İnsan
tüm gelişkin primatlarda -aynen insan gibi- hareket, bilinç, üreme, zeka, haberleşme, korunma, ihtiyaçların tatmini, yardımlaşma, kıskanma ve hatta farklı bir düzeyde de olsa "ekonomi" gibi özellikler değişik derecelerde bulunur. bunlar insanın hayvani özelliklerinin doğrudan hayvanlar alemindeki temsilleri olarak kayda geçirilebilmektedir. fakat insanoğlu, aynı zamanda diğer hayvanların hiçbirinde örneklerini görmediğimiz tuhaf ve "doğaya aykırı" görünen özelliler sergiler. bunlardan en önemlisi, ahlaki kural ve yasaklar ile soyut kişiselleştirme (cansız nesnelere kişilik ve ruh atfetme) özellikleridir. ayrıca din, büyü, kurban sunma, tanrı fikri, tabular ve iradi olarak kendi bedeninde sakatlanmalar oluşturmak gibi garip ve tabiata aykırı fiiller, insanın adeta alamet-i farikasıdır. bunların nereden geldiğini ve nasıl ortaya çıkabildiğini bilmiyoruz. belki bir gün davranış kalıplarının bir kısmını veya tamamını keşfedebiliriz fakat yine de insan ve hayvan arasındaki en temel "mahiyet farkı" biyolojik bedenlerin çok ötesine uzanmaya devam edecek.
Alan Watts
"Doğa" olarak tercüme ettiğimiz Çince ve Taocu terim tzu-jan'dır, spontan yani kendiliğinden olan anlamına gelir. Öyle pek de kendiliğinden olmayan, mekanikle ve insan eliyle yapılmış şeylerle alakalı olsalardı, otomatik veya otomotiv kelimelerini de kullanabilirdik. Tzu-jan olarak doğa, her şeyin bağımsızca, kendi başına gelişip
Reklam
8/10 puan verdi
96 sayfa, bir çocuk kitabı olarak yayınlanmış olsa da; okunduğunda sadece çocuk kitabı olmadığı gayet belirginleşmiş olmalı. İlk okuduğumda Küçük Prens'in (Yazarın kendi çizimi olan suluboya resimleridir.) yaptığı resimlerin sadece bir hayal gücü ürünü olduğunu düşünsem de, aslında çocukların bilinç altında olayların ne kadar soyut bir hal aldığını gördüm. Ben de dahil çoğumuz "Ben büyümek istiyorum. Bende büyük bir kızım & oğlanım. " demiştiriz. Fakat; Küçük Prens 'ı okuduğumda çocukluğuma dair pişmanlıklar duydum. "Bu kadar çok büyümeyi istememeliydim belki de. " dedim mesela. Daha doğrusu etrafımda ki küçük çocuklara daha farklı yaklaşım gösterebildim. Yetişkinliğin tam anlamıyla nasıl olması gerektiğini Küçük Prens'in yolculuğu boyunca uğradığı tek bir kişiden oluşan gezegenlerde ki, kraldan, sanatçıdan, sarhoştan, iş adamından ve diğerlerinden gayet tabii etrafımızda ki 'biz de dahil olabiliriz' ritüel yetişkin tavır ve hareketlerini gözlemleye biliyoruz. Ben size şöyle bir soru yöneltmek istiyorum. Çocuğunuzun; kibirli, küştah, kendini beğenmiş, bencil, her şeye sahip olma duygusuyla beslenen bir birey haline dönüşmesini ister miydiniz? Eğer cevabınız 'hayır' sa Küçük Prens'ı kesinlikle okumalısınız
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015232,6bin okunma
96 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Modernite, Çoğulculuk Ve Anlam Krizi Peter L. Berger Thomas Luckmann Kitap, Mustafa Derviş Dereli çevirisi ile 2015 yılında Heretik yayınlar da çıkmıştır. Kitap içerik olarak yedi bölümde ve yüz sayfadan oluşmaktadır. Bölümler daha çok alt metin şekildedir. Bu bağlamda; genel konular bakımda modern dönemle birlikte toplumsal alandaki temel değişim
Modernite, Çoğulculuk ve Anlam Krizi
Modernite, Çoğulculuk ve Anlam KriziPeter L. Berger · Heretik Yayıncılık · 201522 okunma
296 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Eserin ismi sizce de ilgi çekici değil mi? Franz Kafka Gibi Yalnız. Sahi, Franz Kafka gibi nasıl yalnız olur insan? Bende bunu sordum kendime, eseri kütüphanede ilk gördüğümde. Kafka'nın üzerine yazılan, onu anlamak ve anlatmak için kaleme alınmış sayısız eserden biri bu eser. Kafka üzerine birçok inceleme okuma şansı buldum, fakat bu eserdeki
Franz Kafka Gibi Yalnız
Franz Kafka Gibi YalnızMarthe Robert · Can Yayınları · 201458 okunma
392 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
'Gödel dünyaya soyut matematiğin sonsuz olduğunu gösterdi; sayıları ne olursa olsun aksiyomlar ve çıkarsama kuralları matematiğin tamamını asla kapsayamaz... Benzer bir durumun fizik dünyasında da var olduğunu umarım. Eğer geleceğe bakış şeklim doğruysa bu, fizik dünyasının ve gökbiliminin de sonsuz olduğu anlamına gelir; ne kadar geleceğe gidersek gidelim, daima yeni bir şeyler, gelen yeni bilgiler, keşfedilecek yeni dünyalar, sürekli genişleyen bir yaşam, bilinç ve bellek alanı var olacaktır.' Freeman Dyson' un, kitabın 335. sayfasında yer alan bu sözleri kitabın belki de en hoşuma giden paragraflarından biriydi.. 'Her Şey' in çözülebilir olma kesinliğinin bilincinde olduğumuz bir yaşam sürmek sanırım çok tatsız olurdu; ne de olsa insanı yaşatan/geliştiren en önemli iki olgunun, merak ve gizemler olduğunu biliyorum. Kitabın her satırı, tarih, bilgi ve sorularla dolu. Ölmeden önce mutlaka okunması gerekenler listesinde.
