Söyle saadetini, çekinme
...
Alırsın kardeşim, almalısın
Dünyadan o kadar az ki, istediğimiz
Senin, benim, hepimizin, çocuklarımızın
İki olmamalı bir dediğimiz.
Birdenbire ayağa kalktı ve eliyle trenin penceresinden işaret ederek:
-İşte, dedi, şu gördüğünüz küçük yol, şu iki ağaç arasında tepenin eteğini kıvrılan patika… Fevkalâde hiçbir tarafı yok değil mi? Hemen her yerde bol bol rastgelebileceğimiz alelade bir şey… Bununla beraber nereye gittiğini, nereden geldiğini bilmediğim, bir dönemeçte kaybolan
Yirmi yaşındaydı. Kaderin kendi emek ve gayretine terk ve teslim ettiği annesiyle kız kardeşinin geçimini sağlamak için, birbirlerinden önce amaçlarına ulaşmak hırsıyla birbirlerini çiğneyerek menfaat dünyasında başarıya hücum eden insan akıntılarına girmiş, insan ihtiraslarının sığındığı karanlık köşelere kadar sokulmuştu. Her akşam evine
Söyle saadetini, çekinme
Bir ekmek, bir kadın, birkaç çocuk.
Tatlı gerinmelerin peşisıra sabahleyin
Evinle işin arasında bir tatlı yolculuk..
Cigara içerekten alacakaranlıkta
Kapını çalmışsın.
Alınterin, göznurun, el emeğin, karın.
Turfanda portakal görüp çarşıda
Tadımlık birkaç tane almışsın..
Alırsın kardeşim, almalısın
Dünyadan o kadar az ki, istediğimiz
Senin, benim, hepimizin, çocuklarımızın
İki olmamalı bir dediğimiz.
Sevgilim, benden uzaklaştığından beri bir asır kadar uzun bir zaman geçti. Kırlar güzelliğini hâlâ muhafaza ediyor. Kiraz ağaçlarıyla üzüm kütüklerinin yaprakları kırmızılaştı. Güneş henüz ısısını tamamiyle kaybetmiş değil. Yalnız rüzgâr ıhlamurların yapraklarını birer birer alıp götürüyor. Biçare ağaçlar neredeyse çırılçıplak kalacaklar... Bu