Getir meclisimize çalgıyı, kerem sahibi ol bize karşı, kerem sahibi; hasta gönüllülerin mahallesinde merhametli davran, merhametli.
Gönlüm ateş gibi tütüp yanarak, şarap gibi coşup köpürerek diriliyor; gönül gibi konaktan konağa konan bir yolcu olma, bir yerde yerleş, bir yeri yurt edin.
Ateş çıkageldi de âşıkların yoluna oturdu; yâni a bu yolun yolcusu diyor, kork canından, kork.
Ateşe ses geldi: Bütün âşıklara, Halil’i saran yalımlar gibi güllük gülistanlık kesil, nimet ol, nimet.
Kilimini sudan çıkarmak istiyorsan azizlerin ayak bastıkları yerlere döşen, kilim ol, kilim.
Denizin daima sana dadılık etmesini istersen yürü, eşsiz, tek inci gibi yetim ol, yetim.
A gönül, bu söz doğru düzen bir sözdür; havalara kapılan gönül, bütün bir halde, düz bir halde kalamaz, kırıl, dökül, ikiye yarıl, ikiye.
Ebcedin elifi olma, o baş çeker, böbürlenir; dal gibi de eğri olma, iki büklüm ol, cim kesil, cim.