112 syf.
·
Puan vermedi
Öncelikle romana bir ana fikir bulmak gerekirse bu kesinlikle "Bana dokunmayan yılan bin yaşasin"olurdu.roman için ne desem az.evet...ortada işlenecek bir cinayet var ve herkesin ihmalkarligi ve ciddiye almaması gerçek olacağına ihtimal vermemesi nedeniyle bu cinayet engelleyemiyor.insanların en çok kullandığı cümle "ben öyle sanmıştım"oluyor. Herkes baskasinin engelleyeceğini düşünerek kendi başına birsey gelmesin diye kendini olaydansoyutluyor.halk sanki uykuda. Olayin olduğu mekandaki kargaşa mükemmel yansıtılmış.birkac olay iç içe geçirilmiş. halk arasında en çok sevdiğim kişi clotilde armenta karakteri oldu.cunku gerçekten birşeyleri engellemeye çabalayan bir kişi olarak romanda tek onu görebiliyoruz.romanda cinayet başından belli olmasına rağmen o kadar sürükleyici bir hikaye ki tek oturusta kolaylıkla bitiyor.dili asla söylendiği gibi ağır değil.sadece kişiler fazla ama biraz dikkat ya da kodlama ile isimleri akılda tutulduğunda roman akıcı bir hal alıyor. Roman aslında günümüz toplumundan da çok izler barındırıyor.gercekten de bireyin kendini kurtarma çabası burada da kendini gösteriyor.ayrica namus kavramıyla atılan iftirada temizlenmeden cinayet çoktan işlenmiş oluyor.dili sürükleyici bu romanı herkesin okumasını tavsiye ederim. Ayrica roman benim Marquez ile tanışma romanım oldu ama gerçekten hayran kaldım,diğer eserlerini de en kisa zamanda okumak isterim.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202188 okunma
168 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 saatte okudu
İngiliz yazar Anthony Burgess'ın kendini dünyaya tanıtan ve Stanley Kubrick'in elinde kült bir yapıta dönüşen Otomatik Portakal, senelerdir merak etmekle birlikte nihayet edinip sonuna kadar heyecan içinde okuduğum kitapların arasına hızlıca girdi. Devamlı almaya elimin gitmediği ve bunun yüzünden aşırı hayıflandığım kitabı bir deli cesaretiyle
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200993,1bin okunma
Reklam
168 syf.
1/10 puan verdi
Söylendiği gibi Sürükleyici değil.
Okumuş olduğum inceleme nedeni ile bir hevesle başladım. Açıkçası beklenti fazlalığı mı, okumuş olduğum yazarların alışkanlığı mı bilemiyorum. Bu kitap beni çok sıktı zor bitirdim. Sürükleyici değil, aksine boğucu işleyiş de bir akıcılık yok. Konusu güzel olabilir lakin iyi aktarıldığını düşünmüyorum. Belki yazarın ilk kitabıdır. 2.bir kitabını okuma hevesi almadım.
Kumsalın Sonu
Kumsalın SonuBirgül Al · Puslu Yayınclık · 20188 okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
Öncelikle, Sezin'i senelerdir çok severek takip ediyorum ve hayal ettiği bir şeyi gerçekleştirmesine çok sevindim. Gelelim kitaba. Tüm dürüstlüğümle söyleyeceğim her şeyi. Başlangıçta "söylendiği kadar sürükleyici değil mi acaba?" diye biraz şüpheye düştüm ama yirmi otuz sayfa sonra cevabımı aldım. Sanki bir dizi izliyormuşuzcasına
Otuz Yedi
Otuz YediSezin Karameşe · İnkılap Kitabevi Yayınevi · 20211,050 okunma
527 syf.
7/10 puan verdi
·
19 günde okudu
Kitabın girişinde söylendiği gibi: Ne tarih kitabı ne de roman. Aslında bana kalırsa tarih kitabı değil kesinlikle. Tam bir roman. Tarihî bir roman mı? Evet. Ama bugüne kadar okuduklarımdan biraz farklı bir teknikle yazılmış. Zaman zaman roman formundan çıkar gibi yapıyor. Anlatıcı araya girerek hikâyenin dışından tarih bilgisini veriyor. Ağılıklı
Veba Geceleri
Veba GeceleriOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20216,8bin okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
Türklerin Dostoyevskisi
En son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim; Bu bir başyapıt! Peyami Safa da Türklerin Dostoyevskisi. İnsanın tüm dehlizlerine inen ne bir eksik ne bir fazla tahlilleri ile tamamen insanı ve insana dair duyguları çıplaklıkla sergileyen bir roman. Psikoloji biliminin edebiyatı takip ettiğini gösteren en güçlü örneklerden biri. Ve bunu yaparken
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022141 okunma
Reklam