Bu kitap için yaptığım araştırmalar esnasında, içinde bulundu
ğumuz dikkat krizinin yapısal doğasını aklımdan çıkarmamak için sürekli mücadele vennem gerekti. Son derece bireyci bir kültürde yaşıyoruz, sorunlarımızı bireysel hatalar olarak görüp bireysel çözümler aramaya itilip duruyoruz.
Odaklanamıyor musun? Aşın kilolu musun? Depresyonda mısın? Bu kültürde şöyle düşünmemiz öğretiliyor bize: "Benim hatam bu. Bu çevresel sorunlardan kurtulmanın bireysel bir yolunu bulmam gerekiyordu." Şimdi ne zaman böyle hissetsem Rochester'da çocuklan kurşundan zehirlenirken evlerinin tozunu daha sık almaları ya da çocuklarında kurşunlu boya parçalarını emme ye dönük "sapkın" bir arzu bulunduğu söylenen anneleri düşünüyorum. Ortada temel nedeni çevrede yatan muazzam bir sorun olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz artık - oysa verilen ilk yanıt insanlara tüm enerjilerini hiçbir fark yaratmayan bireysel bir faaliyete harcamalarını ya da (daha kötüsü) zehirlenmiş çocuklarını suçlamalarını söylemek olmuş.
Sorumluluk tek tek bireylerin sırtına yüklendiğinde, sırf kendi davranışlarını değiştirerek çözüm bulmaları söylendiğinde sorun daha da büyümüş olsa olsa.
Sorun nasıl çözülmüş peki diye araştırdığımda tek bir yanıt çıktı karşıma: Çözüm, sıradan vatandaşlar bilimsel kanıtları öğrenip birlik olduklarında ve hükümetlerinden bu şirketlerin kendilerini zehirlemesine son verecek şekilde yasaları değiştinnelerini talep ettiklerinde gelmiş.