Spoiler içerir.
"Hata ediyorsunuz, Mr. Willoughby, yanlış davranıyorsunuz," dedi Elinor; sesi, elinde olmadan, duyduğu acımayı belli etti; " bu şekilde konuşmamalısınız hem Mrs. Willoughby hem de kız kardeşim hakkında. Siz seçiminizi yaptınız. Kimse sizi zorlamadı. Eşinizin sizden nezaket görmeye hakkı var, en azından saygı görmeye hakkı var. Sizi seviyor olmalı, yoksa sizinle evlenmezdi. Ona kaba davranmak, ondan küçümseyerek bahsetmek Marianne için hiçbir şeyi telafi etmez - ben de bunun kendi vicdanınızı rahatlatacağını sanmıyorum."
Spoiler!
“Cennette sadece lastik tabanlı, ses çıkarmayan pabuçlar var. Cennette uyuyabilirim.”
Reklam
KİTAPTAN SPOILER İÇERİR!!!!
"Bakın doktor, sevgili dostum, ben asla bu işin uzmanlarının izledikleri süreçlere bel bağlayan biri değilim. Benim aradığım parmak izleri ya da sigara külleri değil. Beni İlgilendiren işin psikolojisi. Ama bu işte biraz bilimden destek almam gerektiğini hissediyorum. Bu kompartıman ipucu dolu, ama bu ipuçlarının gerçek olduğundan, düzmece olmadığından emin olabilir miyim? Hayır." "Sizi tam olarak anlayamıyorum, Mösyö Poirot." "Size bunu bir örnekle açıklamaya çalışayım. Bir kadın mendili bulduk. Bunu düşüren bir kadın mıydı? Yoksa bir erkek, bu cinayeti işleyen bir erkek, 'Bunun bir kadın cinayeti olarak görünmesini sağlamalıyım,' diye mi düşündü? 'Düşmanımı birçok kez bıçaklarım, yaralardan bazılarının hafif hatta çizik şeklinde olmasına dikkat ederim ve bulunacak şekilde bu mendili düşürürüm.' Bu bir olasılık. Tabii bir diğer olasılık daha var. Katil bir kadın ve pipo temizleyicisini özellikle, katilin erkek sanılması için düşürdü. Ya da ciddi bir biçimde iki kişinin -bir kadın ve bir erkek- bu cinayete karışmış olduklarını ve her birinin geride dikkatsizlikten kimliklerini ortaya çıkaracak bir ipucu bıraktığını mı düşünelim? Bu kadar rastlantı biraz fazla, öyle değil mi?"
Nasıl 25 yıl geriye gidebilirim? Süleyman Demirel'den sonra daha Ahmet Necdet Sezer ve Abdullah Gül var. Onlardan sonra Erdoğan cumhurbaşkanı oluyor. Alın, bu da sıradaki seçimler için size SPOİLER olsun!
Spoiler
"Hayatımın aşkı öldü ve onu arayıp özür dileyemem, geri dönme sini sağlayamam. Sonsuza dek gitti. Yani evet, Monique, pişmanım. Onsuz geçirdiğim her saniye için pişmanım. Onun canının yanmasına sebep olmuş bütün aptalca hareketlerim için pişmanım. Beni terk ettiği gün peşinden gitmeliydim. Kalması için ona yalvarmalıydım. Özür dilemeli, ona güller göndermeli, Hollywood yazısının tepesine çıkıp 'Celia St. James'e âşığım!' diye bağırmalı, beni çarmıha germelerine izin vermeliydim. Yapmam gereken buydu. Şimdi o yok ama ömrümce yiyip bitiremeyeceğim kadar param var ve adımı Hollywood tarihine kazıdım. Artık bütün bunların ne kadar boş olduğunu biliyorum. Bunu, göğsümü gere gere onu sevmeye tercih ettiğim her saniye için kendimi suçluyorum. Ama bu bir lüks. Zengin ve ünlü olduğunda bunu yapabilirsin. Ancak onlara sahipken zenginliğin ve şöhretin değersiz olduğuna karar verebilirsin. O zamanlar hâlâ yapmak istediğim her şeyi yapabilecek zamanım olduğunu düşünüyordum. Kartları doğru oynarsam hepsini elde edebileceğimi."
Spoiler
"Andie'den kurtulmak için kesinlikle sebebi vardı. Acaba burada ağabey-kardeş cinayet ekibi mi var?"
Sayfa 130Kitabı okudu
Reklam
(...) Bu süre içinde anlıyorsun ki insanlar sensiz yaşayabiliyor. Şaşırma, gerçekten. Aslında sen bir hiçsin! Evet seviyorlar seni falan ama ölsen (bir gün öleceksin bilmiyor muydun, spoiler gibi oldu ama trip atma) toplum sarsılmayacak, dolar düşmeyecek. Farkında mısın, bu dünya sırf sen bakıyorsun diye var aslında... Bu dünya kaç milyar yaşında bilmem ama senin dünyan, yaşayabileceğin 70-80 yıl kadar var sadece. Bu daracık zaman dilimindeki teknolojik yenilikler, senin için birer mucize.
Eylül hüzün ve matem ayıdır
3 senedir kitaplığımda duruyordu bu eser bende bir çok okur gibi cesaret edip okumaya hazır hissetmiyordum kendimi dün sabah 8 de başladım ve 33 saate bitirdim. Bir çok yorumda çok sıkıcı olduğunu görmüştüm bu da beni açıkçası kitaba karşı ön yargı oluşturuyordu ve sürekli erteliyordum. Ama şimdi keşke daha önce okusaydım diyorum. Romanda 3 ana
Onu sevmek, nefes almak gibidir. Gel de nefes almaktan vazgeç şimdi" demiş Mevlana. Sevmek, şansın yoksa yaşarken ruhen ölmeyi göze almaktır. Stefan Zweig' in Satranç kitabını okudum ve beğenmişle beğenmemiş arasında kaldım. Yalnız iyi olan bir tarafı var bu yazarın; olay örgüsü kuvvetli ve okurken film izliyormuşçasına bir his uyandırıyor.
146 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.