Doğuyoruz, anne-babamızın hayat görüşü dahilinde yetiştiriliyoruz. Sonra buna kendi tecrubelerimizi katıyoruz. Onlar da anne babamızın bakış açısından kaynaklanıyor.Robot gibi, kalıplaşmış düşünce yapıları, kalıplaşmış davranışlar..özüyle bağlantısını kaybetmiş insanlar topluluğu dünyayı işgal ediyor. Hani nerede özün neşesi, özün sevgisi, var olmanın karşısında özün hissettiği haz? Yok çünkü robotlar bunların hiçbirini hissedemez. Ta ki sarsılana kadar. Hepimizin sarsılmaya ihtiyacı var. Hepimiz sarsılıp kendimize gelmek ve bize armağan edilen bu yaşamı yaratmak zorundayız. Tabii ki eğer neşeyi, hazzı, gerçek sevgiyi deneyimlemek istiyorsak.
Her bir sarsılma -ki buna farkındalık diyoruz- yaşamımızın iplerini ele almanın cesaretini ve sorumluluğunu bize verecektir.
Yaşam tek kişilik bir oyun ve tüm sorumluluk kendimize ait. Haydi, bir sarsın kendinizi ve robotluktan çıkın. Çünkü çıkış yolu negatifte.