“Kendini hor gören, kendini beğenmiş adamla hemen hemen birdir,” diyen Spinoza, her bilinçli erdem, gizli bir kötülüğü saklamak ya da düzeltmek için bir çabadır diyen psikanalistlerin sevdikleri bir kuramı, tek bir cümle içine sıkıştırmış oluyor. Spinoza, insanın kendisini hor görmesini sevmiyor ama, alçak gönüllülüğe tutkun; eylemle uyuşmayan gurura da karşı. Kendini beğenmişlik başkalarının canını sıkar, “kendini beğenmiş adam, başardığı büyük işleri anlatır, başkalarının yalnızca kötü yanlarından söz eder.” Yaptığı ve başardığı işleri ağzı açık dinleyecek, kendinden aşağı kimselerin karşısında büyük zevk duyar. Sonunda da, kendisini en çok övenlerin kurbanı olur. Çünkü “dalkavuklukla en çok aldanan, kendini beğenmiş kişidir.”
Ancak onu uyandıran, felsefe ve bilim yoluyla devasa dün­yayı tanımaya iten, Yahudi cemaatinin dinsel hayatından ve eğitiminden duyduğu tatminsizlik veya henüz filizleurneye başlayan entelektüel rnerakı degildi sadece. Felsefi duruşunu tayin edecek bir sorgulama sürecine girmesine neden olan bir hissiyata da kapılmıştı: Gündelik arayışların özellikle de Arns­ terdarnlı bir tüccarın maddi arayışlarının beyhudeliği ve haki­kati -doğal hadiseler hakkındaki ampirik gerçekler degil, Sok­rat'ın deyişiyle insan hayatını anlamlı kılan hakikatlar- arama­nın çekiciligi. Entelektüel'in Kendini Düzeltrnesi Üzerine adlı eserinde yazdıkla­rıyla hayatının bu dönemine işaret ediyor olmalıdır:
İletişim Yayınları
Reklam
Spinoza-Descartes farkı
Spinoza Descartes'tan farklı olarak, düalist bir gerçeklik anlayışına sahip değil. Bir monist Spinoza. Bunun anlamı da, bütün doğayı ve yaşam ilişkilerini tek ve aynı töze indirgiyor olması."
Sayfa 284 - Pan
+ Spinoza / Etik ve geometri
"Bu bizim kulaklarımıza belki biraz tuhaf geliyor. Etik deyince filozofların anladığı, iyi bir hayat sürmek için nasıl yaşamamız gerektiğine ilişkin bir öğreti. Bu anlamda örneğin Sokrates ya da Aristoteles etiğinden bahsediyoruz. Ama bizim çağımızda etik bir bakıma başka insanları rahatsız etmeden yaşamamızı sağlayan birkaç kurala indirgenmiş bulunuyor."
Sayfa 283 - Pan
Felsefe-Din ilişkisi Ilk çağ Yunan, Plotinus, Spinoza, Stoacılar
Zeller'in başını çektiği bazı düşünürler, ruhun evren içindeki yerinin ne olduğu, nasıl düştüğü ve bulunduğu durumdan nasıl kurtulacağı, nasıl anayurduna geri dö­nebileceği sorununun sadece onun yani Plotinos'un felsefi kuramının müm­kün kılmış olduğu doğal bir uzantıdan başka bir şey olmadığı görüşünü ileri sürmektedirler. Buna karşılık başka düşünürler Plotinos'un asıl amacının Yunan akılcılığının talepleri içinde ruhun kurtuluşu­nu mümkün kılacak bir kuram ortaya atmak olduğunu söylemektedirler. Nihayet üçüncü bir grup Plotinos'ta bu iki sorunun veya amacın birbi­ rinden ayrılamaz olduğunu, Plotinosçuluğun böylece aynı zamanda dinsel de­ ğeri olan bir felsefi sistem veya felsefi dünya görüşüne dayanan, felsefi araç­ları kullanan bir dinsel kurtuluş öğretisi olarak ele alınmasının daha uygun olacağını ileri sürmektedir.
Sayfa 82 - İSTANBUL BiLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYlNLARIKitabı okuyor
Spinoza
Fakat siz, insanın, eğer fıtratı gereği günah işliyorsa, mazur görülebileceğini ileri sürüyorsunuz; ancak bu olgudan ne çıkardığınızı açıklamıyorsunuz. Bu yoksa Tanrının onlara kızmasının engelleneceği mi? Yoksa onların Tanrının bilgisi ve sevgisinden ibaret kutsallığı hakettikleri mi? Eğer ilkini kastediyorsanız Tanrının öfkelenmediği ve herşeyin onun iradesiyle olduğunda tamamıyla hemfikirim. Fakat insanların hepsinin bu nedenle mutlu olması gerektiği fikrine karşıyım. Hiç şüphesiz insanların hataları mazur görülebilir, ancak buna rağmen mutluluğu çıkarabilir ve çeşitli şekillerde eziyet çekebilirler. Bir at insan değil de at olduğu için mazur görülebilir; ancak onun insan değil at olması gereklidir. Bir köpeğin ısırmasıyla kuduran bir insan mazur görülebilir; ancak boğulmaktan ölmesi gerektiği de doğrudur. Aynı şekilde ihtiraslarına hakim olamayan, onları kanunlara riayet babında kontrol altında tutamayan kimse de zayıflığı nedeniyle mazur görülebilse bile Tanrının özüne, bilgisine ve sevgisine uymanın hazzını alamaz ve kaçınılmaz olarak yokolur. —Spinoza
Reklam
136 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Yaşasın mı " Monad" lar?
