--- SPOILER İÇERİYOR OLABİLİR!!!!!! ---
--- SPOILER İÇERİYOR OLABİLİR!!!!!! --- :)))
Tam olarak buradaydı, diye hatırladı kraliçe. Janos Slynt, Ned Stark’ın kafasını saçlarından tutarak havaya kaldırmıştı, Stark’ın hayat kanı merdivenlerden aşağı akmıştı, o andan sonra geri dönüş olmamıştı.
Hatıralar çok uzak görünüyordu. Joffrey ölmüştü, Stark’ın bütün oğulları da öyle. Cersei’nin babası bile can vermişti. Ve şimdi Cersei yine Yüce Sept’in basamaklarında duruyordu ama bu sefer, ayak takımının izlediği kişi Ned Stark değil, oydu.
O hafta içinde kıyı bölgesinin çeşitli yerlerinde, Albay'ın on yedi oğlu, alınlarındaki küllü haç işaretlerine nişan alan bilinmedik katiller tarafından tavşan avlanır gibi vuruldular.
Spoiler içeriyor olabilir emin değilim.
Şimdi kendi kendisiyle gurur duyma zamanıydı, şimdi yaptığı şeyi yapabildiği, en sonunda cesaretini toplayıp bu yaşama veda edebildiği için. Ne büyük bir sevinç! Üstelik her zaman düşlediği biçimde yapıyordu bu işi ; hiçbir iz bırakmayan uyku haplarını kullanarak.
"Bana bir daha hiç yapmak istemeyeceğim bir şey yaptı. Ona kendini kötü hissettirmemi sağladı. Dylan'ı bir kez daha terk etmeme neden oldu. En kötüsü de ona dünyadaki kimsenin hissetmesini istemediğim o duyguyu hissettirmemi sağladı; yalnızlığı ve güvendiği tek kişi tarafından da terk edildiğini. Yapayalnız kaldığını ve artık daima açılacağından emin olduğu bir kapısı kalmadığını."