EMANET VE EHLİYET İLMİHALİNDEN İLİM NEDİR?
👉9 Ehl-i Sünnet ve'l Cemaat'e göre ilim, "Malûm olanın, olduğu hal üzere bilinmesidir."(12) Bu yaratılmışların ilmidir. Allahû Teâla (cc)'nın ilmi ise; bir şeyin (eşyanın) aslının ne olduğunu ve ne olacağını kuşatması ve haberdar olmasıdır. 👉10 Kur'an-ı Kerim'de: "Bilmediğin şeyin ardına düşme. (Peşinden
Yedi Sosyal Günah: Çalışmadan zenginlik. Vicdan olmadan zevk. Karaktersiz bilgi. Ahlaksız ticaret. İnsanlık olmadan bilim. Kurbansız ibadet. İlkesiz siyaset. Frederick Lewis Donaldson'ın 20 Mart 1925'te Londra'daki Westminster Abbey'de verdiği bir vaazdan.
Reklam
“Bilim ile sahte-bilim arasında sınır koyma yalnızca masa başında yapılan felsefenin bir sorunu değildir; sosyal ve politik açıdan can alıcı öneme sahiptir.”
152 syf.
5/10 puan verdi
Olmamış...
Eh işte…hani -sıradan bir okur için- Okudum…okumasam da olurdu kitabı. Yani anlayacağınız tam bir ‘alan’ -referans- kitabı. Eğer psikolog değilseniz…psikolojiyle ilgilenmiyorsanız ama; ‘Dur ya en azından bi fikrim olur…’ desen bile seni tam tatmin etmeyecek bir kitap. Neden…? Kitabın ortasına kadar; bir bölüm bir başlık ile başlıyor. Mesela başlığımız Düttürü Dünya, ardından paragrafın ilk satırı, yazarın görüşünü veren bir cümle, ardından Freud’un konu ile ilgili teorisi ve Lacan’ın hepsine katılması. Bir editör de, ‘böyle yapmasak mı acaba demez mi…Dememiş. Diğer bir nokta ise; 1. ve 2. Dünya Savaşı olmasa Psikoloji diye bir bilim de olmayacakmış gibi hissediyorsunuz. Garip…ama gerçek. O dar kapsam ilerliyor da ilerliyor…ki nihayet sosyal hayatın içinde örnekler başlıyor. Ama…sürekli, analizlerin analizini okuyorsunuz. Hani aklıma geldi bak bunu da izlerken göreceksiniz ki…tadında. Pek olmamış. Alana ilgi duymuyorsunuz…zaten yaklaşmayın, ilgiliyseniz de…gelmiş geçmiş olsun.
Kaygı Üzerine
Kaygı ÜzerineRenata Salecl · Metis Yayınları · 2021256 okunma
246 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
İnsan, yapısı itibariyle sosyal bir varlık oldugu için, tarihin başlangıcından bu yana büyük ya da küçük topluluklar halinde yaşamıs ve yaşamaktadır. Toplumsal yaşamı saglıklı bir şekilde sürdürmek, kaosu önlemek, hak ve özgürlükleri korumak için de, her toplum kendi inanışları, gelenek ve görenekleri doğrultusunda kurallara ihtiyaç duymuştur.
Krizalitler
KrizalitlerJohn Wyndham · DeliDolu · 2016129 okunma
·
Puan vermedi
Kertenkele deliğinden nasıl çıkabiliriz?
Sudanlı bir ruh sağlığı uzmanı olan yazar Malik Bedri " Onlar kertenkele deliğine girseler, sizler de onları takip edeceksiniz ." Hadisinden yola çıkarak sosyal bilimcilerin kendi değer ve inanç sistemlerini gözetmeden öğrenip uygulaya geldikleri yöntemlerin uzmanları ( özellikle de ruh sağlığı çalışanları) nasıl bir çıkmaza, açmaza
Müslüman Psikologların Çıkmazı
Müslüman Psikologların ÇıkmazıMalik Babikir Bedri · Mahya Yayıncılık · 2018307 okunma
Reklam
"Evli insanlardan oluşan bazı sosyal çevrelerde, büyük, dost canlısı bir sokak köpeğine nasıl acınıyorsa, otuz yaşını aşmış bekâr bir kadına da aynı şekilde acınır."
