Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sosyal Medya Yüzünden Konuşma Yetimizi Kaybettik
Günümüzde insanlar sosyal medya yüzünden artık konuşma yetilerini kaybetmeye başladılar. Sanalda çok aktif, whatsapp'tan teks tabanlı konuşunca zamanla konuşma yetmizi kaybetmeye başladık. Düşünün, whatsapp'a sesli ve görüntülü konuşma geldi ama biz hâlâ yazıyoruz. Neden? Teks (yazı) tabanlı yazmaya alıştık, bu tasnif ve data takip açısından daha kolaydı, konuşmayı unuttuk, konuşma yetmizi kaybettik. Günlük yaşamda konuşurken karşımızdakinden gözlerimizi kaçırıyoruz, heyecanlanıyoruz, ne diyeceğimizi unutuyoruz, kelimeler arka arkaya gelmiyor, konuşma süremiz yavaşladı, hızlı konuşamıyoruz artık. Bunun sonucunda da bu sosyal fobiye dönüşüyor, yazmayı tercih ediyoruz.
Sayfa 31 - Motto yayınları, Said ErcanKitabı okuyor
Kaybedilen bahçe
İrlandalı immateryalist filozof George Berkeley maddelerin birer gerçekliği olmadığını iddia ediyordu. Ona göre ancak ruh vardır ve maddenin varlığı ise ancak algılanmak ve idrak edilmekten ibarettir. Berkeley’in iddiasına dair verilen meşhur bir örnek vardır. Bu örneği Berkeley, Hylas ve Philonous Arasında Üç Konuşma isimli eserinde bizzat
Reklam
Peki Ya Sürekli “GÖRÜNÜR” Olsaydınız? –
Gyges’in Yüzüğü, Sosyal Medya ve Ahlak Felsefesi Sosyal medya ve artık her adımda bulunan kameralar ile birlikte sanki Gyges’in Yüzüğünün bir versiyonunu takıyoruz gibi. Ama bu sefer bu yüzük bizi herkese görünür kılıyor. Saklanma ihtimalimiz yok. Gelip geçenin göz attığı bir vitrindeymişiz gibi. Yani. Artık bilmeyen yoktur. Dijital çağda sürekli
Sosyal medya platformlarını yeni, eğlenceli ve kullanışlı yollarla –ücretsiz olarak- iletişim kurmak için kullanırız. Bunun karşılığında, şirketlerin kişisel bilgilerimizi toplayarak kendi amaçları için kullanma haklarını mahfuz tuttukları, saçma şekilde ayrıntılı hukuki sözleşmeler imzalarız. Bu ikinci grup adilane bir bedel olduğunu düşündükleri için, internetin "Hizmet bedavaysa, ürün sizsiniz" hükmüne karşı istiflerini pek bozmaz. Fakat şirketler tekrarlanabilir ve teyit edilebilir hale getirmek için kimi durumları ve sonuçları manipüle ederek kullanıcılarını bilfiil denek olarak kullanmaya başladıklarında işler daha da şaibeli bir renge bürünür. Halkı yukarıdan ya da uzaktan -devasa bir miks masasından idare edilen ses dalgalarından ibaretmişçesine kontrol etmeye yönelik o eski düş, kibirli bir hayal olmaktan çıkıp hakiki bir olasılığa dönüşüyor nihayet. Sözümona "büyük veriler" gerçek bireysel yaşamlara açıklama getirmek için fazlasıyla büyük ölçeklidir ve hiçbir kıymetleri yoktur. Anlamlı tek şey eğridir, sinüs dalgasıdır, örtüşen veri noktalarıdır. Gerçekten de biz modernler, böyle girişimler için birer kobay olmaya şaşırtıcı ölçüde hevesliyizdir.
Sayfa 70 - PdfKitabı okudu
Deneyen her 11 kişiden 3ü bu taktiği önermiyor
"1. Hayatında biri var mı? Cevap 'Evet' ise o çok şanslı biri, kıymetini bilsin senin. Cevap 'Hayır' ise 2. soruya geç 2. Hayatında birinin olmasını ister misin? Cevap 'Evet' ise 3.soruya geç Cevap 'Hayır ise maalesef seninle yolumuz burada ayrılıyor. 3. Hayatında olmasını istediğin kişi, ben olabilir miyim? Cevap, 'Evet' ise merhaba, ben Aslı, soyadım şu. Telefon numaram bu. Şu şu sosyal medya hesaplarını kullanıyorum. Yaşım şu. Güvenilir birisi olduğunu hissediyorum ve bu gibi hislerimde de kolay kolay yanılmadığım için senden zarar gelmeyeceğinden eminim. Bu sebeple bu mektubu sana yazdım. Cevap Hayır ise sağlık olsun. Canın sağ olsun. Biz yine burada spor yapmaya, gülmeye, eğlenmeye devam ederiz."
168 syf.
·
Puan vermedi
İNCİNMİŞSİN . Herhangi bir yerimize göstermiş olduğumuz özeni, neden ruh sağlığımıza göstermiyoruz? Ki bence en önemlisi de #ruhsağlığı . Ama biz insanoğlu kurcalamayı, kaşıyıp deşmeyi söz konusu kendi hayatımız olunca nedense hep ikinci, hatta çok daha sonraki plana atıyoruz. Sanki ortaya döksek ' deli ' yaftası yiyecekmişiz
İncinmişsin
İncinmişsinMelis Bozkurt · Destek Yayınları · 202330 okunma
Reklam
246 syf.
