"kabul" dedim ," ama bir sorum olacak". " Buyrun " " özgürlukle neyi kastediyorsunuz" " istediğiniz her yere girip çıkabilirsiniz , aynı arkadaşlarim ve benim gibi" "bunun bir hapishanenin içinde dolaşmaktan ne farkı var , bu bizim için yeterli olamaz" " olmak zorunda" ülkemizi , arkadaşlarimizi, ailemizi goremiyecek miyiz yani" " ben fırsatını bulursam kacmayacagima söz veremem " diye atıldı ned hemen " sizden buna söz vermenizi isteyen yok " dedi komutan " ama bu zalimlik " dedim " hayır bu merhamet
Hazreti ibrahim, oğlunun "Kuzu nerede?"sorusuna biran sustuktan sonra, şöyle cevap verır:
"Kuzuyu Tanrı verecek oğlum."
Benim sorum daha kolay:
"Bizim kalplerimize insanlığı kim verecek?"
Hazreti İbrahim, oğlunun
“Kuzu nerede?” sorusuna bir an sustuktan sonra, şöyle cevap verir:
“Kuzuyu Tanrı verecek oğlum.”
Benim sorum daha kolay:
“Bizim kalplerimize insanlığı kim verecek?”
“ erkek fatma” diyerek aşağıladığın kızın, istediğin gibi biri
olamadığı için her gece kendisinden nefret ederek uyumasına
sebep olduğunu bilseydin, aynı şeyi tekrar söyler miydin ona?
“top” diyerek erkekliğini sorguladığın, ötekileştirdiğin çocuğun
sekiz yaşındayken aklına “ intihar” fikrini soktuğunu bilseydin
ve o çocuğun senin yüzünden psikolojik tedavi gördüğünü öğrenseydin, rahat rahat devam eder miydin onu aşağılamaya?
sorum sana değil, vicdanına,
çünkü cevap onda.
Hazreti İbrahim, oğlunun “Kuzu nerede?” sorusuna bir an sustuktan sonra, şöyle cevap verir:
“Kuzuyu Tanrı verecek oğlum.”
Benim sorum daha kolay:
“Bizim kalplerimize insanlığı kim verecek?”
Hazreti Ibrahim, oğlunun "Kuzu nerede?" sorusuna bir an sustuktan sonra, şöyle cevap verir:
"Kuzuyu Tanrı verecek oğlum."
Benim sorum daha kolay:
"Bizim kalplerimize insanlığı kim verecek?"
Demokrasiler gibi yerleşmiş, gelişmiş rejimlerle diktatörlükler arasındaki fark şuradadır: Birinciler zaman faktörünü en tabiî bir iş arkadaşı olarak kabul ederler. Zaman içinde kurulduğundan, zaman içinde devam etmek kendilerine yeter. Gelecek nesillerin iş ve sorum payını ayırırlar. Diktatörlükler ise, her şeyin kendi ömürlerinde olup bitmesini isterler.