“Başka bir deyişle, insan, birey özgür olmadan, dahası birey, toplumla birlikte özgürleşmeden dilin özgürleşmesi hem olanaklı değildir hem de anlamsızdır.”
Sayfa 105 - Hakan Savaş
Rupture * (Kopma)
“Nâzım, hapishanede on üç yıl hücrelerde yalnızlığı yaşamış ama yalnızlık duygusunu daima reddetmiştir. Başka hapishanelerde tutuklu bir arkadaşına, Kemal Tahir’e her hafta mektup yazıyor, ona iş ve düşünce önerilerinin yanı sıra kitap, para ve elbise gönderiyordu. Mektupları ufacık harflerle ve birbirine sıkışık biçimde yazılmıştı çünkü bir hapishaneden ötekine çok fazla ağırlığı olan mektuplar gönderecek parası yoktu.”
Sayfa 28 - Claude Roy
Reklam
“Gerçeküstücülük, belki de en yalın tanımıyla, kural tanımayan bir özgürlük arayışı, bir başkaldırıdır. Birey üzerindeki toplumsal denetime, baskıya, otoriteye bilinçaltının, düşlerin diliyle bir başkaldırı...”
Sayfa 104 - Hakan Savaş
Ne güzel bir tanımlama bu;
Lorca’nın tiyatro oyunlarından geriye kalan şiiridir, çünkü o öncelikle bir şairdir ve tiyatroyu “kitap sayfalarından kalkarak insan şekline giren bir şiir” olarak tanımlayan da kendisidir.
Sayfa 97 - Hakan Savaş
“Sonrası boşluk işte. Epey olmuş demek ki, önce eşyayı gördü gözüm, sonra bunların başının altındaki gölge kırmızıya döndü. Yaşa. Sabah oluyormuş demek ki, evet. O zaman canım yandı işte abi. Güneş şu perdenin üstüne vuruyordu böyle. O vurdukça dağıldı perdenin rengi, sanırsın yeşil bir şişe kırıldı üzerimde. O zaman dedim, “Niye hep böyle? Korusun diye yapılan, kırılınca kesiyor niye?”
Sayfa 70 - Hasibe Özdemir
“Tiyatroda sahne tasarımcısı, kostümcü, yönetmen gibi aşırı uzmanlaşmaya karşıyım. Tiyatro tek ve bütün bir iştir. Tiyatroyu oluşturan çeşitli öğeleri birbirinden ayıramazsınız. Biri diğerinin süsü ya da tamamlayıcısı değil, hepsi bir bütünün parçalarıdır. Tiyatroculuk diye bir iş vardır.”
Sayfa 43 - Metin Deniz
Reklam
27 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.