1.Emin Özdemir-Eleştirel Okuma
2.Dorethe Brande-Yazar Olmak
3.Edgar Allen Poe-Yazının Felsefesi
4.Hakan Bıçakçı-Uydurmanın İncelikleri
5.Ursula K. Le Guin-Dümeni Yaratıcılığa Kırmak
6.Okunması Gereken 501 Kitap
7.Virginia Woolf-Bir Okur Olarak I-II
8.Danell Jones-Virginia Woolf'tan Yazarlık Dersleri
9.Guiseppe Culicchia-Demek Yazar Olmak
Oktay Akbal , gazeteci ve yazar. Servet-i Fünun gazetesinde sekreterlik yaparak başladı bu iki mesleğe de. Hikaye, roman, anı, günlük, gezi, inceleme, deneme ve köşe yazısı olmak üzere birçok anlatım türünde eser verdi. Elliden fazla eser kaleme aldı ve bu eserler birçok ödüle layık görüldü. Ama en çok öykücülüğü ile tanındı.
Beyoğlu Festival
Kim olduğumu unuttum. Hala yazıyorum ama. Kim olduğumu hatırlarken de yazıyordum, şimdi de yazıyorum. Bu kez herkesin etrafına sarılı o bissürü hayattan yazıyorum ama. Gayet kolay. Gidiyor su gibi, kara kara kelimeler. Eskisi gibi ısssız değil galiba dünya. Fazla s'li ama. Sanki arkamda sürekli konuşan bir Johhny, bir de Mary var. Benim kim
“Bizim hakkımızda yazabileceğim daha pek çok hikâye var. Ancak anlattığım hikâye bu. Anlatmamı istediği hikâye bu. Sözümü tuttum. Dünyanın kara ormanına dalan Hansel ve Gratel gibiydik. Asla hayal bile edemeyeceğimiz cazibelerin, cadıların ve iblislerin yanı sıra ancak bir kısmını hayal ettiğimiz ihtişamlarla karşılaştık. Bu iki genç adına hiç
Son dönemde okuyup da kendimi onda bulduğum çok nadir eser var: Kuşlar Yasına Gider gibi. Babayla sözsüz iletişim, ailedeki hastalıklar, gurbetteki oğul, türkülere sevdalı bir gönül, yolculuklarla türküler arasındaki ilişki, her şeyden önce Ege coğrafyası ve kültürü, kasabaları, köyleri hepsi aşina… Ege’den İç Anadolu'ya ıssız bozkırdaki
Beni hiç tanımayacak, hiç tanıyamayacak olan sana. Benden sana bir sitem mektubu. Ne yazık ki benim mektubum seninki kadar ince değil.
Bugün sana bu satırları yazmak için doldurdum kalemime mürekkebi. Senin için ışıkları söndürüp mumumu yaktım ve sözsüz bir şeyler dinliyorum. Şu an sadece seni anlamaya çalışıyorum ve evet, sen beni hiç
Yedi Kırba Su ve Elveda Ashâbım Allah Rasûlü’nün ﷺ defalarca bayıldığı gece Medine titriyor; sahâbe sessiz, sözsüz ağlıyordu. Allah Rasûlü ﷺ son bir daha Mescid’e çıkıp ashabıyla buluşmak istedi. Fakat ayaklarında derman yoktu. Su tedi, “Bağları çözülmemiş yedi kırba suyu üzerime dökün; Belki hafiflerim de insanlara nasihat ederim.” buyurdu.72 Suyun yardımıyla kalkacak ashâbına son sözlerini söyleyecekti. Eşi Hz. Hafsa’ya ait bir leğenin içerisine oturtuldu. “Tamam” diyene kadar üzerine su döküldü. Hz. Abbas’la Hz. Ali’nin kolları arasında dermansızlıktan kaldıramadığı ayakları yere süründüğü hâlde mescide çıktı.73 Minberin ilk basamağına oturarak îrad ettiği hutbesinde şöyle buyurdu: “Ey insanlar! Duydum ki, Peygamberinizin vefat edeceğini düşünüp endişe ediyorsunuz. Hangi Peygamber ümmeti içinde ebedî kaldı ki, ben sizin aranızda kalayım? Bilesiniz ki, ben yakında Rabbime kavuşacağım. Muhakkak siz de ardımdan gelecek, bana ulaşacaksınız. Ey Ensar! Size ilk Muhacirlere iyilik etmenizi tavsiye ederim.(…) Ey Muhacirler! Size de Ensara iyilikte bulunmanızı tavsiye ederim.(…) Sizler yine bana kavuşacaksınız. Bilesiniz ki, buluşacağımız yer, Kevser Havuzu kenarıdır. Her kim yarın orada benimle buluşmak isterse elini ve dilini menhiyyâttan uzak tutsun.”
Tanpınar’ın tüm öykülerinin toplantığı bir eser. Bir kuyumcu titizliğiyle satır satır işliyor öykülerini. Bu arada öykü diyorum ama bazıları roman olacakken öyküye evrilmis gibi.
Tanpınar inanılmaz detaycı bir adam,hiç acele etmeden sakin sakin anlatır. Gördükleri karşısında adeta zaman ve nesneler duruyor kısacık "an"lar bile onun
Ey su ey su, yine de ey su ey su!
Aşk ve muhabbet mi besliyorsun?
Kıyıya dalga üstüne dalga atıyorsun
Sakin değilsin, rahat durmuyorsun
Ne rahat var ne de huzur var sana
Yoksa aşık mı oldun Allah'ına?
Ya da kalbimizi sen andırırcasına
Bir başka sefer de şöyle söyledin: "Beni senin yanından alıp götürseler bile kadınlarla barışık olmayı sürdür, çünkü tüm gizler herkesten çok kadınlara yakındır." O gün bugün yıldızlar ve kadınlar dışında kimseyle böyle sözsüz söyleşilerde bulunmadım.
"sadece sessiz harfler var olsun isterdim..
şarkılar sözsüz...
gözlerimi acıtmayan bir aydınlıkta
gece mahmurlugu..
çok fazla gürültülü sanki
bu şehrin yalnızlığı.."
Kitaba bilmədim 8 ya 9 bal verim, əsl 8.5 lik idi) (son vaxtlar da kitabların hamısına 10 bal verməmək üçün çalışıram bal aralığımı daha aşağı çəkəm)
Aziza Gasimova ablama da burdan teşekkürler #dosthesabınaoxuyuruq
Qəribə haldı ki ardıcıl olaraq, "kəpənək" effektini, başqa sözlə, etdiyimiz hər bir dəyişikliyin, hərəkətin dünyada hansı
Samsara kelimesi Hinduizm'de geçmekte olup ölüm, yaşam ve ölüm döngüsünü anlatmak için kullanılmıştır. Yani, ölüp yeniden beden bulma bir nevi reenkarnasyon.
Samsara belgeselinde herhangi bir diyalog bulunmamaktadır. Dünyanın çeşitli yerlerinden görsellerle izleyenlerin karşısında bulunmakta olan belgesel, tüm yorum ve düşünceleri izleyenlere