ABD’de yapılan bir çalışmada anne-babalara şu soru soruluyor; “Çocuğunuzun büyüdüğünü nasıl anlarsınız?” Verilen cevaplar şu dört başlık altında toplanıyor: 1. Davranışlarının sonuçlarından sorumluluk aldığında, 2. Anne ve babasıyla yetişkin tavrı içinde sohbet edebildiğinde, 3. Kendi parasını yönetebilecek bilgi ve becerilere sahip olduğunda, 4. Hayatına yön verecek inanç ve değerlere başkasının etkisi altında kalmadan kendisi karar verdiğinde.
Ne çok zannettik. Zannettikce kaybettik. Emin olmak mi kimden kendinden bile emin değilken başkasına böyle bir sorumluluk yüklemek ne kadar adil. Konu döndü dolaştı adalete geldi bir kova düşün dibi delik sen musluğu sonuna kadar acsanda dolmuyor ve dolmayacak. Sorun kovanın delik olması değil ona hala su doldurmaya çalışan da ??
Reklam
Acil bir durum olduğunda bile arayamayacağın, hayatına girmek istemeyen, sorumluluk almayan bir adamın arkasından aylardır ağladığının farkında mısın ?
Einstein and the bomb
"Tüm zamanların en korkunç ve tehlikeli silahını izlemeye katılan fizikçiler eşit derecede sorumluluk duygusuyla eziliyor ve suçluluk hissediyorlar. Bu silahı Amerikalıların ve İngilizlerin ellerine, tüm insanlığın güvencesi, barış ve özgürlük savaşçıları olarak teslim ettik. Ancak şimdiye kadar ne barışa dair bir güvence ne de uluslara vadedilen özgürlükleri görebildik. "
İyi müslüman Derin bir sorumluluk duygusu ve bilinci içinde yaşamayı ilke edinen ve bunu başarmak için içtenlikle didinen kişidir..
Çocuk gelişirken ebeveynlerinin ve diğer önemli kişilerin tepki ve değerlendirmelerini deneyimler ve bu değerlendirmelere göre kendini iyi ya da kötü olarak algılar. Ebeveynlerinin aptal ve beceriksiz olarak tepki verdiği bir çocuk, kendini aptal ve beceriksiz olarak görmektedir. Kimsenin becerikli görmedigi bir çocuk kendini nasıl becerikli hissedebilir? Kimsenin sevmediği bir çocuk kendini nasıl sevebilir? Kimsenin güvenmediği bir çocuk kendine nasıl güvenebilir? Kimsenin kabullenmediği bir çocuk kendini nasıl kabul edebilir? Kimsenin istemediği bir çocuk kabul edildiğini ve önemli olduğunu nasıl hissedebilir? Kimsenin inanmadığı bir çocuk kendine nasıl inanabilir? Öz sorumluluk alması için hiçbir fırsatı olmayan bir çocuğun öz sorumluluğu nasıl gelişir?
Reklam
·
Not rated
Beş Güzeller- İnsanlık Treni
Merhabalar kitap severler. Bugün sizinle ilk sefa bir çocuk kitabını paylaşacağım. #beşgüzeller #insanlıktreni #ümmüözçeliker Beş Güzeller- İnsanlık Treni öyküsü akıcı ve yalın dilinin yanında, çocuklara ve hatta biz büyüklere de bütün insanların kardeş olduklarını, herkesin eşit olduğunu, farklılıkların bir çeşit zenginlik olduğunu; insanların birbirlerine, anne ve babalarına, fakirlere, yaşlılara, hastalara, komşulara iyi davranmaları gerektiğini anlatıyor. Ayrıca dünyanın her yerinde aynı evrensel ahlak kurallarının geçerli olmasından bahsediyor. Saygı, sevgi, güvenirlik, eşitlik, topluma ve aileye karşı sorumluluk sahibi olmak gibi genel kurallardan bahsediyor . Çocukların ileriki yaşlarda topluma yararlı, insanlara saygılı birer yetişkin birey olmaları, ancak çocuklukta verilen ahlaki eğitimle mümkün olabileceği, hepimizce kabul edilmiş bir gerçek. Kitabımızda tam bu ahlaki eğitim için çok verimli bir kaynak. Çocuğum olmasa da yeğenlerim için kitabı okudum ve çok besleyici, öğretici buldum. Siz de okuyun, çocuklarınıza, yeğenlerinize okutun diyorum. Unutmayalım bugünün çocukları, yarının toplumu oluşturan yapı taşlarıdır.
