Benim yanıtları bildiğim için insanları şaşkına çevirdiğim falan yok, gerçek şu ki başkalarına şaşkınlık aşılıyorsam, kendim de şaşkınlık içinde olduğumdandır.
Sokrates
Eğer biri bize iyi biri olarak kalmak için sebeplere ihtiyaç duyduğunu söylemişse, o kişiye güvenmemiz artık çok zordur; elbette onun mevcudiyetinden sakınırız, nitekim fikrini değiştirip değiştirmeyeceğini kim bilebilir ki?
Aklım şimdiki nesnelerde ve nesnelerin şimdiki durumlarındaydı; titizlikten ya da aşırı ilgiden değildi bu. Bir düşünme güçsüzlüğünden kaynaklanmıyorsa, üzüntü ve korkudandı. Üzüntüdendi, çünkü hal'i pek kasvetli görüyor, dolayısıyla çözülüp dağılarak bir mutluluğa dönüşene kadar kendisinden ayrılmamın doğru sayılmayacağına inanıyordum; korkudandı, çünkü hal'de en ufak bir adım atmaktan ürktüğüm gibi, o rezil çocuksu davranışımdan ötürü ciddi bir sorumluluk duygusuyla davranıp büyük ve erkeksi geleceğe ilişkin bir yargı vermeye kendimi layık görmüyordum. Üstelik gelecek'e çokluk öylesine akıl almayacak bir şey gözüyle bakıyordum ki, ona doğru en ufak bir ilerleme bana düzmece geliyor, burnumun ucundaki nesne bana erişilmez uzaklıkta görünüyordu.
Nesneler parçalanır; mihrak dayanamaz;
En iyinin inancı eksiktir büsbütün, en kötüyse
Şehvetli bir yoğunlukla dopdolu.
William Butler Yeats - Second Coming
Jefferson’ın bir defasında belirttiği gibi: “Macbeth’in Duncan’ı öldürdüğü kurmaca cinayet” öyle alçakçadır ki, “IV. Henry’nin gerçek dehşeti kadar büyük bir dehşet” uyandırır bizde