Olanaksızın Fiziği
Olanaksızın FiziğiMichio Kaku · Odtü Geliştirme Vakfı Yayıncılık ve İletişim A.Ş. · 2016444 okunma
Reklam
600 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Kitaba başlamadan önce ufak bir araştırma yaptım ve kitabın ön yüzünü, arka yüzünü okuduktan sonra amaca hizmet etmek üzere yazılı bir kitap olması beni heyecanlandırdı. Kitabın girişinde yazarın birçok karakteri nasıl hayat bulduracağı bende merak uyandırıp kitabı alır almaz okumaya itti... Kitap dörr bölümden oluşuyor. Kitabın ilk bölümünde
Fi
FiAkilah Azra Kohen · Destek Yayınları · 201419,1bin okunma
Marx'ın kesin olarak söylediği gibi, "dünyayı değiştirmek" isterse, bu onun ta baştan öyle bir varlık olmasını gerektirir ki, dünya tümüyle onun için varolsun! Bu bir fosfor, ya da kurşun parçası için söylenemez elbet, çünkü bunlar dünyadan bir parça olduğu ve türlü güçlerle karşılaşıp çatıştığı halde o güçlerin nasıl etkileştiğini anlamazlar; oysa insan dünyayı gelecek bir duruma doğru aşıp geçebilir ve geri dönüp onu gözden geçirebilir. Dünya ise ancak kendini aşan ve değiştirince anlaşıp anılabilir. Varlığı bir sentez içinde tümüyle kavramıyla o sadece soyut olsaydı bile - ne evren üstü uçup giden orada sağlam bir noktaya tutunmayan çözük bilinç, ne de dünyanın yalnız bir durum 'unu yansıtan madde (nesne) muktedirdir. Bu ancak, evrende bir durum içinde bulunan, doğanın güçleri tarafından yere sımsıkı bağlanmış olsa da, dünyayı bir planla aşıp onu hükmü altına alabilen bir ademoğlunun elinden gelir. Devrimcinin her tutum ve davranışıyla somut olarak istemekte bulunduğu, "durum", "dünya-içreolmak" gibi yeni kavramların güzelce açıklanıp aydınlatılmasıdır. İdealistin kendisini şaşırtıp tıkmaya çalıştığı haklar ve ödevler fundalığından kurtulan devrimci asla materyalizmin dar geçitlerine düşmek zorunda değildir.
İnsanın ve İnsanlığın Ölümü
İnsanın içini karartan, karabasan dönüşen bir ruh ortamında var olmak bilinç ve direnç gerektirir. Duygulara kapılmadan sağlıklı bir düşünüş ile yaşamak ise böylesi bir zamanda oldukça güç. İnsanlığı savuran büyük bir kasırga var. Bedenselliğin ötesinde ruhlarda yaşanıyor büyük sarsıntı ve savrulma. İnsanların genelinde düşünmenin ötesinde
Sayfa 83 - MGV Yayınları
176 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
İNSAN DOĞASI ÜZERİNE KURAMLAR 1-PLATON , bilindiği üzere Sokrates'in öğrencisidir. Platonun dörtlü kuramına göre insan ruhunun üç ögesi bulunur; AKIL-TİN-İŞTAH. İnsan için ideal olan bu üç öge arasında aklın denetiminde kurulan uyumdur.Platon bu uyuma adalet demiştir. Bu üç öğeden hangisinin baskın olacağına göre farklı insan karakterleri
Yedi İnsan Doğası Kuramı
Yedi İnsan Doğası KuramıLeslie Stevenson · Say Yayınları · 20059 okunma
602 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.