Ağız ya da bir ağız tarafından ısırılan yiyecek olmak, avcı ya da av olmak. İşte bütün sorun burada yatıyordu. Diğer hayvanların bize karşı yaklaşımı hor görme, hadi bilemedin merhamet şeklinde tezahür ediyordu. Düşmanca ortamın içinde hiç kimse bize saygı göstermiyor ve hiç kimse bizden korkmuyordu. Gece ve orman bizi çok korkutuyordu. Bu dünya zoolojisinin en savunmasız hayvanları, işe yaramaz yavruları, neredeyse bir hiç olan yetişkinleri bizlerdik; ne pençelerimiz vardı, ne keskin dişlerimiz, ne çok hızlı koşan bacaklarımız, ne de iyi bir koku alma duyumuz. Bizim hikâyemizin başlangıcı şu anda bir sis perdesinin ardında gizli. O zamanlar tek yapabildiğimiz herhalde taşları fırlatmak ve bir odun parçasıyla vurmaktan ibaretti. Şimdi insanın aklına şu soru gelebilir: Hayatta kalmanın mucizelere bağlı olduğu bir ortamda bunu başarmamızın sebebi kendimizi toplu halde savunmak ve yiyeceğimizi paylaşmak mıydı acaba? Bugünün insanlığı, herkesin kendi bacağından asıldığı ve herkesin kendi canını kurtardığı günümüz medeniyeti dünya üzerinde ne kadar sürebilir ki?
Joey beni yine mahvetti…
“Sorun yok,” diye fısıldadı Aoife. Ağabeyimin geniş omuzlarına eğilip onu kendine yaklaştırdı. “Beni korkutup kaçıramazsın. Sen benimsin, unuttun mu?” “Hadi Shannon. Yanıma gel tatlım. Joey ve Aoife’yi biraz yalnız bırakalım.”
Sayfa 633 - MartıKitabı okudu
Reklam
Kırpışan bir ovayı geçerek geldim Quasimodo yazgısıyla Ben kürelerde meraklı eller Kuru çeşmeler özleminde Sonra doğurdun beni Kendimi içimde unutarak Nasıl sancımaz kaburgaların
Dara yayınları
Ne gördüm bugüne dek? Hadi bugünü de sayalım yarına dek ne gördüm? Yıllar önceydi; tren istasyonunda bir adam gördüm. Bir şey sormam gerekiyordu; ya da bana öyle gelmiş olabilir. Sormaktan nefret ederim kim neyi bilebilir ki? Ne sorarsanız sorun, herkesin hemen kendini düşünmesi ve kendini anlatmaya başlaması bu yüzdendir. Yüzünü bile çevirmeden bana gerekeni söyledi. Ne kim olduğumu, kendisine benzer bir yanım olup olmadığını merak etti ne de kendini belli edecek bir şey yaptı.
Sayfa 10 - İletişim Yayınları, İstanbul, 2022.Kitabı okudu
"Ne gördüm bugüne dek? Hadi bugünü de sayalım yarına dek ne gördüm? Yıllar önceydi; tren istasyonunda bir adam gördüm. Bir şey sormam gerekiyordu; ya da bana öyle gelmiş olabilir. Sormaktan nefret ederim — kim neyi bilebilir ki? Ne sorarsanız sorun, herkesin hemen kendini düşünmesi ve kendini anlatmaya başlaması bu yüzdendir."
Sayfa 10 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Reklam
205 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.