88 syf.
·
Puan vermedi
·
6 saatte okudu
"Eserleriyle Osmanlı-Türk tarihine hem siyasi ve ekonomik konularda hem de kültür ve medeniyet tarihi alanında orijinal katkılarda bulunmuş bir bilim insanıdır.
Halil İnalcık
Halil İnalcık
İnalcık hocanın eseri; bizzat şiir ve sanattan anlayan hükümdarın devlet mülkünü yani patrimonunu elinde tutan bir patron olması, sanatçıları gönendirmesi, bütün sanat faaliyetini ve sanatçının toplum hiyerarşisinde tutacağı yerin hükümdardan elde edeceği inayete bağlı olduğunu anlatıyor.
Şâir ve Patron
Şâir ve Patron
"Genelde, bilim adamı ve sanatçı, belli bir toplumda egemen sosyal ilişkiler ve belli bir kültür çerçevesinde sanatını ifade eder. Osmanlı toplumu gibi patrimonyal türde bir toplumda, başka deyimle, sosyal onur, statü ve mertebelerin mutlak egemen bir hükümdar tarafından belirlendiği bir toplumda bu gerçek daha da belirgindir."" "Osmanlı Divan şâirlerini ve şiirini sosyolojik bir yaklaşımla ele almakta, ana kaynakları kullanarak patronajın bu sanat tarzı üzerinde belirleyici etkisini analiz etmektedir."
Halil İnalcık
Halil İnalcık
hocayla ilk karşılaşmamız, kıtabın idmı dikkatimi çekti, konusu ve dilini keyıfle okudum, kıtabı tebessüm ederek kapattım nır dahaki sefere buluşmak üzere sözleştik.
Şâir ve Patron
Şâir ve Patron
. #OKUYUN
Şâir ve Patron
Şâir ve PatronHalil İnalcık · Doğu Batı Yayınları · 2015627 okunma
Bilim insanlarına göre, dünyada günümüze kadar beş kitlesel yok oluş olayı meydana gelmişti. Belki de 6. büyük yok oluşumuz insan neslinin tutarlı ilişkiler, aile veya sağlıklı sosyal hayat kurmasına mani olacak olan bu "dijital suretlere sevda" kavramıyla gelecekti. 6. büyük yok oluşu başka sebeplerden hayal ederken, basitçe tıklama ve sağa sürüklemelerle mi olacaktı? Biraz latife biraz da sitem ediyorum. Okuyup izlediğimiz bilim kurguların hiçbirinde tanımadıkları "profil resmine sevdalanacak" insanlardan bahsedilmiyordu 2020'ler için. Onun yerine uzayıp kısalan giysiler, hap haline gelmiş gıdalar, hareketli resim çerçeveleri olacağını düşünüyorduk. Gelecek geldiğinde habersiz, hazırlıksız yakalanmıştık belki. -Oya Başkaya, Cüzdanıma Çiçek Açtınız
452 syf.
10/10 puan verdi
Olay örgüsü ve tarihi kurgusuyla etkileyici bir roman arayışındaysanız, Larende'nin Varisleri'yle yepyeni bir yolculuğa çıkabilirsiniz! Kitap,14. yüzyılda yükselişe geçen Osmanlı'yla beyliklerin en güçlüsü Karamanoğulları'nın yok oluşunu büyüleyici betimlemelerle tasvir ediyor. Serinin ilk cildinde hanedanlar arasındaki bağa ve
Larende’nin Varisleri
Larende’nin VarisleriDeniz Canan · Sarmal Kitapevi · 049 okunma
Reklam
“Eğer her şeyden öte insanların sosyal hayvanlar olduklarından şüphe duyuyorsanız, her toplumun en kötü cezalandırma yönteminin infaz ve fiziksel işkenceden sonra sürgün olduğunu hesaba katın. Sürgün edilecek boş alanların tükenmesiyle en sert cezalandırma olarak kapalı sürgüne başvurulur: Hücre hapsi. Sartre, “Cehennem başkalarıdır” derken tersinden anlamış olmalıdır çünkü aslında bizim türümüz için cehennem başkalarının yokluğudur.”
