Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
80 syf.
9/10 puan verdi
Sabahtan gördüm seni/Çok beyaz geldin bana..
Bazı ruhlar iflah olmaz!!!
İrene gibi..Bir elmanın yarısı,biri sensin biri benn/Gel bi dünya kuralım/BAŞKA KİMSE OLMASIN/Biri kız,biri oğlan/İki çocuk oynasınn..
İrene’nin tam olarak böyle bir yaşamı var aslında rüyasını yaşıyor..
Evliliği içinde yalnız değil,ruhsal sancılar çekmiyor ,hayatının bu kadar yolunda gidiyor olmasının durağanlığıyla
İlber Hoca, tavsiyelerinden istifade etmek istediğim, hayatı gerçekten yaşamış değerli bir tarihçi,yazar. ' Bir ömür nasıl yaşanır?' isimli kitabı yazabilecek nadide kişilerden biri. Hal böyle olunca bu kitabı alıp okumak gerek diyerek başladığım kitap güzel bir kronolojiyle ilerliyor. Başta genel saptamalar içerip devamında özele indiğini görüyoruz.
Okurken sık sık neden bu kitap lise yıllarımda hatta daha öncesinde karşıma çıkmadı diye düşündüm.
Fen bilimlerine dahil bir mesleği icra edenlerin, haliyle sosyal konularda anlatılanların dışında kalıp yabancı hissetmesi olağan bir durum fakat genel kültür seviyesinde yapılabilecek tavsiyeler de mevcut. Neticede bir Karamazov Kardeşler okumak, Chopin dinlemek, Viyana'yı gezmek için tarihçi olmaya gerek yok.
Hoca'nın verdiği tavsiyeler tek tek yapılırsa elbette bi İlber Ortaylı olunur, fakat orta-düşük seviye sosyo-ekonomik durumla bu kadar şeyi yapmak her zaman mümkün olmayabilir. Dolayısıyla üst perdeden bir anlatım olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
Bunların haricinde tespitleri ne kadar iç karartıcı olsa da hepsi yerinde maalesef.
Kitap istifade ettiğim, ufuk açıcı tarafıyla iyi ki okudum diyebileceğim bir eser olmuş.
'Size değer katacak insanlarla birlikte olun.' tavsiyesini aldım, heybeme attım.
Keyifli okumalar dilerim.
Bütün Saadetler Mümkündür
Hikayelere başlarına bir şey gelecek , kötü sonla bitecek endişesiyle başlayıp sayfaları çevirdikçe her hikayenin mutlu sonla bitmesi rahat bir nefes almamı sağladı.O kadar çok alışmışız ki gerek sosyal medya, TV gerek çevremizde mütemadiyen olumsuzluklar duymaya kötü olaylara maruz kalmaya dolayısıyla insanlara güvenimizi bu denli yitirmişken eminim okuyunca bu kitap size de ilaç gibi gelecektir.
Memleket hikayeleri dinlemeyi ,izlemeyi, okumayı siz de benim gibi seviyorsanız bu kitaptan memnun kalacağınızı ifade etmeliyim.Zira ben okurken bazen Anadolu'nun taşrasında bazen İstanbul'un keşmekeşinde buldum kendimi.Bir çocuğun gülümsemesine , köy evinde demlenen çaya, bir ninenin dilindeki duaya ,samimi sohbetlere ortak oldum sanki.
Hikâyelerle çocukluğuma döndüm o kadar sade ,naif ve doğal seyrinde işliyordu ki hayat...
Hemhal olmayı ne çok unuttuğumun, birini yargılamadan sadece insan olduğu için dinleyip hikayesinde kaybolmayalı uzun zaman olduğunun farkına vardım.
Mustafa Kutlu bir kuşun ötüşüyle, bir çiçeğin kokusuyla, bir insanın tebessümüyle de mutlu olabileceğimizi ve şükretmemiz gereken nice nimet olduğunu gözler önüne seriyor bu kısacık hikâyelerle.Hayatın anlamının zor şartlar içinde de olsak güzel anlar içinde saklı olduğunu öğütlüyor bizlere.
Biraz feyizlenmek, huzur dolmak, samimiyet kokan bu insanların hayatına dahil olup onların hikayesine dokunmak istiyorsanız sakin bir şekilde koltuğa geçip sıcak bir çay eşliğinde okumanızı tavsiye ediyorum vesselam :)
200 syf.
8/10 puan verdi
Ne ret, ne kabul: Tereddüt. Çağımızda bilgi sağanağına maruz kalan insanın durumu. Daha çok bilgiye sahip oldukça, karar vermek de bir o kadar zorlaşıyor. Bir Tereddüdün Romanı, konuyu tabiri caizse en genelinden alıp; yaşama tereddüdümüzü irdeliyor. Artık insanın bilmek ya da bilmemek gibi bir derdi yok gibi modern dünyada: Bu dünyada mesele
136 syf.
7/10 puan verdi
Kara hakkında okumakta olduğunuz bu yazıyı yazmaya başlamadan önce aklıma şu soru takıldı: Kara ile siyah arasındaki fark nedir? İnternet bize bu konuda pek de tatmin edici bir cevap vermiyor, hatta Türk Dil Kurumu bu kelimeleri anlamdaş olarak gösteriyor. Ancak arada küçük bir ayrım olduğunu düşünüyorum. Kara, “Nasıl?” sorusuna muhtemel bir cevap
200 syf.
5/10 puan verdi
Fatma Barbarosoğlu ismini herhalde ilk kez Yeni Şafak’taki köşesinde görmüş olmalıyım. Köşe yazılarında değindiği sosyal meseleler, herhalde sosyoloji birikiminin de etkisiyle, başka biri tarafından dile getirilse bu kadar düşündürücü olmazdı. Yazarın sosyal meseleler karşısındaki hassasiyetinin benim açımdan en güzel meyvesi ise Nihayet dergisi