Gotfried Wilhelm Leibniz'in Monadoloji kitabı, felsefi türde kaleme alınmış, Monadlar ortaya konarak "Metafizik Üzerine Bir Konuşma" kitabıdır. Yazarın Felsefi Bakış Açısı: Leibniz, dindar düşünce yapısını benimsemesi ve hatta tarikat üyesi olması nedeniyle, hristiyan kiliselerinin birleştirilerek büyük bir güç oluşturmasını,
Monadoloji
MonadolojiGottfried Leibniz · Bilge Kültür Sanat · 2014326 okunma
Akıl ve Ruh, Plotinos'ta Tanrı'dan çıkmış, ondan taşmışlardır
Eğer panteizmden, her şeyin Tanrı olduğu; duyusal veya fiziksel dünyanın, doğanın da şu veya bu şekilde Tanrı ile aynı şey olduğu, çünkü onun tözünden, onun varlığından pay aldığını kabul eden bir görüşü, örneğin Stoacılığın veya Spinoza'nın bu yöndeki öğreti­lerini anlıyorsak; Plotinos bu anlamda bir panteist değildir; eğer ondan duyusal dünyayı dışarıda bırakmak üzere var olan her şeyin yani Akıl ve Ruh'un da Tanrı olduğunu veya Tanrı'nın açılımları olduğunu kastediyorsak, Plotinos'un bu anlamda bir panteist olduğunu söylememizde bir sakınca yoktur.
Sayfa 73 - İSTANBUL BiLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYlNLARIKitabı okuyor
Spinoza’ya göre, Tanrı’yı keşfetmenin ve deneyimlemenin anahtarı, ilahi bir huşu ve tapınma yoluyla teslimiyet değil, felsefe ve bilimdir. Dinsel tapınma, yalnızca batıl inançlı davranışlara ve dini otoritelere boyun eğmeye yol açarken felsefe ve bilim, aydınlanmaya, özgürlüğe ve gerçek kutsallığa (yani iç huzura; varoluş ‘neşe’sine) götürür.
Bir şeylere doğru oldukları için değer vermeliyiz, eski oldukları için değil.
Sayfa 252Kitabı okudu
Reklam
L Varolan her şey ya kendi başına vardır, ya da başka bir şeye bağlı olarak, II. Başka bir şey aracılığıyla kavranması mümkün olmayan bir şey kendi kendine kavranmak zorundadır. III. Mevcut bir neden varsa bundan zorunlu olarak bir sonuç çıkar, ama mevcut bir neden yoksa bir sonuç çıkması da imkânsızdır. IV. Sonucun bilgisi nedenin bilgisine bağlıdır ve bu bilgiyi gerektirir.
Sayfa 28 - KabalcıKitabı okuyor
Etika Temel Kavramlar Dizini
Ebedi bir hakikati, bir başka deyişle bir ilişki bileşimini anlamamak, bunu bir buyrukmuş gibi yorumlamak için yeterlidir. Öyleyse bu ikinci tür göstergeler, birer buyurucu gösterge ya da vahiy etkisidir; bizi itaat ettirmekten başka bir anlamları yoktur. Teolojinin kesinlikle en büyük zararı da, itaat ve bilmenin doğaları arasındaki farkı göz ardı edip gizlemesi ve itaat ilkelerini bize bilgi modelleri olarak kabul ettirmiş olmasıdır.
Sayfa 80 - Norgunk YayıncılıkKitabı okudu
ETİKA'NIN BİR AHLAKTAN FARKLILIĞI ÜZERİNE
Küçük çocukların mutlu olduğunu ya da ilk insanın yetkin olduğunu düşünmek kesinlikle mümkün değildir: Hem çocuklar hem de ilk insan, nedenlerden ve doğalardan habersiz, salt olayın bilincine indirgenmiş, yasasını bilmedikleri sonuçlara katlanmaya mahkum bir hâlde, her şeyin kölesi konumundadırlar, yetkinsizlikleri ölçüsünde de tedirgin ve mutsuzdurlar.
Sayfa 30 - Norgunk YayıncılıkKitabı okudu
Sonucu, ilk nedenini göz önüne almadan bilmeye çalışmak, önyargıların oluşumuna zemin hazırlar, önyargılar büyüyüp çoğaldıkça da toplum aklı bir kenara koyup batıl inançlara yönelir. Batıl inançlarsa, dış etkilere her zaman ve fazlasıyla açık olan insan doğasını iyiden iyiye bu etkilerin esiri haline getirir ve insan dış etkilere maruz kaldıkça, zarara uğrayıp onu yaşama bağlayan tutkaldan, yani sevinçten gitgide uzaklaşır ve kederin oyuncağı haline dönüştürür.
Sayfa 19 - KabalcıKitabı okuyor
Tanrı, Insan ve Insanın Mutluluğu Üzerine Kısa Bir İnceleme) adlı eserinde şöyle der: "Yaşadıklarımdan öğrendim ki, günlük yaşantımızda biteviye olan olaylar aslında boş ve anlamsız şeyler. Anladım ki zihnimi ele geçirmelerine izin vermediğim sürece, korkularıma neden olan durumların hiçbiri kendi başlarına ne iyiler, ne kötüler. Bu yüzden ben de en sonunda kararımı verdim ve..salt zihne hitap edebilecek nitelikte bir şey varsa, yani keşfettiğimde ve kendisine vakıf olduğumda gerçekten de bana sürekli, üstün ve sonsuz mutluluğu yaşatabilecek nitelikte hakiki iyi diyebileceğim bir şey varsa, işte bu şeyi araştırmaya koyuldum."
Sayfa 8 - KabalcıKitabı okuyor
Resim