·
Puan vermedi
Yavaşla, çünkü bu dünyadan bir defa geçeceksin
Yavaşla, çünkü bu dünyadan bir defa geçeceksin. Bir Kızılderili ordusu atlarıyla süratli bir şekilde ilerlerken öndeki liderleri bir anda duruyor, yanındaki askerler neden durduk deyince liderleri:" O kadar hızlı gittik ki ruhumuz geri de kaldı, biraz bekleyelim ki ruhumuz bize yetişsin." Modernleşme ve teknolojinin hızla geliştiği bu
Yavaşla
YavaşlaKemal Sayar · Kapı Yayınları · 20209,4bin okunma
672 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Beni adeta ergenlik yıllarıma geri götürdü bu kitap. Uzun zamandır fantastik bir eser okumuyordum yıllar önce gerek Harry Potter serileri olsun gerek vampir günlükleri olsun hepsini bitirmiştim. Geçen aylarda sosyal medya hesabımda önüme bir reels düştü "Eğer Ejderhanı Nasıl Eğitirsin(How to train your dragon) film serisini seviyorsanız bu
Dördüncü Kanat
Dördüncü KanatRebecca Yarros · Olimpos Yayınları · 20232,142 okunma
BİZ NE ZAMAN MI KAYBETTİK ? "Bandıra bandıra ye beni hiç doyamazsın tadıma" adlı rezil şarkıyı normal görünce başladık kaybetmeye... "Karabiberim vur kadehlere, hadi içelim, içelim her gece" rezaletiyle neşelenince, "Hani o muallayı sandala atıp..." diye o ahlaksız nakaratları mırıldanınca, "tanrı unutmuş
Acı üzerine düşünceler...
Herkes olumsuz duyguları deneyimler, acı da bunlardan biridir. Acı, insana kendini ve konumunu sorgulatır, anlam arayışına iter. Acı, varoluşsal bir kaygı yaratır. Günümüzde bu durum medyanın etkisiyle başka bir hale dönüşmüştür. Amaç aynı olsa da bu sorgulama şekilleri farklılık göstermektedir. Ben bu saatte bu yazıyı yazarken amacım neydi? Ne
Reklam
798 syf.
·
Puan vermedi
·
22 günde okudu
Seçimlerimizde özgür müyüz?
Michel Foucault 'Deliliğin Tarihi' eserinde büyük kapatmadan bahsetmiştir. Hapishaneler, hastaneler vb. iktidarın gücü elinde bulundurmasının çeşitli yolları olduğunu anlatmaktadır. Diğer eserlerinde de hapishaneler ve cinsellik üzerinden giderken bu eserinde daha çok deliler ve tımarhaneler üzerinden fikirlerini sunmaktadır.
Deliliğin Tarihi
Deliliğin TarihiMichel Foucault · İmge Yayınevi · 2020905 okunma
Prof. Dr. Huriye Martı Bir Hadis, Bir Kudüs – Yalan PROF. DR. HURİYE MARTI 14.03.2024 - 17:45 YAYINLANMA Google News Sadakat ve dürüstlükten asla taviz vermeyen Peygamber Efendimiz bir hadisinde şöyle buyuruyor: “Oruç tutarken yalan söylemeyi ve yalan ile iş yapmayı bırakmayan kimsenin yemeyi içmeyi terk etmesine Allah’ın ihtiyacı yoktur.”
Günümüzün çocukları ile geleneksel dönemdeki çocuklar arasında zamanı değerlendirme açısından önemli farklılıklar var. Geleneksel dönemde çocuklar, zamanının çoğunu sokakta ya da evinin bahçesinde akranlarıyla oynayarak ve birebir etkileşim hâlinde geçirirken günümüz çocukları sosyal medya, televizyon ve diğer medya araçlarıyla etkileşim hâlinde. Yeni teknolojiden sadece çocuklar değil, biz yetişkinler de etkilendik. Çocukları uzaklaştırmaya çalıştığımız televizyon, telefon ve tablet gibi araçları; kimi zaman çocukları oyalayacak bakıcılar olarak, kimi zaman sakinleştirici, kimi zaman da kolay yemek yedirmenin çözümü olarak kullanmaya başladık. Hâl böyleyken sosyal medya, çocuklar arasında bile önemli bir parça hâline geldi.
İnsan ve Hayat Dergisi - Sayı 169 (Mart 2024)
İnsan ve Hayat Dergisi - Sayı 169 (Mart 2024)
Keşfettiğimiz hiçbir şey içimizde sır olarak kalamıyor hemen sosyal medyaya ilan ederek kamuya mal ediveriyoruz."Şeffaflık Toplumu" kitabında bu durumu çok güzel anlatır G.Koreli Byung Chan.Bende şuna kanaat getiriyorum nasıl ki deliler sır tutamazsa biz de tutamıyoruz tümden delirdik.Kullandığımız izlediğimiz, takip ettiğimiz sosyal medya genelin ortalaması ve biz nasıl bir ülkede yaşıyoruz? Kitlenin kaçta kaçı eğitimli,düzenli okur...bunun ortalaması ne olabilir? Yorumlarda kendini eleveriyor.Üstelik çok eğitimlilerinde girdiği narsistik ikame girişimleri de cabası. |e.ç.
1.425 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.