Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Biz kendi düşüncelerimizle hayatı var ediyorsak.İnsanlari ve yaşadığımız olayları olusturuyorsak . Bunlarla deneyim kazaniyorsak.Ve hayat sadece bir rüya ise.Neden daha güzel deneyimler yaşamıyoruz.İcimizdeki korkularımizi acılarimizi anlayip,yanlış İnaç sistemimizi degistirip daha mutlu sağlıklı ve huzurlu bir hayat yaşayabiliriz.Dısarida hiç bir şey yok.Disarida olan şeyler bizim düşüncelerimizin birer yansımasi.Bu yüzden anda kalmayı,şimdiyi yaşamayı öğrenmeliyiz.Ve zihnimizi susturmayi öğrenmek zorundayız.Zihin susarsa geçmişte hiçbir acıyı şimdiye getiremeyiz.Zihin susarsa işte o zamn gerçek biz kalırız ortada.Sorun ve kaos olmaz.Kendimiz dahil olmak üzere kimseyi yargilamayiz.Boylece gerçek aşkla içimizdeki güçle ,yani Allah'a , Tanrı ile bir olabiliriz.Boylece saf enerji ile dolarız.Bir oluruz
Senin istediğin gibi davrandığım sürece sıkıntı yok. Ne zaman istemezsem sorun büyüyor, büyüyor... Sen çabalıyorsun, ben de çekirdek çitleyip seni izliyorum mu sanıyorsun? İlla gözüne mi sokayım her şeyi? Başa çıkamıyorum diye yardımını istiyorum demediğin laf kalmadı. İşte kurtuluyorsun. Kınaları hazırla!
Reklam
Deprem
Her depremden sonra: “ Allah sonumuzu hayır etsin, rabbim bizi felaketlerden korusun, Allahım yere sakinlik ver, Allahım bizleri koru” vs Orta Çağ Avrupa’sına has olan bu tür söylemleri gördükçe deliriyorum. Sizler dinin ve Allahın en büyük düşmanlarısınız. 4 yıl kadar Malatya Afad’a görev almış biriyim. 1999 depremini, Malatya’nın kendi
Edep; Müridin kendi nefsine, ihvanına, mürşidine ve Allah’a karşı uyması gereken kurallardır. Bu kurallara uymak vuslat vesilesidir. Edebe uymayanlar lütuftan mahrum olurlar. Ne güzel söylemiş büyüklerimiz “Edeple gelen lütufla gider” diye. Pirimiz Abdülkadir Geylani Hz.leri “Bir edep için, binlerce derviş feda olsun. Edep gittiğinde onu geri
Peki Ya Sürekli “GÖRÜNÜR” Olsaydınız? –
Gyges’in Yüzüğü, Sosyal Medya ve Ahlak Felsefesi Sosyal medya ve artık her adımda bulunan kameralar ile birlikte sanki Gyges’in Yüzüğünün bir versiyonunu takıyoruz gibi. Ama bu sefer bu yüzük bizi herkese görünür kılıyor. Saklanma ihtimalimiz yok. Gelip geçenin göz attığı bir vitrindeymişiz gibi. Yani. Artık bilmeyen yoktur. Dijital çağda sürekli
Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya, İkincisinde, daha çok hata yapardım. Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım. Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar, Çok az şeyi Ciddiyetle yapardım. Temizlik sorun bile olmazdı asla. Daha çok riske girerdim. Seyahat ederdim daha fazla. Daha çok güneş doğuşu izler, Daha çok dağa
Reklam
NİŞANLINIZ SİZİN MAHREMİNİZ DEĞİLDİR.
NİŞANLINIZ SİZİN MAHREMİNİZ DEĞİLDİR. Bunu böyle kocaman kocaman yazsak bağıra bağıra söylesek anlaşılır mı acaba? Hiç sanmam.. Sonumuz hayır değil ama biz yine de hayrolsun diyelim.. Son zamanlarda - ya da belki hep vardı da ben denk gelmiyordum- nişanlı çiftlerin hal ve hareketlerinden çok rahatız olmaya başladım. Onların bu kadar rahat
bir bunalım hali, kendiliğinden gelen bir sıkıntı. sessizlikte gizlenen bir çok sorun, gölgeliyor yine sevdayı. bu uzaklaşan hiçliğin sesi mi yoksa, dar ağacına yol almış; umudumun son haykırışları mı? bitecek mi peki her şey?
KARANFİL KIZ
O zamanlar dünya gerçekten de bir öküzün boynuzlarında durmaktaymış ve Karanfil Kız'ın bu aşırı gelişmiş iribaşa söyleyecek bir çift sözü varmış. Ama dur bak, en iyisi baştan başlayayım. Şimdi bu Karanfil Kız babasını fazla görememekten şikâyetçiymiş. Çünkü adamcağız haftanın her günü, hatta bazen haftasonları bile geç saatlere kadar çalışır,
Atatürk'ün 'insan' adlı sır yırı hakkında yorum
İnsan Gelenler adamdı, buldukları insandı İnsan yalnız Tanrının yarattığı mâhluk İnsan mâhluktan, adam insandan çıktı. Tanrının insanı yer ve içer. İnsanın adamı düşünür ve yaratır. Mustafa Kemal Atatürk Ne demek istiyor Mustafa Kemal Atatürk? İlim sahibi olmak böyle bir şey işte. İlim bilim demek değildir. Fizik ötesi bilgi herkese verilmez.
Reklam
Seni sevmeme izin verdiğin için teşekkür ederim...
Merhaba sevgilim :). Bugün çok özel bir gün ve dahası yarın çok çok daha özel bir gün. Nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Seninle bize ait günlerin konuşmasını çok çok erken yapmıştık aslında. Sen takvimine not almıştın, bense birkaç kez unutup 17 Mart tarihinde sonsuza kadar aklıma kazımıştım. Senden saklı bir şeyim olmadığı için bunları anlatmamda
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.