Beş Güzeller
Beş Güzeller
Ümmü Özçelik Er
Ümmü Özçelik Er
Beş Güzeller
Beş GüzellerÜmmü Özçelik Er · Düş Kurguları · 20248 okunma
Türkiye'nin sanırım en büyük celavruğu, en büyük romatizması, iş başında bulunan büyüklerimizin sorumluluk nedir bilmemesi. Tevfik Fikret "Sorumluluk duygusu taşımayan bir adam, tam bir insan değildir." demiştir. Ruşen E şre fe göre Fikret'in kendisi sorumluluk yüklenmeyi çokça severmiş. Ayrıca, işlerin tıkırında gitmemesini herkesin sorumluluğu başkasına ciro etmesinde görürmüş.
Sayfa 41 - ADAM yayınları, 1995Kitabı okuyor
"Yaşamımda kendim olarak var olabiliyor muyum, ayna karşısında kendi yüzüme rahatlıkla bakacak bir seçim yapıyor muyum?" meselesidir sorumluluk. Korku temelli verilmiş sorumluluk uzun sürmüyor. Meseleye, "Ben niye ondan korkacakmışım, o benden korksun!" diye yaklaştığında ortaya bir sürü ilişki sorunları çıkıyor. Amaç hizmet değil, kim kimi korkutacak çekişmesine dönüyor. Korkutmaya meraklı kişinin en büyük korkusu nedir biliyor musunuz? Kendi yetersizliği ile yüzleşmek. Bir gün gelir de ondan korkmazlarsa ne halt edeceğini bilemez çünkü.
Reklam
Faizsiz bankalar hakkındaki temel eleştirilerden biri
Risk meselesi ile ilgili olarak faizsiz bankalar hakkındaki temel eleştirilerden biri, -icare ve murabaha gibi- yapısı gereği nispeten daha az risk içeren işlemlerde yoğunlaşmaları ve aldıklan tedbirlerle var olan az riski de neredeyse ortadan kaldırarak adeta garantili işlemlere yönelmeleridir. Bu eleştiri karşısında faizsiz bankalar, mudarebe ve müşareke gibi işlemlerin teknik ve ahlaki sebeplerden dolayı bugün için verimli yöntemler olmadığını belirtirken diğer taraftan mudilerden emanet alınan para ile iş yapmalarından dolayı onlara karşı sorumluluk içinde olduklarını ve teoride risk ihtimali olmasına rağmen pratikte riske açık işlemleri pek tercih etmediklerini ifade etmektedirler.
Bir grubun deneyimi, bireyinkinden çok daha düşük bir bilinç düzeyinde gerçekleşir. Çünkü çok sayıda insanın bir araya gelmesiyle ve ortak bir ruh halinde birleşmesiyle oluşan ortak ruhun, tek tek bireylerin düzeyinin altında olduğu bir gerçektir. Eğer grup çok büyükse, ortak ruh bir tür hayvan ruhu gibidir. Büyük örgütlerin ahlakının daima şüpheli olmasının nedeni bu olsa gerek. Bir insan kalabalığının psikolojisinin avamınkinin düzeyine inmesi kaçınılmazdır. Yani, ortak deneyim denen şey bir grup içinde yaşandığında, bu deneyim nispeten düşük bir bilinç düzeyinde gerçekleşir, grup içindeki deneyimin bireysel deneyime göre çok daha sık gerçekleşmesinin nedeni budur. Zaten ulaşılması da çok daha kolaydır, çünkü birçok kişinin birlikteliğinden büyük bir telkin gücü doğar.Kalabalık içindeki birey telkine açıklığının kurbanı olur.Herhangi bir şeyin olması, örneğin bir öneride bulunulması, bu öneri ne kadar ahlakdışı olursa olsun, bireyin de buna katılması için yeterlidir. Kitle içinde insan bir sorumluluk duymadığı gibi korku da duymaz.
Kazanmak ya da kaybetmek gibi ucuz kaygılarla günü gününe yaşıyorlar. Bazen de kazara kötü olaylara sebep olarak çevrelerindeki insanların kaderlerini değiştiriyorlar. Sonrasında birbirlerini sorumluluk almaları için suçluyorlar.
Sayfa 100 - İthakiKitabı okudu
“Gözyaşları bittiğinde; güller, zambaklar yeşerecek Gazze'de, Kutlu Kudüs'te açacak çuha çiçeği... Bugün sorumluluk duymayan insan cürüm işlemektedir.”
İslâm düşüncesi, insan olması bakımından sorumluluk meselesinde ve insan yaşamında İslâm medeniyetinin oluşturulması çabasında kadın ve erkeğe aynı pencereden bakar. Her ikisine de aynı sapmanın ve istikametin sorumluluklarını aynı ölçüde yükler. Görev ve sorumluluklarını ise bir kısım özelliklerin kazanımıyla elde edilen insani olgunluk esası üzerine dağıtır.
1,500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.