Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hayalcinin tam bir tanımını yapmak gerekirse; insandan çok, ara kademede bir yaratık, demek yerinde olur. Oturmak için çoğu zaman cehennemin bucağındaki yerleri seçer. Gündüz ışığından kaçmak istiyormuş gibi, oralara sığınır. Bir köşeye yerleşince de, sümüklüböceğin duvara yapışması gibi, ayrılmak bilmez. Daha doğrusu, bu bakımdan hep evciğiyle birlikte yaşayan kaplumbağaya benzer. İsli, nursuz, sigara dumanı sinmiş ve mutlaka yeşile boyalı şu dört duvara karşı bu bağlılık nedendir dersiniz? Niçin bu gülünç adam, eksile eksile tek tük kalan ahbaplarından biri evine gelince onu şaşkın, utangaç, hatta renkten renge girerek karşılar? O kadar ki, içeri adım atar atmaz insanın, bu evde ya bir cinayet işlenmiş ya da kalp para basıyorlar diyesi gelir. Yahut da, ev sahibi; sanki ölmüş bilinmeyen bir şairin dostu olarak ve hareketini “Kutsal bir ödev”. diye adlandırarak, basımevlerinden birine imzasız bir mektup hazırlamış, şimdi de, basılması için birtakım şiirler çiziktirmekle uğraşmaktadır. Niçin ev sahibiyle konuğu bir türlü konuşacak söz bulamazlar? Başka zamanlar çalçene, kahkahası bol olan, latif cinse ilişkin ve öbür neşeli konuları seven adamın dili neden tutuluverir? Bu ilk ve herhalde son ziyarette –çünkü böyle bir karşılaşmadan sonra ikinci kez gelmeyi aklından geçirmez tabii– niçin ziyaretçi de ev sahibinin şaşkın, donuk halini görünce onun gibi olur? Hele ev sahibinin konuşmayı canlandırmak için karşısındaki gibi, toplum hayatına, kadınlara ilişkin konularda bilgili görünmek, kendini yanlışlıkla kapısını çalan zavallı konuğun zevkine uydurmak istemesine ne demeli?
Reklam
Hiç akıldan çıkarılmaması gereken doğru şudur ki şiir konusunda genellemeler düzeyinde kalan her açıklama noksandır. Şiirden ve belki de bütün sanatlardan söz ederken konulan, konulmaya çalışılan kurallar her somut durumda sarsılabilir. Her şairin belirgin bir dünyası, her şiirin oturmuş, belirgin bir maddesi vardır. Eğer şiir üzerine konuşulacaksa genel sözlerin, her özel durumda yeniden gözden geçirilmesi, en azından o özel durum uğruna daha da derinleştirilmesi kaydıyla konuşulmalıdır
"şairlerin pervasızca kendilerinden söz etmelerini, birinci tekil şahıs kullanarak dizeler yazmalarını hemen yasaklıyor. "Söz edilecek bir 'ben' kaldı mı?" diye soruyor şairlere. "Da yatılacak bir ben yoksa söz edilecek bir ben de yoktur. Hanginiz kanserleşen bir ego olarak değil de, sıradan, alçakgönüllü bir varoluş olarak kendinizi dayatabilirsiniz? Modern şiir şairin kendisini dayatmasıyla ortaya çıktı ama günümüzde bu eylemi sadece iktidar budalası siyasetçilere özgülüyoruz."
Şarkılardaki cinsellik, edebiyatta olduğu gibi çeşitli şekillerde belirir. Şairin olduğu gibi, bestecinin de bir türlü söz geçiremediği, kendisini acılar içerisinde bırakan zalim bir sevgilisi vardır. Sevgilinin cinsiyeti önemli değildir. Ama her nedense "gece beraber olma" isteği bir türlü gerçekleşmemiş, erkeğin eli hep boş kalmıştır.
Ayni şairin eskiden ona inanılmaz gibi gelen paradoksal bir formülünü de şimdi çok iyi anlıyordu: "Kalbi sevmek için yaratılmış olan, hiç âşık olmamalı". Ne saçma söz! Ama o bugün karanlıklar içinde sevdiğini düşünerek sessizce gözyaşı döküyor, keşki onu hiç tanımasaydım, bu kadar derin ama umutsuz bir aşkla, ölürken insanın kendi canını sevmesi gibi sevmeseydim, diyordu. Öyle bir aşkla sevmeseydi, şu anda böylesine şiddetli bir acı, böylesine kara bir sıkıntı çekmeyecek, dayanılmaz ve korkunç derecede anlamsız bir arzu ile, bir anda bağlarını koparıp, bozkırda hiç durmadan, geceler boyu kilometrelerce yol alarak Calpak-Saz'a doğru koşmak istemeyecekti.
