II. Osman'ın öldürülüşünü gördü. Diğer ağabeyi IV. Murad'ın tahtta durumunu sağlamlaştırdıktan sonra kardeşlerini (Şehzâde Bâyezid, Şehzâde Süleyman ve Şehzâde Kasım) boğdurtması, Şehzâde İbrahim'in psikolojisini iyice bozdu. Şehzâde İbrahim, bu yüzden 1637'den sonraki üç yılda ölümü bekledi, durdu...
Sayfa 301 - Yeditepe
Malazgirt’ten sonra Türkler’in akın akın Anadolu’ya gelmeleri sonucu Avrupa’da burası Türkiye diye anılmaya başlandı. Faruk Sümer, 1085’ten itibaren Avrupalılar’ın Anadolu’ya Türkiye demeye başladıklarını belirtir.
Mehmet Genç'in Osmanlı tarihini siyasî sınırlarının genişleme/daralma temposuna göre yaptığı şu ayrımla ilgili yorumu da oldukça dikkat çekicidir. 1-Genişleme Dönemi (1300-1683) 2- Geri Çekilme (Daralma) Dönemi (1683-1922) Özellikle ikinci dönem için yaygın kanaatlerin aksi bir görüştedir. Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa'dan geri çekilme döneminin, genişleme döneminden daha başarısız olmadığı, hatta bir bakıma daha başarılı sayılması gerektiği iddiasındadır. Zira bu dönemde sanayileşememiş Osmanlı İmparatorluğu, sanayi devrimini gerçekleştirmiş Avrupa'ya karşı yaklaşık iki asır direnebilmiştir. Tarihte dönemlere ayırma (periodization) meselesi son derece önemlidir. Ancak Osmanlı tarihinin bugün kullanılan dönemleştirilmesi son derece anlamsızdır ve yanlış tefsirlere sebebiyet vermektedir. Osmanlı tarihinde olup bitenleri anlamaya yardımcı olmak yerine tam tersi bir duruma yol açmakta ,anlamayı zorlaştırmaktadır. Bu taksimatın reddedilip, yeni bir dönemlendirmenin yapılması Osmanlı tarihçiliğinin en elzem meselelerinden biridir. Bir devletin veya milletin tarihini dönemlere ayırırken kesintiye uğramamış bir süreklilik çerçevesi içerisinde, önemli dönüm noktalarının tespiti yapılacak ilk iştir. Osmanlı tarihinde yeni bir dönemlendirmeye gidilirken de devlet, toplum ve iktisadî hayattaki değişmelerin göz önünde bulundurulması gerekir.
Soru 10: Yeniçerilerin Osmanlı İmparatorluğu'na katkıları ne olmuştur?
Yeniçerilerin, Osmanlı İmparatorluğu'na en büyük katkısı, Türk aristokrasisinin gücünün kırılıp, merkezi idarenin kurulmasına vesile teşkil etmiş olmalarıdır. Daha önceki Türk devletlerinde, bu çapta merkezi bir askeri teşkilat kurulamadığı için aşiretler ve nüfuz sahibi olmuş komutanlar taht kavgalarına ve devletlerin bölünüp, yok olmasına sebep oluyorlardı. Merkezin güçlendirilememesinden dolayı Osmanlılardan önceki bir çok Türk devleti devamlı olamayıp, kısa sürede parçalanmıştı.
Sayfa 167 - Yeditepe YayıneviKitabı okudu
Reklam
Abdülaziz’in ölümü:
30 Mayıs’ta Sultan Abdülaziz bir darbeyle tahttan indirilerek, Topkapı Sarayı’na getirildi. Tahta Veliaht V. Murad çıkarıldı. Sultan Abdülaziz, Topkapı Sarayı’nda yaklaşık yarım asır önce katledilen III. Selim’i hatırlayınca naklini istedi. Nakledildiği Feriye Sarayı’nda, 1 Haziran günü bilek damarları kesilmiş olarak ölü bulundu. Onun ölümünün intihar mı yoksa bir tertip sonucu mu olduğu hâlâ tartışılır. Ancak eldeki delillere göre Sultan Abdülaziz öldürülmüştür.
