Toynbee ve çağdaşlarının Batı medeniyetine ve ilerleme fikrine olan inancını derinden sarsan eser, Oswald Spengler'in Batı nın Çöküşü kitabıdır. Batı medeniyetinin kendi içinden yıkılmakta olduğunu haber verir ve geniş bir 'düşüş' ve 'çöküş' literatürünün ortaya çıkmasına öncülük eder. Tipik bir Alman olarak Spengler,
Çok İyi Bilinmesi Gereken Filozof ve Edebiyatçılar,
Satırlar, sayfanın ortasında küçük bir yere yazılmıştı:
Soren Kierkegaard
Oswald Spengler
Franz Kafka
Friedrich Nietszche
The Tragic Aspect
Sayfa 120 - İletişim Sinan Yayınları, Birinci Bölüm
Mehmed Akif, İstiklâl Marşı'mızda medeniyet mefhumunu önemsemediğini açıkça belli eder. Mehmed Âkifin medeniyet yaklaşımına benzer görüşü İsmet Özel'de de görebiliriz. İsmet Özel, İslâm medeniyetinin olmadığını söyler. İslâm medeniyetinden ziyade Müslüman toplum üzerinde durmanın gerekli olduğunu savunur. Bu sebeple 1978'de yazdığı Üç Mesele isimli kitabında çözüm olarak İslâm ahlâkını savunmak olarak görür. İsmet Özel, medeniyet tanımını da Spengler'den ödünç olarak kültürün donmuş hâli olarak belirler. Ona göre medeniyet çürüme, teknoloji azgınlık, yabancılaşma ise bir gururdan ibarettir. Bunun yanında Yahya Kemal ise başka bir zaviyeden bakarak kendisinin İslâm medeniyetinin şairi, Mehmed Âkifin ise İslâm şairi olduğunu söyler.
Oswald ın ilk okuduğum kitabıydı yazarla biraz gaç tanıştığımı düşünüyorum
Düşünceleri güzel, mantıklı. Hayata dair siyasete dair etkili fikirleri var
Eserin içeriğine gelirsek ;
Oswald , küresel ölçekli büyük savaşlarda hırpalanmış. İnsanlığın trajik dönüşümleri veciz ifadelerle dile getiriyor
Fazla kaderci olması ve bunu tarih felsefesine yansıtmasına karşıcıkmakla beraber din konusundaki, görüşlerinin bir kısmına katılmıyorum fakat kendisinden yararlanılacak güzel noktaları ve fikirleri oldukça fazla
Kitaplığınızda olmasi gereken bir kitap
DüşüncelerOswald Spengler · Karbon Kitaplar · 202086 okunma
Spengler:
Batı medeniyetinin veya Batılıların, bütün dünyayı istila etmesi ilk başta müspet ve değerli bir durum gibi gözükse de, aslında bir aşamadır. Medeniyet, kendi kendisini tahrip edecek bazı unsurlar taşıdır ve bunlar adım adım etkin oldukları için, bu etkinlik Batı dünyasının çöküşünün başlangıcı olarak görülmelidir. Kısaca modern medeniyetin, varlığını sağlayan sebeplerin etkin varlığı bir aşamadan sonra yükselme ve tahakkümü güçlendirmeyi değil, çözülmeyi ve çöküşü intaç ediyor. Bu unsurlar Medeniyetin mütemmim cüzleri olduğu için, Batı'nın bundan kurtulması mümkün değildir; yani Batı yapısal olarak kendisini imha edecek unsurları da içinde taşıyor ve bu unsurlar zorunlu olarak etkinleşiyor ve bu da zorunlu olarak çöküşü getiriyor. Gidişatın sonucu Batı'nın çöküşü.
"lzdırap. Sefilleşme. Olmayı istemekten asla tamamen vazgeçmediğimiz yere geri dönmek için zaman geldi. Spengler'in deyişiyle "artık tahammül sınırının ötesine dek gerildikçe gerilmiş."
Bugün kapitalizmin zorunlu işçi devriminden ve sınıfsal diyalektik savaştan kurtuluşu için tatmin edici kaçış yolunun bulunması meselesi; meşhur deyimle kapitalizmin aklını başına getirmiş olup bilimsel tehlike öngörüsüyle işçiyi yenilemeye, ona yalandan imkanlar vererek hayatta zenginlerin çıkarlarını korumaya ve sonuçta işçide refah,