Sayfa 47
Reklam
Öykü Nasıl Yazılır-1
O Ses Sen Değilsin Diyelim ki ne yazacağımızı bulduk; olayı, kahramanı zihnimizde tasarladık. Yazar olarak niyetimizi ne ölçüde açık edeceğimizi ne ölçüde saklayacağımızı kurguladık. Değineceğimiz meseleleri, kullanacağımız mekânları, kanatlandıracağımız imgeleri seçtik. Bir öykünün iç dinamiğini yani merkezini teşkil edecek sorun yumağını
Sayfa 6 - Emin Gürdamur:
"Darası alınmış söz" olarak nitelendirilen şiir, şairin bir yontuç misali sözü fazlalıklarından arındırma çabasının ürünüdür.
Sayfa 133
Bir ülkenin yok oluşu bir trajedinin sonundaki rahatlama hissine ya da bir şairin doğrulukla ilgili mecazlarına benzemez. Bu ger­çektir. Demir kadar sert bir tarihtir. Duygusal birkaç söz ile anlatılması mümkün değildir ! Bir kitap okumuyordum. Çö­küşün gürültüsünü duyuyordum !
Sayfa 198Kitabı okudu
"İnsanın alçaldıkça yükseleceğine ve yükseldikçe alçalacağına inanmıyorum!" dedi. Şairane bir söz bu. Keşke şairin bu sözü edebi olduğu kadar doğru da olsaydı! Ama bir söz, güzeldir diye doğru kabul edilemez. Güzel söz başka, doğru söz başka! Ben doğruyu söylemeyi tercih ederim her ne kadar ve vezinli kafiyeli olmasa da.
Reklam
Burada tek önemli olan hakikat değil; bir deli de hakikati söyleyebilir, çıplak hakikati ilan edebilir... etkin olabilmesi için, hakikatin evcilleştirilmesi gerekir, hakikatin uyumu denilen şey de işte budur. Kimileri şairin deliliğinden söz eder; oysa şair, kendi deliliğini dizginleyebilme ve yönlendirebilme yeteneğinin armağan edilmiş olduğu kişidir.
Toprak — BekleyişKitabı okudu
" İnsan" dendiğinde ise maksat, sıra dışı ve gizemli üstün bir hakikattir; onun özel bir tanımı vardır ve o tanıma tabiatın diğer tezahür ve olguları girmez. O halde iki insan vardır; Bir biyolojinin bahsettiği insan, Diğeri ise hakkında şairin konuştuğu, filozofun söz söylediği, dinin ilgilendiği insandır.
Bir İdam Mahkumunun Son Günü
ÖNSÖZ Bu kitabın, yazar ismine yer verilmemiş ilk baskılarının başında sadece aşağıdaki satırlar mevcuttu: "Bu kitabın kaleme alınış nedeni iki türlü anlaşılabilir. Söz konusu olan ya bir bahtsızın son düşüncelerini karaladığı irili ufaklı bir tomar sarı kâğıdın bulunup kaydedilmiş ya da bu talihsize rastlayan bir adamın, bir filozofun, bir şairin zihninde takıntı halini alan, bütün benliğine hâkim olan, daha doğrusu bütün benliğine hâkim olmasına izin verdiği idam düşüncesinden onu ancak bir kitaba dönüştürerek kurtulmasıdır."
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Ondan o kadar söz etti, o kadar övdü ki, çok geçmeden kadına tüm ruhuyla bağlandığını anlayabildim. Kadının genç sayılmadığını, ilk kocasının ona kötü davrandığını ve bu yüzden tekrar evlenmek istemediğini söyledi. Söylediklerinden çok çarpıcı bir şekilde anlaşılan şuydu ki, kadını çok güzel ve çekici buluyordu, ilk kocasının hatalarının hatırasını silmek için kendisini seçmesini arzuluyordu, bu insanın saf ilgisini, aşkını ve sadakatini anlaşılır kılmak için her şeyi kelimesi kelimesine tekrarlamam lazım. Hatta aynı zamanda onun yüzündeki ifadeyi, sesindeki ahengi, bakışlarındaki gizli ateşi olduğu gibi anlatabilmem için çok büyük bir şairin yeteneğine sahip olmam lazım. Hayır onun bütün varlığındaki ve davranışlarındaki inceliği hiçbir sözcük ifade edemez; yeniden anlatacağım her şey yüzeysel kalır..
1.082 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.