Soru 6: Osmanlı Ordusu Viyana Önlerinde Neler Bıraktı?
Osmanlı ordusunun arkasında bıraktıklarının içinde yüzlerce çuval kahve de bulunuyordu. Türk ordugahında casus olarak dolaşıp, çeşitli söylentiler çıkaran ve Viyana'nın dışarıdaki kuvvetlerle irtibatını temin eden Leh asıllı Koltschitzky, yaptığı hizmetler karşılığında mükafat olarak bu kahve çuballarını almıştı. Bunlarla Viyana'nın ilk kahvehanesi olan Mavi Şişe'yi kurdu. Kahvenin Avrupa'ya yayılması Osmanlı ordusundan kalan bu kahveler ile oldu. Kahve o zaman kadar sadece Türkler'e, dolayısıyla Avrupa'nın gözünde "şeytan" kabul edilen bir millete mahsustu. Dindar Hristiyanlar kahveden uzak duruyorlardı. Kahve, papalar sayesinde rağbet gördü. Papa VIII. Clement, bir iddiaya göre de Üçüncü Vincent kahveyi tattı, hoşuna gidince de "Böylesine lezzetli bir içeceğin sadece kafirlere, yani Müslümanlar'a ait sayılması utanç verici bir iştir" dedi ve kahve böylece Hristiyanlar için de "helal" oldu. Avrupa işte bu sayede ilk defa kahveyle tanışmıştı. Ama kahvenin tadı oldukça sertti, yumuşatılması gerekirdi. Rivayete göre bu işi de Papaz Marco di Aviano yaptı. Çekilip kaynatılmış kahveye süt ile bal ilave etti. Avrupa, bu şekilde hazırlanan kahveyi Viyana'nın kurtarıcısı kabul edilen Marco'ya olan saygıdan dolayı Marco'nun bağlı bulunduğu "Capuchin" mezhebinin ismiyle anmaya başladı ve "cappucino" demeye başladı.
Sayfa 111 - Yeditepe YayıneviKitabı okudu
Sokullu, öldürülmeden bir gün önce, 1.Murad'ın Kosova Huharebesi'ndeki şahadetini dinlerken ağlayarak Allah'tan kendisine de böyle bir şehidliği nasip etmesini dilemişti. 16 yaşında, papaz olmak üzere eğitim gören bir genci alıp, yıllarca devlet hizmetinde kullanıp, ölümünden önce de ona bu sözleri söyletebilen Osmanlı sisteminin ne kadar muazzam olduğuna dikkat edilmelidir.
Sayfa 211Kitabı okudu
1. Murat’ın oğulları : Yakup, Savcı, Bâyezid, İbrahim(?)
I.Murad’ın kaynaklarda ismi geçen üç oğlu Şehzâde Bâyezid, Yakub Çelebi ve Savcı Bey’dir. Kardeşlerin en küçüğü olan Savcı Bey, kadim Türk geleneğine uygun olarak baba ocağının, yani Bursa’nın idaresiyle görevlendirilmişti. Murad’ın diğer oğullarından Yakub Çelebi Karesi Sancakbeyliği yaparken, Şehzâde Bâyezid de Germiyanoğlu Süleyman Çelebi’nin kızı olan hanımının çeyizi karşılığı Osmanlılar’a bırakılan Kütahya, Emed, Simav ve Tavşanlı’nın idaresini üstlenmişti. Hüseyin Hüsameddin Amasya Tarihi adlı eserinde, I. Murad’ın, İbrahim isimli bir oğlunun daha bulunduğunu, bu şehzâdenin Bursa Valisi olduğunu ve babasının vefatını duyunca Bursa’da hükümdarlığını ilân ettiği fakat Yıldırım Bâyezid tarafından idam ettirildiğini söyler. Mükrimin Halil Yinanç da vakıf kayıtlarına dayanarak, I. Murad’ın oğulları arasında İbrahim’in de ismini zikreder, ancak bu şehzâdenin hayatı, faaliyetleri ve akıbetiyle ilgili herhangi bir bilgi vermez.
