Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
YASAKLI KİTAPLAR LİSTESİ Farklı ülkelerde çeşitli zamanlarda iktidarda bulunanlar tarafından siyasi, toplumsal, dinî veya ahlaki motivasyonlarla süresiz olarak ya da belirli bir süre için satışına, dağıtımına veya erişimine engel olunmuş, basılıp dağıtılmış olanlarının da toplatılmış olduğu kitaplar dünya üzerinde hep olmuştur. Birçok durumda
Ne hazin!
Nazi kampı olan ‘Auschwitz’den sağ kurtulan
Primo Levi
Primo Levi
, “
Boğulanlar Kurtulanlar
Boğulanlar Kurtulanlar
” kitabında kitle katliamlarını tanımlar ve bundan sonra kimsenin böyle bir şeye kalkışamayacağını öngörür: “Sanki geçmişimiz bize bir tür kâhinlik gücü vermiş gibi, bize sık sık ‘Auschwitz’in geri dönüp dönmeyeceği sorulur: Yani, masum ve korumasız insanlar üzerinde gerçekleştirilmiş, aşağılama öğretisiyle meşrulaştırılmış, hükümet düzeyinde arzulanmış, tek taraflı, sistematik, mekanik kitle katliamlarının olup olmayacağı. (…) Kanımca, bir kitle katliamı özellikle Batı dünyasında, Japonya’da ve Sovyetler Birliği'nde olası değildir: Gerek insanlar gerek hükümetler düzeyinde, İkinci Dünya Savaşı’nın Lagerleri hâlâ pek çok kişinin aklındadır; ayrıca, sözünü ettiğim utançla büyük ölçüde örtüşen bir tür bağışıklık savunması etkisini sürdürmektedir.” der. Ne hazindir bu muameleye maruz kalanlar bugün dünyanın başka bir yerinde, Filistin’de, misafir olarak gittikleri yerde aynı vahşeti gerçekleştiriyorlar. Dünya, Nazi kamplarında yaşanan vahşetten çok sonradan haberdar olmuştu. Orada yaşananlara müdahale edebilmek için çok geçti. Lakin bugün yapılan katliam canlı yayında, 8 milyar insanın gözü önünde gerçekleşiyor. Primo Levi, “bunlar bir kez daha yaşanmaz”derken bugün olanları görseydi ne düşünürdü?
Reklam
Ahıska Soykırımının 76'ıncı yılı
AHISKA NERESİDİR? Adını Dede Korkut hikayelerinden alan Ahıska şuan da Gürcistan sınırları içerisinde bulunan ve Ardahan'a 15 km uzaklıkta olan bir beldedir. 14 eylül 1829 tarihinde imzalanan edirne anlaşmasıyla Ahıska'nın kaderi değişir. Ahıska çarlık Rusyaya savaş tazminatı olarak verilir. Ahıska Birgül idi gitti, Bir ehli dil idi
Çiçek böcek günlerini, hediyeli sürprizli şeyleri bir çoğunuzun sevdiğini biliyorum. Kendinizi metalara, objelere sıkıştırıp peynirin içinde kaybolmuş fare misali orgazmlar yaşamanızı da anlayabiliyorum. Düşünceli olmayı gelen hediyenin parasal değerinin büyüklüğüne göre değerlendirdiğiniz doğrudur. Fakat bugün çiçek böcek, hediye, sürpriz günü değil. Bu ve buna benzer günlerin, mücadeleyle bilenmiş günlerin böyle sunuluyor oluşu Sovyetler Birliği’nin çözülüşünden sonra kapitalizmin dünya genelini organik bütünlüğüne kavuşturup sisteme tüm dünyanın neredeyse tamamını dahil etmesinden sonradır. Bugün 8 Mart 1857'de yaklaşık 40 bin dokuma işçisinin daha iyi şartlar için mücadeleye başladığı, seçme ve seçilme hakkı için sokaklara döküldüğü, toplantılar düzenlediği kısaca kadın işçilerin ayaklandığı gündür. 1910'da 2. Enternasyonal'e bağlı Sosyalist Kadınlar Konferansı'nda, 1921'de Sovyet Rusya'da düzenlenen 3. Enternasyonal Komünist Partililer Uluslararası Kadınlar Konferansı'nda oy birliği ile 8 Mart Dünya EMEKÇİ Kadınlar Günü ilan edilmiştir. Türkiye'de de 1921'de Dünya EMEKÇİ Kadınlar Günü olarak anılmaya başlanmıştır. Bugünün geçmişini bilirseniz anlamını kavrayabilirsiniz ancak. Bugün, emekçi kadınların militan günü olarak tarihe işlenmiştir. Yoksa biraz daha fondöten, allık, ve kırmızının bir kaç farklı tonu ruj olarak hafızanızda kalır. Sevgiyle.