Sayfa 118Kitabı okudu
296 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Felsefe ve Siyaset Bir Arada
Frank Herbert’in “Dune Mesihi”, başyapıtı Dune serisinin devamı niteliğinde, zengin içerikli ve düşündürücü bir eserdir. Bu kitapta Herbert, ilk kitabın adrenalin dolu çatışma ve keşiflerine nazaran, daha çok karakterlerin iç dünyası, siyasi entrikalar ve felsefi temalar üzerine yoğunlaşır. “Dune Mesihi”, serinin devamında karşımıza çıkacak
Dune Mesihi
Dune MesihiFrank Herbert · İthaki Yayınları · 20215,9bin okunma
Çeşitli simge sistemleri, eşit ölçüde bir perspektivist doğruluk iddiasında bulunur; bilim, özgül doğruluk önceliğini yitirir; felsefe bu önceliği, düşünsemeli olarak sınırlayarak, kendine saklar. 'Doğru' bilgi bundan böyle artık serimlenenin görülmesinden değil, simgesel serimlenenin aşkınsal koşulları açısından olanaklıdır.
İlahiyat, Teoloji, Tanrı-bilim nasıl tanımlarsanız tanımlayınız mukaddes bir ilimdir ve herkes bu ilmi yapamaz, yapsa da hakkını veremez. Amiyane bir tabirle ifade edecek olursak; “Fişi ana kaynağın prizine takılı olmayan bu ilmi yapamaz.” Fişi prize takılı olmayan yani manevi bir hattan beslenmeyen, “el ele, el Hakk'a” şeklinde tarif edilen bir silsileye, zincire tâbi olmayan, bır geleneğe bağlı olmayan bir kimse gerçek anlamda ilahiyat yapamaz. Payesi, sıfatı belki “ilahiyatçı” olabilir, hatta “profesör” bile olabilir ama gerçekte yaptığı ilahiyat kıyl ü kâlinden ibarettir. Belki ilahiyat adı altında din sosyolojisi yapıyor olabilirler ama bu dikey manada Metafizik demek değildir. Kadim dünyada felsefe bir ilahıyat yapma sanatı idi. Bu sebepten ilahiyat yüce bir ilimdır, ilimlerin anasıdır. Varlığın açıklanması söz konusu olduğunda sosyal bılımler ikincil kalır. Din vahiyle gelmiş bir yapıdır; vahiy ise laboratuvara sokulacak nitelikte bir şey değildir.
İngiliz matematikçi J. Sullivan şunu belirtmiştir (1927): "Bilim, döngüsel tanımlamalarla daima yalnız­ca belirli alanları genişleterek olgunlaştıran bir düşün­ce seviyesinde kaldı. Dışında kalan her şey engellendi ve sonunda köreldi." Bu şekilde zekâ ve duygu arasın­daki mesafe, kültürel bazda da kabul görmüştür. Duy­gu dünyasının reddedilme nedeni böylece ortaya çık­mıştır ve günümüzde hâlâ devam etmektedir. Zekâsını en derin duygusal tecrübelerini anlayabilme aracı ola­rak göremeyen insan sayısı gittikçe artmaktadır. Bizi kendiliğimizden koparma aracı olarak kullanılan so­yutlama süreci, özellikle hayatımızla sözde son derece ilgili olan sosyal bilimlerde gittikçe kurumsallaştırılmaktadır. İnsan idraki, kendisiyle uzaktan yakından il­gisi olmayan bir yöntembilim bahanesiyle ortadan kal­dırılmaktadır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.