Reklam
Sırp Prensi Lazar - 1. Kosova
15 Haziran 1389’da meydana gelen Kosova sahasındaki savaşta ise Osmanlılar, büyük bir zafer kazandılar. I. Kosova zaferi neticesinde Tuna Nehri’nin güneyindeki Balkan bölgesinde Osmanlılar’a karşı direnebilecek bir kuvvet kalmadı ve Kuzey Sırbistan yolu açıldı. Güneydoğu Avrupa’da bu dönemde ayaktaki tek güçlü devlet ise Macaristan’dı. Sırp Prensi Lazar da bu savaşta ölmüştü.
1. Murat ve Savcı Bey (ilk şehzade isyanı / ilk şehzade katli)
I. Murad’ın üç oğlu vardı. Bunların her biri bir Osmanlı sancağında yöneticiydi. Şehzâde Bâyezid, Kütahya’da; Yakup Çelebi, Karesi’de; Savcı Bey ise Bursa’da görevliydi. Sultanın en küçük oğlu Savcı Bey’in çok geniş taraftara sahip olması babası I. Murad’ın gözünden kaçmamıştı. Bu yüzden, oğulları içinde yaşça en büyüğü olan Bâyezid’e mektup
İlk kardeş kanı 1. Murat döneminde döküldü :(
I. Murad tahta çıktığında hayatta iki kardeşi vardı: Halil ve İbrahim. Bunlardan Halil, Orhan Gazi’nin eşlerinden Theodora’dan doğmuştu. Theodora, daha önce Bizans İmparatorluğu yapan Kantakuzenos’un kızı idi. Şehzâde Halil aynı zamanda Bizans İmparatoru Ioannes’in kızı ile nişanlıydı. Bursa sancak beyliği yapan şehzâdenin babası tarafından çok sevildiği ve Osmanlı tahtına aday olarak gösterildiği rivayetleri vardır.Hayattaki diğer şehzâde İbrahim de, I. Murad’dan daha büyük olabilir. I. Murad, Osmanlı hakimiyetinden çıkan Ankara’yı geri aldıktan sonra Eskişehir civarına yönelerek, bu bölgede olan kardeşlerini ortadan kaldırdı. Osmanlı tarihleri bu olay hakkında fazla bilgi vermez. Şehzâdelerin isyan ettiklerine dair ufak kayıtlar vardır. Bu iki şehzâdenin öldürülmesi ile birlikte hanedanda ilk kardeş kanı akıtılmış oluyordu.
1. Murat’ın tahta geçmesi
I. Murad, Orhan Gazi’nin altı oğlundan ikincisiydi. Aynı anneden (Nilüfer Hatun) olan ağabeyi Rumeli fatihi Süleyman Paşa’nın bir av sırasında attan düşerek ölmesi ona saltanat yolunu açmıştı. Ağabeyinin ölümü üzerine Rumeli fetihlerinde onun yerini aldı. Ağabeyi Süleyman Paşa’nın yerine geçtikten sonra başarılı faaliyetler yürüten I. Murad, babasının 1362’de ölümünden sonra Osmanlı tahtına geçti. Ağabeyi yaşasaydı tahta geçme ihtimali yoktu. Süleyman Paşa’nın zamansız ölümü ona tahta giden yolu açmıştı.
1. Murat - Edirne ve Rumeli fetihleri
Edirne’nin fethi Osmanlılar’ın Avrupa’da kati şekilde yerleştiğini gösteren bir hadiseydi. Bu fetih, Anadolu Türk tarihi için olduğu kadar, Balkanlar ve Avrupa için de bir dönüm noktası oldu. Edirne’nin Türkler’in eline geçiş tarihi tartışmalıdır. 1. Murad tahta geçince Ankara’nın geri alınmasıyla meşgul olmuştu. Bu durumdan istifade eden Bizans,