Eski/yeni ozanlar
eski ozanlar, kişilerini devlet adamları gibi konuştururlardı, şimdiki ozanlar ise söylevci gibi konuşturuyorlar.
"Söylevci için yeterli olan, dilin etkileridir. Mantıkçı için yeterli olan, bağıntıları ve
sonucudur; ve biri kesinliği önemsemez, ötekiyse süsleri."
Uzaktan turistler için çalınan Aztek davulu teponaztle sesleri geliyor. "Sahtekâr politikalar, yozlaşma, boş vaadler, yalanlar, yetti artık", diye sözlerini sürdürüyor doğaçlamadan söylevci. "Yürüyüş halindeki hareketi gösterelim onlara. Nereye? diye soruyor kuşkucular. Saygınlığa doğru. Saygınlık, ayakta olmaktır"
Mustafa Suphi
Sarsılmaz devrimci, seçkin kuramcı, büyük örgütçü, yetenekli edebiyatçı ve söylevci... Bu insanın özellikleri kısaca bunlardır. Onun hayatı ve ölümü, sözün en yüksek anlamıyla, bir zaferdir.
Sayfa 6 - Rozaliyev, Mustafa SuphiKitabı okudu
Bağırırlar şaire:
"Bir de torna tezgâhı başında göreydik seni.
Şiir de ne?
Boş iş.
Çalışmak, harcınız değil demek ki..."
Doğrusu
bizler için de
en yüce değerdir çalışmak.
Boş zamanınızı konuşmaya dikkat eden bir kulak geliştirmeye harcayın, çünkü bu şekilde başkalarının zorlukla öğrendiğini kolaylıkla öğrendiğinizi göreceksiniz.
...
✍️
İsokrates (M.Ö. 436-438)
Yunan söylevci
Şair İşçidir
Bağırırlar şaire:
'Bir de torna tezgâhı başında göreydik seni.
Şiir de ne?
Boş iş.
Çalışmak, harcınız değil demek ki...'
Doğrusu
bizler için de
en yüce değerdir çalışmak.
Şimdi topluluk arasında (trende ya da başka mekânlarda) sohbetler eskiye, geçmiş yıllara göre hissedilir biçimde değişti, halkımızın toplumsal konular üzerine ders verecek insanlara gönlü akıyor, onları dinlemeye can atıyor. Aslında topluluk içinde konuşmalar son derece zor başlar bizde; konuşmaya karar verene kadar başta bir süre kıvranır
Şair İşçidir
Bağırırlar şaire:
"Bir de torna tezgâhı başında göreydik seni.
Şiir de ne?
Boş iş.
Çalışmak, harcınız değil demek ki..."
Doğrusu
bizler için de
en yüce değerdir çalışmak.
Sayfa 69 - Mayakovski, Yeni Türkü Şiir Yayınları, 1. Baskı Şubat 1982
Ben şimdi şunu sormak istiyorum, söylevcinin hekimlik sanatı ile öteki sanatlar karşısındaki durumu, doğru ile eğri, iyi ile kötü, güzel ile çirkin karşısındaki durumu gibi midir? Söylevci bunları bilir mi, bilmez mi? İyi ile kötü, güzel ile çirkin, doğru ile eğri nedir, bunları gerçekten bilir mi? Yoksa sadece bilgisizleri kandırmanın yolunu öğrendiği için, bunları bilenlerden daha bilgili mi geçinir?
Sayfa 61Kitabı yarım bıraktı
Sokrates - Yani senin yetiştirdiğin adam, herhangi bir konuda çoğunluğu kendinden yana çekebilir, ama öğreterek değil de inandırarak, öyle değil mi?
Gorgias -Tam böyle.
Sokrates - Bundan başka, söylevcinin, sağlık konuların da bile, giderek hekimden daha çok inandırma gücünde oldu ğunu söyledin, değil mi?
Gorgias-Evet, kalabalık karşısında, öyle olur.
Sokrates - Yani bilgisiz kimseler karşısında demek istiyorsun; yoksa söylevci, bilgili kimseleri kandıramaz.
Sayfa 60Kitabı yarım bıraktı
Söylevci için yeterli olan, dilin etkileridir. Mantıkçı için yeterli olan, bağıntıları ve sonucudur; ve biri kesinliği önemsemez, ötekiyse süsleri.
Sayfa 60
Şimdi topluluk arasında (trende ya da başka mekânlarda) sohbetler eskiye, geçmiş yıllara göre hissedilir biçimde değişti, halkımızın toplumsal konular üzerine ders verecek insanlara gönlü akıyor, onları dinlemeye can atıyor. Aslında topluluk içinde konuşmalar son derece zor başlar bizde; konuşmaya karar verene kadar başta bir süre kıvranır