Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kitlelere acı çektiren yönetimler, çekilen acılar nedeniyle kitlelerin o yönetimler üstüne kafa yormalarından hiç hoşlanmazlar. Yazgıdan söz ederler.
Sayfa 225 - Günebakan Yayınları
Açlar, hiçbir şeyi savunamayan, korkak, gözü doymaz yaratıklar sayılırlar; ezenlere kuşkuyla bakanlar da birer haindir; işçiler, gördükleri işin gerçek değerini bilmeden emeklerinin hakkını arayan miskinler diye sıfatlandırılarak, tüm sövgüleri üstlerine çekerler. O düzenlerde düşünmekten daha aşağılık bir iş yoktur düşünenlerin adı kötüye çıkar.
Sayfa 223 - Günebakan Yayınları
Reklam
Biraz açık olsalar, tüm yıkımların nedeninin insan olduğunu ortaya serebilecekler! Çünkü içinde, yaşadığımız şu günlerde insanın yazgısını, insan çiziyor.
Sayfa 211 - Günebakan Yayınları
Ne sanatçıları, ne de onların tarihçilerini içinde bulunduğumuz durumun sorumluluğundan ayrı tutamayız; onları, koşulların değişmesi için çaba gösterme görevinden ayıramayız.
Sayfa 187 - Günebakan Yayınları
Tasarladığım oyun yazılmadı, onun yerine Marx'i okumaya başladım; o zaman, ilk kez o zaman Marx’i okudum. İlk kez o zaman yaşamımdan edindiğim kişisel, dağınık deneylerim, izlenimlerim gerçek anlamına kavuştu, dirimsellik kazandı.
Sayfa 181 - Günebakan Yayınları
Burjuva düzeninde, yani kapitalist iktisat düzeninde insanların yeryüzünün her yamnda birbirlerine insanca davranmaları olanaksızdır. Çünkü bu üretim biçiminin temeli ve hedefi, insanın insanı sömürmesidir.
Sayfa 121 - Günebakan Yayınları
Reklam
Seçmenden gerçek durumuna ilişkin bilgileri gizleyerek ona özgür yoldan tutsaklığı seçme olanağı tanıma, burjuvazinin en eski oyunudur. Yolunu seçmek isteyenin gereksindiği şey bilgidir. Notaları okumasını, piyana çalmasını öğrenmesi engellenmiş birini, bu müzik gerecinin önüne götürüp, ona, dokunacağı tuşları seçme konusunda özgürlük tanımak, ne sonuç verebilir?
Sayfa 119 - Günebakan Yayınları
Oturmuş iştahla bifteğe gömülürken, kalkmış kasabı insanlık dışı davranmakla, dananın kanına girmekle suçluyorsunuz; tıpkı buna benziyor!
Sayfa 109 - Günebakan Yayınları
Almanya’nın Augsburg kentinde, bir fabrika müdürünün oğlu olarak dünyaya geldim. Münih ve Berlin üniversitelerinde fen bilimleri ve felsefe öğrenimi yaptım. Yirmi yaşındayken, Birinci Dünya Savaşı’na sıhhiye eri olarak katıldığım sıralarda bir balad yazdım; on beş yıl sonra Hitler yönetimi bu şiiri, yurttaşlıktan çıkartılmama gerekçe gösterdi. Şiir savaştan yakınıyor, savaşı uzatmak isteyenleri kınıyordu.
Sayfa 92 - Günebakan Yayınları
Alman halkının, yönetimin sürdürdüğü korkunç saldırı savaşma göz yummasından yakınanlar, gerçekte Alman halkının toplumsal bir devrimi gerçekleştirememesinden yakınmış olurlar. Kimlerin çıkarı doğrultusunda sürdürülmektedir savaş? Savaş, toplumsal bir devrimle yüksek düzeydeki egemenliklerini büyük ölçüde yitirecek olanların çıkarlarına hizmet etmektedir. Sanayi çevrelerinin ve aristokratların (Junkerlerin) çıkarları her zaman birbirine uygun düşmeyebilir, ama savaşın yürütülmesi her ikisinin de çıkarınadır.
Sayfa 83 - Günebakan Yayınları
Reklam
Hitler, kendi ülkesinden de savaş tutsakları aldı; orduları toplama kamplarına kapattı. 1939 yılında, kamplarda hapsedilen bu ordulardaki insan sayısı 200.000’di—bu sayı, Ruslar’ın Stalingrad’da tutsak ettikleri asker sayısını aşmaktadır. Söz konusu bu 200 bin insan, öteki Almanya'nın tümü değil, yalnızca bir bölümüdür.
Sayfa 79 - Günebakan Yayınları
Burjuva sınıfının özgürlüğü rekabet üzerine kuruludur, bir yarışma özgürlüğüdür; birbiriyle yarışan bireyler özgür olmalıdırlar, çünkü yalnızca rekabet sürecinde birey olabilirler. Düşünce özgürlüğü isteğiyse, belirli düşüncelere, yani burjuva sınıfının düşüncelerine özgürlük tanınması isteğidir.
Sayfa 37 - Günebakan Yayınları
Faşizmin varlığını soyut bir ahlâk ve kültür meselesi biçiminde değerlendiren mücadelelerini bu görüş açısının çerçevesinde yapan idealist yazarlara karşı çıkan Brecht, meselenin somut temellerini irdeliyor, özellikle mülkiyet ilişkilerinin toptan değiştirilmemesiyle faşizmin de alt edilemeyeceğini vurguluyor.
Sayfa 34 - Günebakan Yayınları
Faşizm yığınların karnını doyuramadığından azla yetinmeyi, nefsine hâkim olmayı, göz tokluğunu öğretmek zorunda kalıyor. Üretimini düzene sokamıyor bir türlü, savaşları gereksiniyor; bu yüzden bireyci yiğitliği öğretmeye çalışıyor kitlelere. Canını hiçe sayan kurbanları gereksiniyor, özveri duygusunu aşılamaya çabalıyor insanlara. Bu soy ülküler, katı buyruklar, ağızlarda sakız; bunların bazıları da yüce ülküler, yüce buyruklar hiç kuşkusuz...
Sayfa 30 - Günebakan Yayınları
Bu karşı olduğunuz düzenin ilişkilerinden yararlanıp, olanakları lehinize çevirmiş, inadınız ve biraz da şansınız sayesinde bu noktaya gelmişsiniz... Başarı ve ayrıcalık kazandıkça da yeni ıstıraplara, haksızlıklara, yeni gerilimlere neden oluyorsunuz... Biliyorum, siz, muhalif yazılar yazdığınızı, özgürlük ve eşitlik için çabaladığınızı söyleyeceksiniz ama boş laflar bunlar. Siz bu yazılarla başarı ve ayrıcalık kazandıkça kazanan sadece bu aşağılık sistem olur, başka hiç bir şey değil. Hele düşlediğiniz sosyalizm hiç değil...
Sayfa 23 - GENDAŞ KÜLTÜRKitabı okudu
88 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.