Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
268 syf.
·
Puan vermedi
‘Kürk Mantolu Madonna; Maria Puder’, ‘Üst Kattaki Terörist’in Alt Kattaki Komşusu; Nurettin ‘, ‘Yüzüncü Ad’ın Dul Kadını; Marta’, ‘Baltası Kadar Masum Katil; Raskolnikov’, ‘İsimle Ateş Arasında; Nihade’, ‘ 5 yaşında kocaman bir çocuk; Alper Kamu’, ‘Afili Filinta; Nuh Tufan’, ve dahası... Ben kimseyi Ömer kadar sevmedim. Öyle roman
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019170,8bin okunma
Abidin Paşa, "iki cins ahu ve ceylan ot yiyip su içtilerse de birinden gübre, diğerinden saf misk oluştu." beytini açıklarken der ki: "insanlardan iki kişi bir mürşit ve âlime giderler. Fakat yaratılışlarından dolayı biri insan-ı kâmil, diğeri taklitçi ve batıl olur. Yönetimde de benzeri bir durum söz konusu. Aynı memuriyette iki memur bulunur. Biri akıllı ve düzgündür, idare ettiği insanlar rahat eder. İşlerinde misk gibi güzel kokular neşreder. Diğeri hem ahmaktır, hem de görevini kötüye kullanır. Aldığı tedbirler, yaptığı uygunsuz işler ahaliyi huzursuz eder. Düzen, disiplin, güzellik olan işyerinde şikayet, uygunsuzluk hasıl olur. Gübrenin kokusu bir iki dakikalık yerle sınırlıyken, kötünün kokusu yakın ve uzak yerlere ulaşır. Birçok kişinin zihinlerine ağırlık, işlerine perişanlık ve fenalık getirir."
Reklam
Abidin Paşa, "iki cins ahu ve ceylan ot yiyip su içtilerse de birinden gübre, diğerinden saf misk oluştu." beytini açıklarken der ki: "insanlardan iki kişi bir mürşit ve âlime giderler. Fakat yaratılışlarından dolayı biri insan-ı kâmil, diğeri taklitçi ve batıl olur. Yönetimde de benzeri bir durum söz konusu. Aynı memuriyette iki memur bulunur. Biri akıllı ve düzgündür, idare ettiği insanlar rahat eder. İşlerinde misk gibi güzel kokular neşreder. Diğeri hem ahmaktır, hem de görevini kötüye kullanır. Aldığı tedbirler, yaptığı uygunsuz işler ahaliyi huzursuz eder. Düzen, disiplin, güzellik olan işyerinde şikayet, uygunsuzluk hâsıl olur. Gübrenin kokusu bir iki dakikalık yerle sınırlıyken, kötünün kokusu yakın ve uzak yerlere ulaşır. Birçok kişinin zihinlerine ağırlık, işlerine perişanlık ve fenalık getirir."
İşte size (bilmeyenler için)1 Nisan şakasının tarihçesi: 15. yüzyılın sonlarında, Haçlı ordusu İspanya daki Endülüs üslümanlarının son kalesini kuşatır. Uzun süren bir kuşatma olmasına rağmen, kış aylarının da etkisiyle, kale korunabilmektedir. Durumun zorluğunu anlayan Haçlı ordusunun komutanı değişik taktikler düşünmektedir. En sonunda 31 Mart gecesi kalenin önüne giderek bir elinde Kur an bir elinde İncil; Şu iki kitap üzerine yemin ederim ki, teslim olursanız bu akşam size bir şey yapmayacağım der. Gerekli görüşmelerden sonra canlarının kurtarılması karşılığında Müslümanlar kaleyi teslim ederler. Ertesi sabah, yani 1 Nisan sabahı, Haçlı ordusu komutanı bütün Müslümanların öldürülmesi için emir verir. Bunun üzerine Müslümanlar Yemin etmiştiniz, bize söz vermiştiniz... dediklerinde Haçlı ordusu komutanı Benim sözüm size dün akşam içindi, bugün için size bir sözüm yoktur diye cevap verir ve BÜTÜN MÜSLÜMANLAR ORADA ŞEHİT EDİLİR. İşte o gün bugündür 1 Nisan Hristiyanlar arasında Hile Günü olarak kutlanmaktadır. Maalesef halkımız arasında da yaygınlaşmış, yüzlerce, binlerce Müslümanın katliam günü olan 1 Nisan lar, bir şaka günü olarak kutlanmaktadır. Nereden geldiğini bilelim. Bilelim de ona göre kutlayalım..
Atatürk'ün Edebiyatla İlgili Görüşleri Atatürk'ün her türüyle üzerinde durduğu bir sanat dalı da edebiyattır. Edebiyatın tanımını yapan Atatürk der ki: «Edebiyat denildiği zaman şu anlaşılır: Söz ve manayı, yani insan dimağında yer eden her türlü bilgileri ve insan karakterinin en büyük duygularını, bunları dinleyenleri veya okuyanları çok
“O kadar çok hümanist tanıdım ki! Radikal hümanist özellikle memurların dostudur. 'Solcu" hümanist diye adlandırılan da her şeyden fazla, insansal değerlerin korunmasını dert edinmiştir; hiçbir partiden değildir, çünkü insansal olana hıyanet etmek istemez, ama yine de küçük insanlara yakınlık duyar. O güzelim klasik kültürünü alçakgönüllülerin emrine verir. Hümanist, genel olarak, karısını kaybetmiş, gözleri yaşlı bir kimsedir; yıldönümlerinde ağlar durur. Kedileri, köpekleri ve bütün gelişmiş memeli hayvanları da sever. Komünist yazar, insanları ikinci beş yıllık plandan sonra sevmektedir; sevdiği için cezalandırmaktan kaçınmaz. Bütün güçlü kişiler gibi gösterişsizdir ve duygularını saklamasını bilir, ama bir bakış, ya da sesine verdiği bir anlamla, adaletle dolu acı sözlerinin ardında bulunan duyguları; insan kardeşleri için duyduğu o buruk ve tatlı duyguları hissettirir. Ortaya en son çıkmış olan en genç hümanist, yani katolik hümanist, insanlardan şaşkınlık ve hayranlıkla söz açar. "Bir Londra'lı liman işçisinin ya da ayakkabı fabrikasında çalışan kızın; bu küçük insanların hayatı ne güzel bir binbirgece masalıdır" der. O, meleklerin hümanizmini seçmiştir, onlar din ve ahlak bakımından yücelsin diye, güzel ve kasvetli uzun romanlar yazar. Bu romanlar sık sık Femina ödülünü kazanırlar.” (s.150-151)
Sayfa 150Kitabı okudu
Reklam
Tanrı, varlığının gerektirdiği biçimde herkesi yaratmış, niteliğini, mahiyetini, iradesini, hayrını ve şerrini, iyilik ve kötülüğünü önceden belirleyip alnına yazmış olup insan dünyaya geldiğinde, ilahi dilemenin belirlediği şeyin dışına çıkamaz ve başka bir şey olamaz. Burada da insanı insandan önce var olan bir belirlenime feda etmektedirler.
Sakın biyonik robot olmayın. Sonra sizi sistematik bir geri zekalıya dönüştürürler.. Unutmayın, “cehaletin bu kadarı ancak eğitimle mümkündür” diye bir söz vardır. Kafanızı kiraya vermeyin. Zamanınızı boşa geçirmeyin. Arkadaşlarınızı iyi seçin.. asimetrik düşünün.. Bana kalırsa, 4 yılda 4 fakülte okuyun. Son 2 yılınızı Mevlana, Yunus Emre ya da
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.