Sessiz gecelerde yalnızlığın sesi. Bir fısıltı gibi gelir kalbime. Hatıralar canlanır gözlerimden akar. Bir damla yaş olur düşer ellerime. Yıldızlar kayar dilekler tutarım. Sonsuz bir boşlukta yol alırım. Her adımımda o var bilirim. Kalbimden silinmez o sevgi derin. Gecelerin karanlığında umut ararım. Bir ışık gibi yol gösterir bana. Her nefesimde ismi yankılanır. Unutmak mümkün mü o anmadan. Zaman geçer anılar kalır geride. Bir gün gelir kavuşuruz belkide. Ama bil ki sevda sonsuzdur. Yalnızlığın sesi hep onu söyler bana.
Mustafa
Mustafa
DERMAN ARARDIM DERDİME Dermân arardım derdime derdim bana dermân imiş, Bürhân sorardım aslıma aslım bana bürhân imiş. Sağ u solum gözler idim dost yüzünü görsem deyü, Ben taşrada arar idim ol cân içinde cân imiş. Öyle sanırdım ayriyem dost gayrıdır ben gayriyem, Benden görüp işiteni bildim ki ol cânân imiş. Savm u sâlât u hac ile sanma
Reklam
Günün birinde küçük bir kız kendinden yaşça büyük birine aşık olur ama ilk defa yaşadığı bu duyguyu içine sindiremez hale gelir hayatında ilk defa aşık oluyordur…İlk defa böyle karmaşık bir duyguyu yaşıyor olması ona yetiyordur..Ve bir gün bir karar alır ve sevdiğinin kapısına gider sevdiğinin annesi açar kapıyı küçük kıza sorar -Kızım kimi
Kaç yaş yaşadı umutlar Uçup gittiğinde Girdiğim yas törenleri Sahiden girdim mi? Yüzdeye vurunca Kaçta kaç sevinç Acılar içinde Sahiden sevdim mi? Görür gözüm görmezden Bilir usum bilmez gibi Aldanıp al kumaşları Sahiden giydim mi? Mızrak batımı kar Mutsuzluk ovalarında Aradım, savaştım Sahiden buldum mu? Yere dikili gözler Baktım bir yerde yukarı Yukarda -- Sahiden gördüm mü?
Sayfa 109Kitabı okudu
68 syf.
·
Not rated
Tasavvufla ilgili araştırmalar yaparken bir gün bir kavrama rastlamıştım: âşık kendinden mesuldür. Yâni aşk dediğimiz o şey karşılıklı olan bir şey değildir aslında, öyle olması da beklenemez; aşk ancak ve ancak âşık olandan sorulur, bir tek onun bileceği iştir. Benzer bir deyişi de hocası Tapduk Emre "aşk yolunda arandım durdum, birçok şeyi yitirdim" diyen Yunus Emre'ye söyler: aşkının değeri onun yolunda feda ettiklerinle ölçülür. Bu kitabı okurken yoğun duygular yaşamanız, kitaptaki kadın karaktere de erkek karaktere de öfkelenmeniz, kızmanız, üzülmeniz ve acımanız olası. Hattâ suçlamanız da mümkün. Zira kitap insanoğlunun şu başının belası (ve aynı zamanda en büyük lütfu) olan aşk konusunda Sabahattin Âli'nin Kürk Mantolu Madonna'sına yakın bir çizgi izliyor. Tasavvuftaki öğreti âşık insan kendinden mesuldür derken âşık olunandan bir şey beklememeyi, istememeyi öğütler. Âşk öylece vardır, oradadır. Başka bir şeye, başka bir kişiye ihtiyacı yoktur. Beklentiden, umardan, ilgiden, karşılıktan, hırstan, istekten uzaktır. Zweig'in bu kitapta anlatmaya çalıştığı da, bana öyle geliyor ki, tam olarak budur. Ancak elbette ki bunu başarıp başaramadığı biraz da her okuyanın kendi geçmişine, yaşanmışlığına bağlı olacaktır. O yüzden tavsiyem, zaten kısa bir kitap olması hasebiyle, bir kerede ve yalnız başınıza okumanız yönündedir.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022226.9k okunma
Ah leyli leyli Marifet midir ki senin uğruna ölmek Ağlamak senin uğruna Dökmek yaşları şuursuzca Ah leyli leyli Hangi bahara sakladın kendini Hangi mevsimler aldı seni Hangi gurbetin ellerinde zulümdesin
Reklam
1,000 öğeden 181 ile 190 arasındakiler gösteriliyor.