Svetlana Aleksiyeviç (2015 Nobel Konusmasi)
Nigâr Hacızade Belaruslu gazeteci-yazar Svetlana Aleksiyeviç, savaşı, şahidin anlatma yükümlülüğünü, edebiyatını, ömrü boyunca yanı başında olan sesleri anlatıyor. Kaybedilmiş Bir Savaş Üzerine: Svetlana Aleksiyeviç’in Nobel Edebiyat Ödülü Nobel Edebiyat Ödülü’nün bu yılki sahibi Belaruslu yazar Svetlana Aleksiyeviç, 7 Aralık’ta ödül
Adolf Hitler 1933 yılında %53 le seçimi ikinci turda kazandı. İlk işi diğer partileri meclisten şutlamak oldu. Siyasetinin temel taşı din, mihenk taşı milliyetçilik idi. Tek başına çıkardığı yasalarla 1934 yılında referandumla Cumhurbaşkanı oldu. 30 Haziran'ı 1 Temmuz'a bağlayan gece, 85 i subay olmak üzere toplam 288 askeri katletti ve orduyu ele geçirdi. İşsizliği, büyük otobanlar inşaa ederek bitirdiğini savundu. Kömür dağıtarak muhtemel isyanları engelledi. Saldırgan dış politikası nedeniyle Alman halkının milliyetçilik duygularını keskinleştirdi. Balkon konuşmalarından hiç vazgeçmedi. Muhalif olan herkesi ya öldürdü ya da hapsetti. Yaşanan hiper enflasyona rağmen hayatı boyunca hep istikrardan bahsetmiştir. Adalet sistemini ele geçirmesi biraz uzun sürsede başarmıştır. 5 yılın sonunda Goebbels'in dışında tüm yoldaşlarıyla arası açıldı. Toplama kampları kurarak bin yılın en büyük soykırımlarından ikincisini gerçekleştirdi. 6 milyon insanı işkence yaparak öldürdü. Bu olaylar sırasında komünistler ve sosyal demokratlar tarafından aşağılamak için "Nazi" ismi verildi. Herhangi bir savaş kararı olmaksızın Polonya ve Sovyetler Birliği'ne saldırarak 2. Dünya savaşını başlattı. Önce destek veren diğer Avrupa ülkeleri teker teker savaştan ayrıldılar. Savaşı, Sovyetlerin Almanya'ya girmesiyle kaybetti. Hep gözönünde tuttuğu eşi Eva Braun'la intihar etmeye karar verdiler. Siyanür kapsülü çiğneyip, silahla kafasına ateş etti. Cesedi önce gömüldü, sonra KGB tarafından çıkarılıp yakıldı. Kendini dünya lideri ilan etmişti ama şimdi tüm dünya arkasından lanet okuyor...
Reklam
Okuma Listem
DÜNYA EDEBİYATI 📚 *HOMEROS İlyada Destanı ✓ Odysseia Destanı ✓ *DANTE ALİGHİERİ Yeni Dünya✓ İlahi Komedya✓
TANYA....
