Sensizliğin azabından bunaldım,
Basmadan gel bir ölümcül “ter” beni,
Bir şekilde, duyur bana sesini,
Yoksa bu dert, gece gündüz “yer” beni…
Varlığın var mı, üzen bir yanı?
Şüpheliysen, sor soruştur, bir tanı,
Nasıl sarar, bir sarmaşık, fidanı,
Sen de işte, öylesine, “sar” beni…
Bahar gelir, meltem olur, yel coşar,
Hep böyledir,
Bütün bu olanlara, demek kader diyorsun,
Oysaki gördüklerim, korkulu bir düş gibi,
Ne kadar anı varsa bırakıp gidiyorsun,
Ben düşerken toprağa, vurulmuş bir kuş gibi.