Son solukta kişinin dili damağına dolaşırmış;
Şiirler demeyelim, yazık, sözler bundan aşınmış.
Sayfa 43Kitabı okudu
bir tek söz kalır
dişlerimin arasından
ben sana gülüm derim
gülün ömrü uzamaya başlar
verdiğim bütün sözler
sende kalsın isterim
ben sana gülüm derim
gül sana benzediği için ölümsüz
yazdığım bütün şiirler
sana başlayan bir kitap için önsöz
Yılmaz Erdoğan
"şimdi neden sustuk ki?" demeden ve hiçbir endişeye kapılmadan susmak... Bu ne büyük bir nimettir. Zira o susmanın, sükûtun ve sessizliğin ne sözler, ne sırlar, ne tınılar, ne nağmeler, ne şiirler, ne hikayeler vardır... bunu ancak akılları ve kalpleri fısıltı mesafesinde olan gerçek dostlar bilir.
Arayış
Sözler sahibini arıyor dudaklarda,
Şiirler şairini kitap sayfalarında,
Ben söylenmemiş sözleri arıyorum,
Söylenmemiş sözleri, dipsiz kuyularda,
Bir bir dağ zirvelerinde, şahikalarda,
Kaya oyuklarında, ağaç kovuklarında,
Gün ışığına çıkarmak için, dört bir köşede,
Sonra birden aklımı arıyorum,
Aklımı arıyorum, cinnet sayhalarında.
M. Faruk Serpici
Anlamlı sözler ve güzel şiirler yazdım,
Anlamı sen olan, güzelliğini senden almış.
Hergün en şık kıyafetlerimi giyiyorum. Belki sen beğenirsin diye. En sevdiğin kokuyu sürüyorum. Belki duyarsın diye. Seni mutlu edecek şeyler yapmak istiyorum. Belki gülersin diye. Bazen yalanlar söylüyorum. Belki kalırsın diye. Şiirler, sözler yazıyorum. Belki okursun diye. Bin kere belki diyorum. Bir kere keşke dememek için. Seni sevdiğimi fısıldıyorum. Usulca esen rüzgâra. Belki sende seversin diye...
Ümit ÜSKÜDAR
Sakın terk-i edepten:
1641 senesinde Şanlıurfa’da, Yusuf Nâbî isminde bir çocuk dünyaya gelir. Büyüdükçe hikemi şiirler yazmaya başlar. Peygamber âşığı olarak büyüyen bu güzel insan 1678 tarihinde, o zamanın devlet ricaliyle birlikte Hac vazifesini ifâ için yola düşer. Nâbî çok heyecanlıdır. Zira peygamber âşığı olan bir şair için Medine onulmaz bir mutluluktur. Lakin
Gülüşlerine şiirler , sözler yazmak saçmalıksa
En saçmalayan benim
Franz kara