1942 yılının Ocak ayıydı. Moskova buz kesmişti... Öyle soğuk bir yel esiyordu ki ölüm bile üşüyordu. Moskova yakınlarında bir cenaze töreni; gömülen 18 yaşında bir genç kız. Sessiz sedasız, gencecik bedeninin üstü buzlu toprakla örtülüyordu. Mezarın başındaki tahtada şunlar yazıyordu: Zoya Kosmodemyanskaya. Peki kimdi bu Zoya Kosmodemyanskaya,
Karl Marks
Taraftarları gözünde, hem büyük bir sosyal bilimci hem büyük bir devrimci olan, hem teoride hem de pratikte önderdir Marx; karşıtları gözünde ise çağdışı kuramları ve kışkırttığı olumsuz duygularla çağdaş hayata yönelik ciddi bir tehdit. 1818’de günümüz’de Almanya içinde kalan Rheinland’da doğan Karl Marx, liberal devlet görüşünün naif bir görüş olduğu, gelmiş geçmiş tüm devletlerin sınıf baskısının araçları olduğu düşüncesindedir... Yani bir sınıf devletin kontrolüne sahip olur ve devlet gücünü ezilen sınıflar üzerinde kendi ekonomik gücünü pekiştirmek için kullanır. Marx’a göre komünizmin erken aşamalarında devlete ihtiyaç olabileceği halde, komünist toplumun tam olgunluğa erişmesi ile devlete ihtiyaç kalmayacaktır... “Komünist devrim egemen sınıfları tir tir titretiyor. İşçi sınıfının zincirlerinden başka kaydecekleri bir şey yoktur; oysa tüm dünya onların olabilir. dünyanın tüm işçileri, birleşiniz…” Marx’ın bu çağrısına yirminci yüzyıl boyunca dünyanın dört bir yanından yanıtlar geldi; Küba’dan Kamboçya’ya dünyanın dört bir yanında Marx adına bir dizi rejim kuruldu, Çin Halk Cumhuriyeti’nden Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa’ya dek yüz milyonlarca insan Marxist iddialar dile getiren devletler tarafından yönetildi…
18 Ekim
Kardeş ülkemiz Azerbaycan'ın bağımsızlık günü kutlu olsun. 🇦🇿 (Azerbaycan'ın Bağımsızlık günü Azerbaycan'ın ana devlet bayramıdır. Bu tarih 18 Ekim'de her yıl kutlanmaktadır. Siyah Ocak olarak bilinen 19-20 Ocak 1990'da şiddetli çatlaklar yaşandı. 20. yüzyılın sonunda Sovyetler Birliği'nin çöküşünün bir sonucu olarak, Azerbaycan bağımsızlığını yeniden kazanmıştır.)
Reklam
Sevdalınız komünisttir, şairdir ve 120 yaşındadır!
Nâzım’ı kısacık bir yazıda belirtmek ne kadar yeterli olabilir ki?.. Gençliği, ideolojisi, şiir anlayışı, hapisliği, Sovyetler Birliği yaşamı, sevgilileri… Hepsi ayrı ayrı, sayfalarca bahsedilebilecek konular. Nâzım bu toprakların mahsulüdür. Sıksak bu toprakları, dört bir yanından Nâzım fışkırır. Türkiyesiz Nâzım, Nâzımsız Türkiye ne mümkündür… Vasiyeti olan; Anadolu’nun köylerinden birinde, binlerce yapraklı bir çınarın altında gömülme isteği bile gerçekleşememiş, o soğuk Novodeviçi mezarlığında yatar, bakar bize “Moskova’nın pencerelerinden birinden”. Belki bir gün biri Türkiye’den getirdiği bir gazeteyi bırakır mezarına. Güler Nâzım hüzünle, “Ne kötü kaderimiz varmış/ bütün insanların içinde bizi bulmuş/ ‘mına koduğumun kaderi.” Nefret eder kadercilikten ama bu durumda da o şair diline sahip çıkamaz… Yeni Adnan Menderesleri, İnönüleri yaratır 21. yüzyıl. Bu yüzyılda ise onlara karşı mücadele etmek, onun militanlığını yaptığı partinin bayrağını en ön saflarda taşımak, sosyalizm şiarını başarıyla tamamlamak Nâzım’a sözümüzdür. İyi ki doğdun yoldaşımız Nâzım Hikmet! “O büyük günü” göreceğiz…
645 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.