Yine bir şiir kitabı incelemesi ile karşınızdayım.
Cümlelerimi yazmadan önce şairin, şiir hakkında şu dizesini kesit olarak yazacağım;
...
“Mutluluk şiire yakışmaz,
bazen okunan şiirin altını
tuttuğun kalem değil,
gözyaşın çizer.”
...
Öncelikle hepimizin bildiği ama unuttuğu şiir türlerinden bahsetmek istiyorum bu inceleme de;
•Lirik Şiir:
“İnsanların senin hakkında ne düşündüğünü çok fazla umursuyorsun!”
“Bunun sana ne zararı var?”
“Biraz özgürlüğünden kaybedersin, çokça da mizah duygundan.”
“-Siz bir oyuncak doğurmuşsunuz hanımefendi, bense bir çocuk doğurdum, hayat dersinizi kendinize saklayın bir zahmet!”
“Küçük kız çocukları oyuncaklara benzemez, doğru, onlarda açtığımız yaraları iğne iplikle tutturamayız!”
Tavsiye üzerine başladığım bir Marc Levy romanı. Hikayesi ve akıcılığı o kadar iyiydi ki okumaya başladıktan 5 dakika sonra hikayenin içinde buldum kendimi.. Son ana kadar merak duygusunu gıdıklıyor Marc levy. Okuduğum son kitabı olmayacak belli ki herkese tavsiyedir.
Hafıza tuhaf bir sanatçıdır, hayatın renklerini yeni baştan çizer, yalnızca en güzel çizgileri, heyecan verici eğrileri korumak için vasat olanı siler.
Neydim ben senin için, hayatının iki evresi arasındaki köprü mü? Sevmekten hiç vazgeçmediğin adamın yolunu gözlerken, günün birinde döner diye beklerken sığındığın bir liman mı?"
"Önemli olan, sevdiğinin hangi şehirde, dünyanın hangi köşesinde olduğunu bilmek değil, bizi ona bağlayan aşkın derinliğidir şekerim. İnsan yaşamaya devam ettikçe hatalarını düzeltebilir Julia."
İyi bir kariyer! Yalnız kaldıklarında, çok yaklaştıklarını düşündükleri o başarının, aslında kendilerini yakınlarından uzaklaştırmış olduğunun farkına varan ne kadar çok insan var biliyor musun, kendilerinden uzaklaşmalarını saymıyorum bile.
-"Çünkü bakışımı görmeni istemiyorum."
-"Hangi bakışını?"
-"O bakışı!"
-"Ah! Affedersin ama söylediğinden bir şey anlamadım."
-"Siz erkeklerin, kendimizi sizin yanınızda iyi hissettiğimizde gözlerimizde gördüğünüz o bakıştan bahsediyorum."
-"Bunun için özel bir bakış olduğunu bilmiyordum."
-"Biliyorsun, sen de diğer erkekler gibisin, o bakışı çok iyi tanırsın!"
-"Tamam, öyle diyorsan öyledir! Peki, bir kerecik de olsa yanımda mutlu olduğunu kanıtlayan o bakışı görmem neden sakıncalı olsun ki?"
-"Çünkü görürsen, hemen beni terk etmenin en iyi yolunun ne olacağını düşünmeye başlarsın."
-"Küçük kâğıt parçasını ne yaptın?"
-"Hangi kâğıt parçasını?"
-"Tomas'ın yazdığı ve her zaman yanında taşıdığın notu, ceplerini boşalttığında bir mucize gibi ortaya çıkan kâğıdı, sana yaptığım kötülükten ötürü beni her seferinde suçlayan o kırışık kâğıt parçasını."
-"Kaybettim."
-"Kâğıdı gerçekten kaybettin mi?"
-"Söyledim ya!"
-"Sana inanmıyorum, bu tür şeyler asla tamamen kaybolmaz. Günün birinde, kalbinin derinliklerinden çıkaverir ortaya. Hadi, git çantanı hazırla."