'Fakat şu dehşet dolu altı gün boyunca her şey farklılaşmamış mıydı? Bu kemirici korku hayatını asit gibi eritip darmadağın etmişti. Şeylerin ağırlığı bir anda değişmiş, bütün değerler altüst altüst olmuş, ilişkiler karışmıştı. O ana kadar yaşamında hep duyuları uyuşuk, gözleri yarı kapalı, el yordamıyla dolaşmış gibi hissediyordu şimdi kendini. Bir anda her şey içten aydınlatılmış gibi müthiş derin bir berraklık kazanmıştı. Şimdi daha önce hiçbir zaman dokunmadığı şeyler, soluğu kadar yakınına gelmişti ve artık gerçek yaşamının anlamını onların verdiğini biliyordu. Öte yandan bir zamanlar önem verdiği pek çok şey de, Bir sis gibi dağılıp hayatından uzaklaşmıştı. Şimdiye kadar hep, varlıklı çevrelerin şen insanları arasında, hareketli bir sosyal ortam içinde, aslında sadece kendisi için yaşamıştı; fakat şimdi, kendi evinde hapis kaldığı şu bir haftadan beri onlardan uzakta durmakta zorlanıyordu, aksine bu avare insanların boş eğlencelerinden tiksinmeye başlamıştı ve ilk kez hissettiği bu güçlü duyguları ister istemez daha önceki eğilimlerinin yüzeyselliğiyle karşılaştırıyordu. Kendi geçmişine bir uçuruma bakar gibi bakıyordu. '