176 syf.
·
Not rated
"Tüm bu olanlara gözlerini kapayıp, kulaklarını tıkayarak o çirkin "seni ilgilendirmeyen işe karışma" yasasıyla hareket etmeyen, duyarsız ve ilgisiz bir şekilde yaşayıp gitmeyen herkesin, cinsel şiddetle yüzleşmesi kaçınılmazdır. Bu bir iddia ya da inanç sorunu değil, aksine istatistiklerin ortaya koyduğu bir olgudur."
Cinsel Şiddet
Cinsel ŞiddetAlberto Godenzi · Ayrıntı Yayınları · 199985 okunma
Kendi adıma buraya not bırakıyorum: Eğer bir gün bir kadın cinayetinde kurban ben olursam, kimse arkamdan güzellemeler yapmasın. Kimse "Hayalleri vardı, ilerde şunları şunları yapacaktı." demesin. Kimse ben öldürüldükten sonra, failden intikam almak istercesine cümleler yazmasın, intikam da almasın. Kimse, "ölü ben"in
Reklam
136 syf.
·
Not rated
Peşin not: Vegan olmayan ama son zamanlarda veganizmi araştırmaya çabalayan, bu konuyla ilgilenen bir hayvansever. Çocukluğumdan beri hayvanları çok severim, kedilerim, balıklarım oldu. Kedim hala var hatta. Defalarca sokakta gördüğüm bir köpeği, kediyi eve almak için anneme yalvar yakar ağlardım. Kışın kalan ekmekleri babamla ıslar, balkona
İnsan Neden Vegan Olur?
İnsan Neden Vegan Olur?Gary L. Francione · Metropolis · 2016326 okunma
Cemaatlerin doğuşu
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın (DlB) "Dini-Sosyal Teşekküller Geleneksel Dini-Kültürel Oluşumlar ve Yeni Yönelişler" adlı gizli raporuna göre, 1950 yılından önceki baskı politikasından ötürü yeraltına inen tarikatlar, yumuşamanın yaşandığı yıllardan itibaren demek, vakıf ve yasal kuruluşlar etrafında toplanarak, cemaatleşti. Bir
Sayfa 15 - İletişim Yayıncılık - Ağustos 2019Kitabı okudu
Bugüne kadarki dönem, şahsiyetinin kurulması dönemiydi. Asıl faktör dıştadır. Aile, okul gibi sosyal kuruluşlar, ona dıştan şekil veriyorlardı. Şimdi, artık ikinci dönem, yani ilk kıpırdanışın içten geldiği kendi kendisini yetiştirme dönemidir. Birinci dönem klâsik okul kültürü dönemi, ikinci dönem çağdaş entellektüel kültür dönemi. Birinci dönemde Akif özü oluşuyor, ikinci dönemde bu öz bir şahsiyet halini alıyor. Kendine bir yuva örmeğe başlıyor bu düşünce. 1908 yılına kadar bu ikinci dönemi uzatabiliriz. Çağdaş İslâm düşünürlerini okur, o devrin sanat ocağı olan dergilerde (Resimli Gazete, Servet-i Fünun) şiirler yayınlar. Bir yandan mesleği için Anadolu’da dolaşır. Anadolu’yu kelimenin tam anlamıyla görür. Bu arada evlenir. Bu demektir ki, özel hayatının, şiirinin, fikirlerinin alacağı esas yön ve temel, bu dönemde olgunlaşır, değişmez çizgilerini alır. Karşımızda yavaş yavaş bir şair, bir ülkü adamı beliriyor. Her gelen gün, her sabah, dağların üstünden aşan bir gün ışığı, bu tablonun bir tarafını tamamlıyor, aydınlatıyor.
Öğren/tilmiş çaresizlik
Günümüz dünyasında öğrenilmiş çaresizlik modeli bilerek ve düzenli bir şekilde insanlara ve toplumlara uygulanmaktadır. Büyük işlerin ancak belirli insanlar ve gruplar tarafından başarılabileceği, büyük ülkeler ve kuruluşlar izin vermediği takdirde gelişemeyeceğiniz, üretemeyeceğiniz, büyüyemeyeceğiniz öğretilmektedir. İçinde bulunduğunuz okul, kurum, şehir ve ülkenin küçük ve gelişmemiş olduğu ve bu nedenle gelecekte de büyük hedefler düşünmemesi gerektiğine dair yoğun bir propaganda yapılmaktadır. Maalesef bu propagandalar çoğunlukla kurbanlar, yani öğrenilmiş çaresizliğe maruz bırakılacaklar, tarafından da devam ettirilmekte, bulaştırılmaktadır. Buna bir nevi sosyal intihar düzeneği diyebiliriz.
Sayfa 64 - Kapı Yayınları - 1. BasımKitabı okuyor
Reklam
282 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.